bugün

(bkz: heyecanın kalmaması)
(bkz: sevgiliyi eskisi kadar sevmediğini hissetmek)
sadece bir his olma ihtimali yüksek bir durumdur. insandaki doyumsuzluk, hep daha fazlasını isteme durumu ve alışkanlığa dönüşen orjinallikler kişiyi bu duygunun pençesine teslim eder. hem kendinin hem de muhatabın hayatını zehir eden süreç bu hisle başlar. aşk acıtmaya başlar.
aşk ın en çok can yaktığı dönemdir. herşeyin eskisi gibi olmasını istersiniz ancak ne bir cevap, ne bir neden bulabilirsiniz. zaten herşeyin güzel gitmesi için sonuna kadar çaba sarfetmişsinizdir ama anlamıyordur. verdiğiniz her emek yavaş yavaş kaybolmaktadır.
elbet sorarsınız kendisine * neden böyle oldu? diye alacağınız cevap : "artık olgunluğa eriştiğiniz" dir. . .
ama yalandır aşk olgunluk değildir, herşeyi çocukça yaşayabildiğiniz, yüreğinizi sonuna kadar zorladığınız, onun için her imkanı yaratabilmenizdir (bkz: #5405323) olmuyordur ama. . .
bu durumlarda kendinizi boşu boşuna hiç kandırmayın, çırpınmanın ne size, ne de ona faydasıolacaktır. aksine daha çok uzaklaşmanızı sağlayacaktır. varsın olsun hemen bitsin. . .
(bkz: ayrılık çanlarının çalması)
- pipican sen beni ağğtık sevmiouuuooğn
- nereden çıkardın canım ben seni önce bi seveyim sen şuraya bi uzanda ondan sonra karar ver.
her bünyenin başına gelir.

aşk güzel duygu ama eskiyince çöpe atıp vitrinleri tekrar süzmekten çekinmeyin, her ne kadar bunu reddetseniz de sonunda yine kendinizi buluyorsunuz o vitrinin önünde.
uzatılmaması gereken bir duygudurumudur. iki yolu vardır ya gıdersin yada evlenirsin
iktidarsızlık ve cesaretsizlikten muzdarip kızın senden uzaklaşma hadisesi.
hissediliyorsa, vardır birşey. daha önce nasıl sevdiğini hissediyordu bu kişi, şimdi de öyle sevmediğini hissediyordur ve doğru histir.
belki de aşk bu noktaya gelmeden bitirmek, yerinde ve zamanında gitmek en doğrusu. katlanılması çok güç bir durumdur çünkü bu.
Anlarsın ki ilişkinde 4.hakem ışıklı tabelayı kaldırmıştır. 90 artılara geçilmiştir.
kendisi bilir deyip geçiniz.
dertler derya olmuş bende bir sandal savrulup gitmişim dağılmışım ben şarkısı eşliğinde bira yudumlamaktır.
iki sevdiceğin arasında geçen ve bizzat sahit olduğum sözlerdir.
kız çocuğun elinde ilk zamanlarda çektirdikleri resimleri görür heyecanla ve gülen gözlerle çocuğa dönüp
-ne çok sevmişim ben seni ( gözler buğulu, ağladı ağlayacak)
+şimdi okadar sevmiyor musun?
-seviyorum ama ilk zamanlar bi başkaydı, hiç olumsuz düşünmezdim, hep olumlu şeyler düşünür ve iyi olacak derdim, beni bırakmayacağına inanırdım hep, beni hiç terketmeyeceğine... ama bi kere ayrıldın benden bu ayrılık olumsuz düşünceleri yıktı üstüme...
(susar ikiside )
- ama hala aynı seviyorum seni, ne az ne fazla aynı yani.
+ ne yani hala ilk günki gibimi aşkın sevgin,?
- bence aynı..
+bak kızım ben seni çok seviyorum tamam mı bunu aklından çıkarma ve bırakmıcam seni bi daha.
- bende çok seviyorum seni..
(bkz: acısa da öldürmez)
ya sevmiyordur eskisi kadar, ya sen sevmiyorsundur.
ya da;
sevildiğinden daha fazla sevildiğini sandın, ta en başta...
(bkz: oluruna bırak)
televizyonun fişi çekilir. gazetelerin magazin kısımları eve sokulmadan imha edilir.
aslında öncedende pek sevmediğini gösterir.
kesin başka biri vardır...
yol verme zamanının geldiğini gösterir.
zamanla yavaş yavaş işleyen senin aklına milyonlarca fikrin girip çıkmasına sebeb olan durum.
alışkanlığa dönüştüğünü hissetmesidir.
sevmiyorsa seveni bulmak gerekir.
güncel Önemli Başlıklar