bugün

bir insanı sevmek istersen bir sebep bulursun, yeter ki iste, engel mengel dinlemez.
istemezsen de kuş tutsa ağzıyla bin engel bulursun.

ee beni sevmek isteyen var mı?
birine hayır dersek kaderimizi mi değiştiririz yoksa kaderimiz olduğu için mi hayır deriz ?
cuz i irade insanin tercih hakkına denir. hayir dersen tercihen başka bir yol seçmiş olursun.
(zina haramdir bu arada helalinizi bekleyin.)

külli irade ise goz rengi saç rengi anne babamiz gibi degistirmeye gücümüzün yetmeyecegi allah'ın kaderimize yazdığı şeylerdir.

allah c.c. için dün bugün yarin kavramaları yoktur. o c.c. ilmiyle olmuş ve olacak herşeyi bilendir. sizin neyi tercih ettiğinizi bilmesi, tercihinize müdehale ettiği anlamına gelmez.
kelebek etkisi misali tanıştığınız bu kişi hayatınıza etki de edebilir. düşünüyorum da mesela farklı zamanlarda farklı değerleriyle o 2 kadın hayatıma girmemiş olsaydı şuan ben bugünkü ben olmazdım. evet kesinlikle olmazdım.

biz buna kader demeyelim yine de.
Düşündükçe kafayı yediren aşırı derin konulardır.

Yani, ben nasıl olsa evleneceğim kişiyle bir yerde rast gelirim deyip hiçbir şey yapmamak mı gerekiyor? insanın kaderi kendi çabasıyla bir tutulmuştur. Buna göre eğer ben hiçbir yere çıkamazsam o tanışacağım kişiyi nereden göreceğim? Kafamda deli sorular...
kadercilik bir cepte dursun ,hint felsefesine göre hayatına giren kişi girmesi gereken kişidir,hangi sıfatla olursa olsun sana katacağı,öğreteceği bir ders vardır.
yıllardır herkesin bir sebebi vardır ,yok kadercilik yok kısmetçilik diyen ben artık diyorum ki hepsi tesadüf .zilyon tane kombinasyon var ve birileri bir şekilde denk geliyor .haa öğretiyor mu tabi ki her deneyimle öğreniyorsun.ama irade cuzi irade bizim.o noktadaki tüm veriler ,olasılık payı da dahil karar ve seçim paketine.
yani ben x kişisiyle tanışıyorum bir şekilde kaderde olduğu için değil olasılıklar dahilinde olduğu için orada belki seçme sansım yok ama o kişiyi sevip sevmemek iradem.
en güzel senaryoyu allah yazar, o kişiyi en güzel şekilde çıkarır karşımıza.
Salt kadın erkek ilişkileri değil, genel manada insanlarla Tanışma görüşme konuşma ülfet (yakınlık dostluk arkadaşlık ahbaplık) kurma yada kontak kuramama anlaşamama zıtlaşma ve uyumsuzluk v.s. Olaylarının hepsi de kaderin içindedir dışında değil. Ezel bezminde, kalu bela da yani Ruhlar aleminde ülfet edenler dünyada da ülfet ederler. Orada yakınlık kuramayanlar yada tanışmayanlar burada da kontak kuramaz veya tanışamazlar. Ol emrinden olma emrine kadar olup olacak herşey levhi mahfuzda yazılıdır. Buraya kadar perdenin gerisidir. Bizi ilgilendirmez...

Kader allahın bilgisidir kulun değil. Kul kadere değil iradeye bakar. Kaderle uğraşmak kulun görevi değildir. Kul kendi işine bakmalı allahın işine karışmamalı. Aksi halde kafasını duvara çarpar.

sevgi ve evlilik konusunda tercih ve iradeyi görmezden gelip olayı sadece Bu şekliyle yorumlanmak hatalı. Her sevdiğin kişi senin nasibin yada kaderin olmayabilir. Bilemeyiz. işin Orası bize muallak ve belirsiz. Bunu işin olup olmadığı belirler. Mesela, O zaman hz ademin oğlu kabil de kalkıp kardeşi habili öldürüp onun payı (allahın emriyle) olan kendi ikizini kaçırıp zorla sahip olduğunda "kızı ele geçirdim demekki bu benim kaderimmiş" derdi ve çıkardı işin içinden. Yok öyle bir kader anlayışı. O zaman her zalim despot cebbar yada güçlü, kendi yaptıklarını kaderin üzerine yamar. Veyahutta aciz pısırık korkak v.s. de çıkar der ki "bak gördünmü kaderimde yokmuş olmadı". iyi Ama sen hiç çaba göstermedinki. Oturduğun yerde durdun kaldın. Sebeplere sarılmadın. Yol yöntem izlemedin. Çalışmadın gayret etmedin arzunu talep etmedin halini arzetmedin istekli olmadın uğraşmadın sabretmedin veya legal yollar varken illegal yollara tevessül ettin, neticede işlediğin haramlar belkide seni nasibin olan helalden mahrum etti. Neticede Bu yine senin seçimin. Senin iraden.

Ha şunu diyebilir insan; seni karşıma allah çıkarttı. iyi güzel tamam Eyvallah. Ama sen de o da seçim yaptınız tercih ettiniz irade gösterdiniz ve şayet diğer şartlar da elverip işiniz neticelendiyse ancak bu benim nasibimmiş yada kaderimde bu varmış diyebilirsiniz. Ondan önce bunu söyleyemez, sanki kaderin ne olup olmadığını biliyormuşcasına hüküm verip hareket edemezsiniz.

Kader, icra (kaza, yaşanma) edilmeden bu kaderdir diyemezsiniz. Biz kullar için Olandır kader. Olmayan yada olacak olanlar kader değil gayb dır. Bilmiyoruz ki olacak mı olmayacak mı? Gaybı ise Allah bilir sadece.

Netice: insan bir şeyi gerçekten istiyorsa allah o kuluna yardım eder. Niyetinde ciddi ve samimi ise. Biri olmazsa diğeri olur, ama olur. Aramaz sormaz gevşek davranırsan, kimsecikleri beğenmez gelene gidene burnu büyüklük yapar bekler durursan, illa da şöyle şöyle olsun der bahaneler uydurursan daha çok beklersin bu kafayla..olur mu? He belki olur. Ne zaman? Allah bilir...kimbilir, belkide nasibiniz nasipsizliktir. Öyle ya, o da bir nasiptir. Madem en iyisini istiyorsun, o zaman beklemeyi de göze alıyorsun demektir. Ama netice yine de garanti değildir. Zira çoğu zaman sona kalan dona kalır. Asla bilemeyiz sonunda ne olacağını.

Erkeğin görevi aramak bulmak adaylardan seçip talep etmek, kadının ise seçim yapmak. Biri istemez diğeri beğenmezse nasıl olacak o iş? Ondan sonra ne? Kader. Olur..

Dinimizin bize emrettiği şey bir an evvel evlenmek. Uygun şartların yada kişilerin oluşmasını beklemek değil. Öyle bir islam dini yok. Bunlar insanların ailelerin yada toplumun işlerine öyle geldiği için uydurduğu bir din algısı. Çünkü Temeli ve kökeni dünya. Halbuki din dünyadan daha kıymetli olmalıydı ama hani nerde??
tercihlerimiz; hem günümüzü, hem sonumuzu belirler, kanaatimce.
kaderimde bu da mı yoktu der geçerim.

journey - seperate ways şarkısında da denildiği gibi ''love will find you''

sanırım o aşk beni hiç bir zaman bulmayacak.
Olabilir.

Paganlar buna biraz farklı inanır. Hangi tarafın paganı bilmiyorum. Bizim aile karışık ve inançlarının boyutunu öğrenmek için iyi araştırma yapmak gerekiyor çünkü hepsi kendi inandıklarını diğer tarafa geçirmiş.

inanışa göre, şu an yaşadığımız her şeyi ruh daha önce yaşadı. Ruh her şeyi yaşadı ve sonucunda bir bedene girdi. En baştan yeniden yaşamaya başladı. O kazayı aslında ikinci kez yaşıyor, o insanı ikinci kez görüyor. Bunun sebebinin şu olduguna inaniyorlar. Allah seni istemediğin bir hayata göndermiyor. Sana her şeyi izlettiriyor ya da yaşatıyor, sonucunda bunları bilerek bedeninin içine giriyorsun.

Yine inanışa göre kabul etme sebebi var olmanın yok olmaktan daha güzel olması ve gerçek aşk.

Gerçek aşkından ayrılmayı kabul edemeyen ruhun bir bedene kavuşup gerçek aşkını bilinçsizce aramaya başladığı düşünülür. Biri vardır, onu çok iyi tanırsın, o da seni tanır. Aynı dili konuşur, aynı şeyleri sever, aynı şeyleri sevmezsin. Aranda kontrolsüz bir çekim oluşur. Kendini tamamlanmış hissedersin. Onun sevdiği şeyleri daha çok sever, onun gözleri ile bakmaya başlarsın. işte bu kişinin ruhunun eşi olduğuna inanılır.

Sonucunda o kişiyle yaşanan şeylerin günah olarak yazılmayacağı söylenir. Zaten o kişi ile bir başka hayatta evlidir kişi. Günahsız bir birlikteliktir bu. Hatta bu iki insanın birbirlerine kavuştukları an tüm günahlarının yavaş yavaş silindiğine inanılır. Çünkü ruh en sonunda tamamlanmıştır. Bir boşluk hissi içinde eşini aramıştır. Zaten yeterince acı çekmiştir. Beden olanların farkında değildir ama ruh beden uyuduğu zaman bile rüyalarda sevdiği insanı aramıştır. Her an huzursuzca yaşamıştır.

Şeytanın bile iki aşık insanın arasına girmeyeceği söylenir. Aşık ınsanları ayıranlar ise şeytandan öte bir varlık olarak görülür ve buna inanan insanlar tarafından toplum dışına itilir. Kimse onlarla konuşmaz, göz göze gelmez, iyilik ya da kötülük yapmaz. O kişi artık yoktur.

Aslında çoğu inanç ve kültürün içinde aşk kutsanmıştır. Birbirini seven insanlara saygı vardır, sevgi vardır. Mesela büyünün en çok tercih edildiği topluluklarda bile aşk büyüsü ve ayırma büyüsü yasaklanmıştır. Paganlar büyünün her türlüsü ile uğraşırken aşk ile ilgili olanlardan kaçınmıştır.

Bi de ülkemize bak. Mezhepler farklı derler ayırırlar. Eğitim durumu uygun değil derler ayırırlar. Biri daha önce evlenmiş ayrılmış derler, olmaz diyip ayırırlar. Biri sarışın biri esmer olmaz derler. Birinin boyu çok kısa derler. Biri çirkin derler. Biri fazla güzel derler.

Benim kızım kimsenin elini tutamaz derler. Benim oğlum çapkın istediğini altına alır derler. Anca 4 kez isterseniz kızımı verdim derim derler. Bana ve çocuklarıma altın alırsanız evlenebilirsiniz derler. Başlık parası olmadan evlenemezsiniz derler.

Çok kötü insanların içinde yaşıyoruz. Kendi doğru ve yanlışlarından başka hiçbir şeye saygıları yok. Ay çok sıkılıyorum.
ben sevdiğim insanla iş başvurusu için elimde olan seçeneklerden arasından bir tanesini seçtiğim, daha doğrusu yolumun üstü olduğu için iş başvurusuna gittiğim sırada tanışmıştım. o yüzden bilemedim sözlük. yani yolumun üstü diye aklıma esip oraya başvuruya gitmeseydim sanırım tanışamazdık. bilemedim.
güncel Önemli Başlıklar