bugün

son yıllarda güzide basınımızın da çok büyük katkıları ile halkımızda beliren sanıdan kaynaklı düşünsel durum.

adli yargı'da cumhuriyet savcılığı makamı, askeri yargı'da ise askeri savcılık makamının görevi kolluk makamlarının yardımı ile gerek ihbar üzerine gerekse kendiliğinden hareket ederek, işlendiği iddia edilen suç hakkındaki delilleri gerek sanığın lehine gerekse aleyhine olsun, kamu adına toplamak ve yeterli gördüğünde iddianame hazırlayarak mahkemeye sunmaktır. savcılık kamu adına savlar ve her daim lehe ve aleyhe delilleri toplamakla da yükümlüdür. yargılama faaliyeti ise türk milleti adına bağımsız mahkemeler tarafından yapılır.

hal böyle iken, savcılık tarafından belirli kimselerin aleyhine olarak düzenlenen iddianameler basınımıza "yargısal karar" görünümünde sunulagelmiş ve bu manada, bazı cumhuriyet savcıları hakkındaki şikayetlerin yetkili makamlarca hızlı hızlı geçiştirilmesi bile "yargıya müdahale" olarak değerlendirilmişken, diğer bazılarının apar topar tutuklanması halkımıza yukarıdaki sanrıyı yaşatan güzide basınımızın çoğunluğunca "yargıya müdahale" olarak değerlendirilmemiştir.

hukuk da, yargı da, yargıyla hayati noktada ilişkili fakat asla yargı olmayan savcılık ve kolluk makamları da yasalar çerçevesinde demokratik sınırlar dahilinde eleştirilebilir, eleştirilmelidir de. lakin daha en başta en temel kavramların yanlış bilindiği veya öğretildiği bir ortamda eleştiriden değil olsa olsa bilgi kirliliği denizinde boğulmaktan bahsedilir.