bugün

islami '' Selamlaşma ''. Asırlık kullanımlardan ötürü dilimize de yerleşmiştir.

Aleykumselam.
Aleykumselam.
a*apların yıllardır kullandığı ve islama ait gibi gözüken y*hudi selamı.
Aleykümselam bugün de aşk-ı memnuyu izleyip ağlıyorum başka derdim yokmuş gibi.
Ve Aleykümselam .
aleyna ,ve aleykümselam .
kelime anlamini cok az insanin bildigi insanlar arasinda barisi ve huzuru saglamasi gereken bir soz. tam kelime anlami ise "huzur seninle olsun"'dur. selam kelimesi arapcadan "slem" kelime kokune dayanir. slem ise baris ve huzur demektir. islam'da ayni kelime kokeninden gelir, ayni sekilde musluman da ayni kelime kokeninden gelir ama muslumanin ayri bir anlami daha vardir o da "tamamiyla teslim olmak" demektir. "tamamiyla teslim olmak" derken allah'a teslim olmakdan bahsediliyor tabi. neyse selam baris ve huzur demek ama turkceye cevrilirken huzur kelimesini kullaniriz. " ve aleykum" kelimesi ise seninde demektir, "ve aleykumselam" huzur seninde uzerinde olsun denir.

selam verilirken dikkat edilmesi gereken hususlardan bazilari da sunlardir:
selami veren kisiye sana verdigi selamin ya aynisini veya daha iyisini vermelisin. bir ornek ile belirtmek gerekirse; selamunaleykum ve rahmetullahi ve berekatu diyen birine ve aleykumselam deyip cevap vermemek gerekir, dogrusu ve aleykum ve rahmetullahi ve berakatu'dur.
ondan baska bir mekana girerken ve cikarken selam verilir, sadece girerken degil.
once selam verilir sonra kelam verilir.
muslumanlar kendi aralarinda barismadan cennete giremezler, kendi aralarinda huzuru ve barisi artirmalari icin ise bol bol selam vermeleri lazimdir. * * *
ragga oktay'ın bir şarkısı.sözlerini tam hatırlamıyorum ama, şarkının %75 lik bölümü "selamün aleyküm aleyküm selam" dan ibaret.
peygamberimiz muhammet (S.a.v) 'aranizda selami yayiniz' seklinde buyurdugu selamlasma bicimidir.
bana her söylendiğinde -ve aleykümselaam diye karşılık verdiğim allahın selamı. meraba diye karşılık vermemi istese adam zaten selam derdi diye düşünür aleykümselaam koçum derim.
bana her söylendiğinde - merhaba diye karşılık verdiğim iyi niyet tümcesi.
genelde "aleykümselam" karşılığı verilebilen müslüman selamlaması. bugünler de anlam ve içeriğinden daha ziyade, simgesel kırılmada ki rolü tartışılmaktadır. Toplumda ki simgesel ayrılıklar öyle had safhada ki selamlaşmadan tokalaşmaya, giyim kuşamdan kullanılan litaratüre vb. hemen her alanda simgesel kırılmayla karşı karşıyayız. Aslında bu kırılmaların bu denli ayyuka çıkmasının çok farklı nedenleri ve bir o kadar da sonuçları var. Tokalaşma adına tokuşturma yaparak türklüklerini ya da milliyetçiliklerini yükselttiklerini sananlar, aslında simgesel alandan toplumsal alana kırılmanın öncülüğünüde yapmaktalar ki bununda farkında bile değiller. Ya da herhangi bir toplumsal mekanda selamunaleyküm, merhaba farkındalığını bilerek yaratanlar da milliyetçi kardeşlerimiz gibi bu kırılmanın değirmenine su taşımaktalar. devrimci, milliyetçi ya da islamcı olmak bunun dışında olmak anlamına gelmiyor. Bu simgesel savaşın toplumsal yansımasının hoşgörüyle algılandığını ya da gerçekleştiğini söylemekse budalalaık olur sanırım. Keşke böyle olsaydı demekte sorunu çözmüyor. Birilerinin kürtçe, lazca, rumca konuştuklarında çevredeki diğerlerinin irkilmeleri de hoşgörüsüzlüğün boyutunu göstermeye yetiyor aslında.
Bütün bunlar uluslaşmada türkleşme ve müslümanlaşma adına bugüne kadar yapılan zorlama ve dayatmalardan kaynaklanmıyorsa nereden kaynaklanıyor diye sormak lazım. 1700 lerden bugüne süre gelen uluslaşma süreçlerinde sanırım bizimki de kendine has özellikler taşıyor. işin kötüsü artık boya kapatmıyor bu zorlamayı. Bir şekilde kusuyor. Ya da hep birlikte bugün kusuyoruz. Bunda birazda bizim yani halklarında suçu yok değil hani. Her yeni ulus devlet (genelde) anayasa ya da toplumsal sözleşme denen şeylerini karşılıklı oturarak ya da ciddi mücadele süreçlerinden sonra yapmışlar. Bizde ise bu hep tepeden inme olmuş. inemediği zamanlarda da yok kurucu meclis, yok değişiklik komisyonu vb. üst örgütlenmelerle çözülmüş yine. Sevgili halkımız çıkıpta şunu şunu istiyorum vermezsen bende şuna şuna uymam diyememiş çeşitli sebeblerden. Diyebilenler de ya cılız kalmış, ya da tepelenmiş. Hal böyle oluncada ipin ucu kaçıvermiş. Sonuçta selamunaleyküm dendiğinde merhaba, merhaba dendiğinde aleykümselam şeklinde ki sidik yarışına maruz bırakılmışız. Bilmem kimin ulus devlet sorununu çözmeye kafa patlatmaya kalkmak haddim olmadığı gibi işimde olamaz ama benim en azından birbirimizi anlayabileceğimiz evrensel bir kültüre ihtiyacım var. Buna kafa yormak zorundayım, zorundayız. Bu ise ne müslüman mahallesinde salyongoz satmaya kalkarak, ne türklüğü tokuşturtarak, ne de müslim olmayı dayatarak olmuyor ne yazık ki. Olsaydı bugüne kadar olurdu. Bunun durdurulmasının tek yolu alttan üste doğru uygulanacak basıncın yaratılmasında yatmaktadır. Farklı kültürler kendilerini doğallığı içinde senteze tabii tutarak yol almalıdır. zorlama sentezler bugünkü gibi absürd sonuçlar doğurmaktadır. Fakat bu durum birilerinin yine işine geldiği içindir. Biz bu doğal sentezin araçlarını yaratamadığımız, yollarını açamadığımız sürece de bu durum dahada vahim bir hal alarak sürmeye devam edecektir. Birileride tepeden her yeni gün yeni bir kıymık sokmaya ve durumun devam etmesi için elinden geleni yapmaya devam edecektir. Aleykümselam.
ibranice: "şalomaleyhim".
(bkz: aleykümselam) *
doğrusu karşılığı aleykümselam olarak verilen sözdür.
şimdilerde bir siyasi imgeymiş gibi düşünülen selam sözü. buna inanmak istemezdim ama öyle. tek taraflı bakmıyorum olaya kimse yanlış anlamasın. bi tarafın bastıra bastıra selaaamınnaleyküm gardaşş demesi de garip, karşılık olarak merhaba denmesi de. selaaamınnaleyküm diyen arkadaş rengimi belli edeyim çabasında. merhaba diye karşılık veren de ondan farksız. hadi bunları geçtik bunlar kendi halinde atışıyorlar. bir de farkına varmadan bir tarafa çekilen insanlar var. misal x kişisi bir kahveye gidiyor. bu gittiği kahve de aleykümselam demeyenlerin takıldığı kahveymiş ne bilsin. giriyor içeriye selamunaleyküm diye. bir anda herkes ona bakıyor. birkaç sıkılgan aleykümselam da almıyor değil hani. neyse kendini podyumda yürür gibi hissediyor. zira herkes oyununu bırakmış ona bakıyor. arkadaşlarının masasına ulaştığında sual ediyor neden bana böyle baktılar diye. bu sevimsiz tabloyu fark edenlerden biri anlatıyor burası bilmemkimlerin kahvesi diye. meğer selamünaleyküm değil de merhaba demek gerekiyormuş *.

-selamünaleyküm
+hadi ordan gerici !
aleyküm hello olarakta cevap verilebilen bir selamlama sözüdür.
hayırlı selamdır ve fakat an itibarıyla şeytan içime girmiş ve yiğit özgür'ün karikatürünü yazdırmıştır aşağı * (bir hoca - doktor diyaloğu):

-selamunaleyküm
-aleysifayn
-ne?
-ya selamunaleykum denince cevap veremiyorum ben yaaa
-müslüman değil misin lan sen?!
-elhamdürillah emin değilim..
-destur de lann!!
-destroy!... *
sanal alemde* kullanılan "s.a"nın açılımıdır.karşılığında "a.s" yazılır.
uzun hali, "selamün aleyküm ve rahmetullahu ve berakatuhu."
allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
aleyküm selam karşılığı verilen söz
muslumanlarin herhangi bir yere girdigi zaman oradaki insanlara selam verme bicimidir.
heryerde kullanmadıgım ama kahve gibi local bi yerlere girerken kullandıgım selam verme bicimi
"Allah'ın selamı sizin üzerinize olsun" anlamında bir esenleme sözü.