bugün

Hayatın gerçeklerini suratımıza çarpan resimlerdir bunlar. Lanet ediyorum içinde savaş çocukları olan her resme. Gülümseme arıyorum resimlerde en ufak bir tebessüm! Şarkıları barış için değil artık. dilden tek dökülen "acı". Suratta hep aynı ifade var "bırak artık öleyim" . çekilen her acının sonunda ruhun bile azat edilmediğini biliyoruz, kınıyoruz esefle! Bedenlerinden büyük işkenceleri çeken bu bebeler mi allah'ım? Adem utanıyor mu bizden? "Silah cahillerin kalesinin anahtarıdır" diyor mu? Biz bunları düşünürken lay lay lom hayatta, al işte bi tanesi daha seriliyor, kaderin benim diyen adamın karşısında!

Ve vuruluyor çocuk, Gülümsüyor o kilitli dudaklar. hiç görmediği mutluluğun hayalini bile ellerinden alırlarken, mutluluğu bir merminin ucunda bırakarak...
hayatın sebebinin, gerekliliğinin, kendi varlığının henüz farkında bile değilken sevmenin, sevişmenin, kavga etmenin tadından habersiz bir bedenken silahla, kurşunla, bombayla, koşuşturmacayla karşılaşan çocuğun acizliğidir.
vicdanın sefaletini resmeden durumlardır.
içimi acıtan ancak sessiz kalmaktan başka çaremin olmadığı fotoğraflardır * (bkz: duyun sesimizi)
fotoğraf hayattan alınan bir karedir... savaş fotoğraflarındaki çocuklarsa savaşın çocuklarıdır. aslında çok da(!) çocuk değillerdir. üç-beş yaşında kosskoca adamlardır onlar. çünkü bir çocuğun gözünde öyle bir acı ifadesi olmaz: çocuk dediğin oyun oynar, ordan oraya koşturur, güler, yaramazlık yapar... yaramaz adamların namlularına hedef oldular mı o zaman çocuk olarak kalamazlar, büyüyüverirler bir anda.
gözlerindedir.

gözlerdeki korku, bezginlik, kimseye güvenmeme hali ve tüm bunların getirisi olan parlaklık yitimi.

bir çocuğu çocuk yapan asıl şey, gözlerindeki parlaklıktır. o parlaklığı göremiyorsanız, orada aciz bir çocuk değil, çocukluğu çalınmış küçük bir insan vardır.

acizlik bizim hissetiğimizdir, keşke tüm çocuklara çocukluklarını geri verebilsem, keşke..
ama olmaz ki, olmaz, olmaz.
siyasete onların o halleri bile alet edildi ya pes doğrusu .
(bkz: uçurtmam tel örgülere takıldı)
çocuk gelecektir. çocuk umuttur. biraz hayal biraz gerçektir çocuk. geçen yılların önemi olmaksızın çocuk herkestir. çocuğun dini, rengi, ırkı yoktur. çocuk çocuktur; hayalleri olan, gülen, eğlenen, afacanlık yapan. bir de yan sınıf olarak savaş çocukları vardır. kendini bilmez bir kesmin egolarını tatmin etmek uğruna yaptığı savaşlarda mağdur olan geleceği çalınmış gelecek nesildir savaş çocuğu. oyuncaklarıyla oynayacağına ceset artıklarıyla oynayan, yaramazlık yapacağına ailesine bakmak zorunda kalan küçük insandır. belki de annesinin kokusunu hatırlayamayacak, babasının sakallarıyla bir daha oynayamayacak, akrabanın ne olduğunu bilemeyecek, bir evi olamayacak hayatı gaspedilmiş masum varlıktır.
savaş fotoğrafçılarının en çok kullandıklarıdır bu çocuklar. bu acımasızlığı en iyi anlatanlardır onlar, çünkü. toza bulanmış yüzler, buğulu gözler, acı dolu ama hala ümitli bakışlar.
not:acizlik kelimesi o masum ve minik insanlara değil, biz seyredip hiç birşey yapamayan insancıklar için kullanılmalıdır.
(bkz: ve insan)
(bkz: o an)

http://www.ntvmsnbc.com/m...san20060607/slideshow.asp
her ne yapıyorsanız yapın küçük bir karenin bir anda tüm kimyanızı alt üst etmesidir.. en fenasıda elinizden bişey gelmediğini suçlulukla hissedip aval aval ekrana yada fotografa bakmaktır belki yapabileceğin en kişisel şey eğer biliyorsan bir kaç küfür sallarsın, sonra devam edersin amerikan filmlerinden bozma hayatına...
(bkz: çocuklar öldürülmesin)

http://img405.imageshack..../1186/odullu020071qa8.jpg

görsel

eğer bir acizlik var ise bu onların değil zulum karşısında dilsiz kalan ülkelerin acizliğidir...