bugün

"sevgi nedir?" sorusunu uzun uzun düşündüren gerçek bir başyapıttır.

sevgi emek miydi yoksa sevgi duyguların en güzelinin peşinden sürüklenmek miydi?
sevgi bir çocuğun, evladın masum ve temiz gözleri miydi yoksa sevgilinin ateş gbii yanan aşk dolu gözlerinde saklı bakışları mıydı?

neydi sevgi? günümüz "modernizm" denen canavarın dişlerine takılan dolarlar , eurolar mydı; para mıydı? ya da ısaca sevgi geçmişin tozlu raflarında kalan güzel bir anı mıydı; neydi?
unutulmaz replikler, unutulmaz sanatcılar ve unutulmaz bir kurguya sahip olan 1977 atıf yılmaz filmi.
bu arada samet rolünü oynayan çocuk oyuncu daha önce deli yürek gibi başarılı filmlerde de oynamış elif inci isimli kadın oyuncudur.
cengiz aytmatov un kendi deyişiyle " sıradan insan" ı anlattığı incecik roman.

--spoiler--

o dönem sovyetler birliğine bağlı bir bölgenin insanlarını, 1 mayısta çocuklara bayram hediyeleri alınmasını, ilk adımını atan çocuğa düzenlenen şöleni, ayseli, ilyası, baytemiri, kendi hikayesi için çabalayan iyi insanları anlatan kitaptır.

baytemirinin hikayesi gözlerden yaş getirir.

" aysel oğluyla gidebilirdi. bu tamamen ona aitti. yürekleri nasıl fısıldarsa, akılları nasıl hükmederse öyle yapsınlar. bana gelince.. ben.. ne konuşuyoruz burada.. kim oluyorum, benden ne biter.."

--spoiler--
ben bu filmi ne zaman izlesem ağlıyorum sonunda. hayır ezberledim artık niye böyle oluyor yahu. belki bir kadının duygularını bu kadar güzel anlattığı için, belki çok hayatın içinden olduğu için...
imdb' de 8.3 puanla "romance" kategorisinde 21. sırada yer alan yerli filmdir.
ilyas (iç ses): Bu ne güzel kız böyle…
Asya (iç ses): Yakışıklı çocuk, buralı değil herhalde…
ilyas (iç ses): Kekliği ürkütmemeli!
Asya (iç ses): Anam bi duyarsa…
ilyas: Al yazmalı, bi dakka!
Asya (iç ses) : Durursam bir daha kurtulamam…
ilyas: Biraz süt versene bacım
Asya (iç ses): Sankim bebek de meme emicek, deli oğlan.

bu kadar mı? güzel olur insanın iç sesi.
kadir inanırın oyunculuğuyla neden yeşilçamın en iyisi olduğunu bağıra bağıra akıllara işlediği filmdir.
ilk olarak bölük pörçük izlenmiş ve aşık olunmuş bir filmdi benim için. sonra yavaş yavaş ayrıntılarını görmeye başladım ve daha çok bağlandım filme. çünkü böyle bir yalınlıkta anlatılan birşey daha önce görmemiş gibiyim. tüm karakterler o kadar bi yere gönderme yapma amacından uzak ve o kadar kendi ki filmin içinde, ister istemez seviyor insan. türkan şoray ve kadir inanır resmen biçilmiş kaftan bu roller için.

değinmeden edemeyeceğim bir konuda var. bu film aslında bir kitaptan uyarlama. yani aslında büyük çoğunluğun kanaatidir ki kitap filme çevrilirken elbet atlanan yerler veya kitabı okumuş seyircinin hayal kırıklıkları olur. yönetmenin iyiliğinden mi yoksa yazarın sadeliğinden ve olayın içtenliğinden mi bilinmez bu filmde öyle hissetmiyor insan. hatta kadir inanırın oynadığı karakteri ben hayalimde canlandırırken aynı kodlamayı yapmıştım. karakter, yüz hatları hep aynıydılar.

insana her izlediğinde sevgi neydi? sorusuna cevap aratan filmdir kısaca.
gelmiş geçmiş en iyi film müziği bu kadar net. duygular bu kadar güzel akar mı? söze ne hacet ses zaten herşeyi fısıldıyor kullaklara.
bin kez izlesem yine izlerim filmlerimden.
adamın boğazına taş oturtur bu film son sahnesiyle. böyle yutkunamazsınız ya lanet edersiniz herşeye. işte öyle bir çaresizliktir asya' nınkisi. hayatının en zor seçimidir bu. ailesi ile sevdiğinin arasında kalmak gibi çaresizce fütursuzca...

gene izledim gene duygulandım arkadaş.!
diyecek söz bulamamanın beyaz perdeye ve notalara izdüşümüdür bu film... asya'nın sevgi emektir repliğiyle duygular taramalı tüfekle taranır resmen velhasıl kelam gece gece iyi geldi bu film.
erkek halimle şu yaşımda beni her izlediğimde ağlatır bu film. biz de bulsak emek vereni seven bir asya. ya da seçen diyelim. "sevgi emekti..."
efsane bir film. türk sinemasının sultan'ı unutulmaz bir kadın portresi çizdi gözümüzde bu filmle.
beni ağlatan tek eski türk filmidir. müzikleri de bir harika.

unutulmaz.
beni ağlatan tek filmdir.
--spoiler--
elini tuttum. sıcacıktı. yüreği elimdeymiş gibi.
--spoiler--
--spoiler--
kamyonla ilerlerken asya ilyasa bakar sevgi ve heyecan dolu gözlerle ve şunları geçirir içinden: "erkekten korkmayı öğretmişler bize. halbuki bundan hiç korkmadım."

cemşid sametle şömine önünde oyuncaklarla oynarken asya bu mutlu ana şahit olur ve şöyle düşünür: "mutluluk bu muydu? mutluluk neydi ben bilmezdim. o vardı bir zamanlar. onu sevmiştim. sevgi o muydu? sevgi neydi? coşkun akan bir dere, sonbahar rüzgarıyla ürperen yapraklar, cama vurup dağılan yağmur damlaları, bir yürek çarpıntısı... sonunda coşkun dere durulur. yaprak kurur, dökülür. yağmur diner güneş açardı... sevgi neydi? sevgi sahip çıkan dost, sıcak insan eli, insan emeğiydi. sevgi iyilikti, sevgi emekti."
yani sevgi, cemşiddi.

eh be ilyas, son pişmanlık fayda etmiyor. kendi karına cahil diyosun, onu kendinle konuşmaya layık görmeyip başka karılara varıyosun, çocuklu karını bi başına bırakıyosun, üstüne bir de tokat atıyosun; ailen için, karın çocukların için çalışman onlarla vakit geçirmen gerekirken. evet sevgi emek, iyilik, dostluk; yani biraz da sadakat, güven, paylaşım demekti.
--spoiler

selvi boylum al yazmalım filminin nasıl olduğunu herkes bilir. bu yüzden tekrar tekrar övmeye gerek yok. övülmeye de ihtiyacı yok artık. türk sinemasındaki konumu bellidir,
ve yediden yetmişyediye izlenmelidir.
bugün tekrar izledim kendisini. bakın ben 20 yaşında kıllı falan bi erkeğim ama gözlerim dolum dolum doldu be kardeşim. nasıl bir filmdir nasıl bir oyunculuktur bu. filmdeki her karakterin yerine ayrı ayrı koydum kendimi hepsinde bambaşka acılara bambaşka kederlere gark oldum ve küçükken ne kadar boş gözlerle izlediğimin farkına vardım. yönetmeninden oyuncusuna ışık şefinden figüranına kadar helal olsun yapımında emeği geçen herkesten allah razı olsun.
izlediğim sırada kendi kendime " oğlum niye ağlıyorsun şimdi.. " cümlesini film boyunca bana kurdurmuştur. Kendimi duygusuz zannediyordum hiç de öyle değilmişim.

(iç ses)

acaba sevgilimle izlesem mi bu filmi? ya ağlarsam onun yanında... "amma sulu gözmüş bu da" deyip bana güler mi?
"ziyanı yok gülüşüde yeter bana"...
unutulmaz kadir inanır ve türkan şoray filmlerindendir. cahit berkay bu film için çok güzel müzik yapmıştır. yalnız bilinenin dışında selvi boylumun diğer bir enstrümental müziği de vardır. hiçbir yerde bulamayacağınız bu enstrümental müzik uploadı ve link paylaşımı cinereo lupus'a ait olan bu müzik uludağ sözlük güvencesiyle sizlerle...

http://www.youtube.com/watch?v=5807jef5Pmo
o tokat sahnesi,ilyas ın ihanet i,asya nın aşkı,cemşit in sabrı,samet in baba diye koşuşu...içsesler ve müziklerle her seferinde kahreden sanat şaheseri.
Asya ismini en sevdiğim isim yapan film.
an itibari ile kanal 7 de yayınlanan film.
Kırgız yazar Cengiz Aytmatov'un 1970 yılında yayımlanan aynı adlı romanından uyarlanmış türk filmi.
çoğu türk filmi mutlu sonla biter. ama bu filmin pek mutlu sonla bittiği söylenemez. hele kamyon şoföru ilyas için hiç mutlu sonla bitmemiştir. bu film biraz da bu yüzden efsane olmuştur.