bugün

Hayatını karşılık beklemeksizin sevdiğine verebilen insanların yaşadığı yıllardır. Şimdi kimse size bir şeyini vermez üstüne sizden almaya çalışırlar. Herkesin davası farklı olmuş gördüğüm kadarıyla. Tabi anlıyorum özgürce istediğin dala konmak varken neden ömür boyu bir dalda tüneyesin? özgürlük çok değerli gercekten ama asıl paha biçilemez olan şey; özgürlüğünü uğruna harcadığın şeydir. Bana kalırsa asıl sevgi de böyle ayırt edilir, "elimi sallasam ellisi" zihniyeti sevgiyi öldüren tek zihniyettir, altında insanin kendisini Aşırı derecede değerli bulmasi gibi bir algı yatar.
bir sms in 2 kontör olduğu yıllardır.

çaldırmak yerine "seni seviyorum" mesajı almışsanız gerçekten o insan sizi seviyordur. çünkü kalan 146 karakteri çöpe atmıştır sizin için.
eskiden de vardı sevince kendini verenler şu an da var sadece oranlar değişti.
şu anki kahpeliklerin başlıca sebepleri cebimizde taşıdığımız teknoloji bence. en büyük sorun istediğin zaman ulaşabiliyorsun eski sevdiğine. insanlar yalnız kalmaya o kadar korkar olmuş uykusu gelmeyince oturup kendiyle yüzleşeceğine illa birilerine mesaj atıyor. vakit gece oldu mu ben yalnızım havalarına giriyor herkes. işte o zaman teknoloji giriyor devreye; bazen hiç birlikte olmayacağı bir insana bazen eski birlikte olduğuna atıyor mesajı. sonra birine umut verip ortada bırakıyor birine acı çektirmiş oluyor. şu anki ilişkilerin çoğunu bitiren şey de teknoloji zaten. kimi whatsappa girdiği halde mesaj atmıyor diye, kimi evde takılacağım deyip dışarıda yer bildirimi yaptı diye, biri facebookta başkasının resmini beğendi diye kavga çıkartıyor. eski aşkların güzelliği işte burda akla geliyor. nasıl olmuş da yıllarca başka bir şehirde ne telefon ne skype'ta görüşmediği halde insanlar birbirini beklemiş diyoruz. ama bence o bekleyiş şu anki bekleyişten daha değerli çünkü eskiden mektup dışında hasret giderebilecekleri birşey yoktu ellerinde. ha bir de anılardan başka. ve daha garanti çünkü onların ufak sorunları gözlerinde büyütebilecek lüksleri yoktu.
"seni seviyorum " cumlesi kimsenin uzerine tapulu degil.dolayisiyla insanlar hangi rengi sevdigini bilmeden de bir insanı omur boyu sevebilir. Sevgiyi kendi icinde arayacaksin dedenin icinde degil. Yani, tarihte ki her zaman diliminde seni seviyorum seni seviyorumdur.
1990 ve öncesi yıllar, bu kelimenin yeri o zamanlar hakkıyla dolduruluyormuş.

ben şimdi hatuna "seni seviyorum aşkım" diyorum "ya siktirgit başımdan yine ne oldu" diyor. hesabını siz yapın işte
seni seviyorum dediğiniz insanın "yaa ama ben onu unutamadım" demediği yıllardır.

insanların ben kötü değilim benim hatam değildi hiç bir şey deyip

aynı hataya aynı günaha bile bile düşmedikleri yıllardı...
bu sihirli sözcüğün pek nadir kullanıldığı, kullanıldığında geriye dönüşü olmayan bir yola girildiğini gösteren yıllardı. insanların daha samimi daha dürüst olduğu yıllardı.

sen bilmezsin, baban hatırlamaz ama deden iyi bilir.

şimdilerde böylemi? bok öyle.
ulan daha ne iş yaptığını bilmeden, hangi rengi sevdiğini, kaç şekerli çay içtiğini bilmeden sevmeye sevişmeye başlayıp bir anda biten ilişkiler yaşıyoruz. bu hayati duyguları ve sözleri flörtten flörde atlayarak ne de çabuk eskitmişiz. çok yazık..
güncel Önemli Başlıklar