bugün

+Nasıl yok ya.

iki kişilik hikayede hiç mi suçum yok. Yapmışımdır bir şeyler. Yine olmuştur umursamazlığım, 1 saate ararım demişimdir de 16. saat günaydın demişimdir.

Yaparım böyle şeyler.
(bkz: düşüyo mu böyle)
senin suçun yok aslında,
aşk yağmuru ile sırılsıklam olan ben kendimi ayazda bıraktım..

kendimi inandırmış sadece bir tutam sevgi diye sayılmaya çalışan bendim sonuçta..

ah be kederin pençesine nasıl da düşmüştüm sen diye,
yok yok aslında anlamakta zorlanan kalbimle..

sahi bir söz dinlemeyen aptal kalbimle, ne mi yapıyorum şimdi..

ben sessizim ama o ..

nasıl da atıyor hala utanmadan ..

kabahat bende bu kalbe yüz veren hep bende,
inat bir yolcu gibi yolu seyre dalan uyumayı bilmeyen gözlerimde..
Senin suçun yok aslında. Sen benim hayatımı çalmadın, o mahvetme imkanını ben sundum sana. Dedim ki bende kırılacak, yakılacak bir yürek var sana feda olsun, al istediğin gibi kır, parçala. Senin suçun yok aslında. Tüm hata bende, yüzlerce insana rağmen ben buldum seni, ben geldim sana, koşa koşa. Sanki sevilecek başka bir insan yokmuş gibi. Yine suç bende, azıcık çaba göstersen affedecektim seni ama sen kılını bile, kılını bile kıpırdatmadın. Neyse, ağaçta duran kuş dalın kırılmasından asla korkmaz, onun güveni ağaca değil kendi kanatlarınadır. Siz de, siz de kendinize güvenin biraz mutlaka, mutlaka üstesinden geleceksiniz.