bugün
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı24
- erdoğan'dan sonraki başkan12
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız13
- sexting haram mıdır13
- çok fazla çirkin erkek olması12
- anksiyete psikolojik değil fizyolojik bir sorundur11
- bacaklarımdan tahrik olan kız olduğunu sanmıyorum14
- flörtlerinizin ortak özellikleri19
- anın görüntüsü16
- yazarlardan parfüm önerileri14
- letthe8
- hiç flörtü olmayan yazarlar ne yapıyor8
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- altıncı filoya karşı namaz kılmak10
- manyak olmaya karar verdim9
- eybırın manyağı kıskanması12
- icardi190512
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar9
- ebbırı top gibi sektirme yarışması19
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir12
- sokakta kadın döven araplar12
- sözlükteki fosiller24
- netflix'in pkk lıyı başrol yaptığı dizi11
- 56 yıldır hiçbir kadınla iletişim kurmayan adam12
- arda güler14
- nervio'nun kedileri sokağa salmak10
- ekonomi kötü diye güzellikleri yok saymak11
- artık kızlara bakmıyoruz kampanyası25
- kitaplarda geçen can alıcı cümleler8
- mastır çeşitleri8
- 17 nisan 2024 manchester city real madrid maçı11
- icardi1905 silik olsun kampanyası11
- fatih ürek ile elti gelin görümce13
- fındıklı belediyesinin banyosu11
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur11
- selefi11
- mühendislerin memur olmayı düşünmemesi24
- başıboş köpek sorunu36
- evleneceği adama evi üzerime yapalım diyen kız11
- yazarların en rum özelliği14
- yeşil gözlü erkek22
- türkiyenin artık sefalet listelerinde yer bulması35
- yakışıklı motorcu müzisyen sempatik karizmatik11
- bik bik pilavı13
- klarnet calan sarapci koala 68
- israil9
- erkeklerin bir kere küsünce geri barışmaması11
- hoşlanılan kıza mesaj atma bahaneleri12
- camilerin ahır yapılması24
- uludağ sözlüğü geliştirme önerileri11
asıl adı hatı çırpan'dır. ilk köylü kadın milletvekilidir. gençliğinde köyünün mütegallibesiyle mücadele edip üstün gelen, istiklal savaşında milli kuvvetlere erzak temini için canla başla çalışan, nihayet Kazan köyüne muhtar, daha sonra da ankra mebusu seçilen satı kadın, 21 mart 1956 da vefat etmiştir.
1934 yılında bir akşam üstü 30 hanelik küçük bir orta anadolu köyü olan kazan'a farlarını karanlığa dikmiş siyah bir otomobil girdi. köylüler alışık olmadıkları bu hadiseyi merakla seyrederken otomobilden inen beyler ''merhaba !'' dediler ''muhtar satı kadın nerede ? ''. genç kadın muhtar misafirlerin yanına geldi ''sefa gelmişsiniz'' dedi ''buyurun muhtar benim''. gelenlerden biri onu tanıyordu bu kişi kazan köyünün bağlı olduğu halkavun nahiyesi müdürü idi.
- ''vali nevzat bey seni istiyor, ankaraya gideceğiz.''
- '' eh ! gidelim bakalım ''
hazırlanması kolay oldu derhal yola çıktılar. kimseye neden, nereye gidiyorum diye sormaya bile lüzum görmemişti satı kadın.
yolda otomobil çamura saplandı bir müddet arabadan inmek ve yükünü hafifletmek icap etti. lakin çoban köpekleri etraflarını sardığı için kimse buna cesaret edemedi. satı kadın hemen kapıyı açtı ''ne var korkacak '' dedi. köpekler susmuştu bir müddet yürüdüler araba çamurdan kurtulmuştu arkalarından yetişti ...
''ne var korkacak ? '' onun hayat hikayesi bu küçük cümleye hülasa edilebilir. başına neler gelmiş, fakat o her müşkülünü bu sualle yenmiştir hayatı boyunca.
türk kadınına siyasi haklarının tanındığı günlerde, atatürk otomobille istanbula gitmektedir. halkavun nahiyesi, yola bu mutlu hadiseyi kutlamak için güzel bir tak yapıyor. satı kadın , en leziz yoğurdundan ayran eziyor, sandığından bindallı elbisesini çıkarıp giyiyor ve ayran bakracı elinde, atayı karşılıyor. kimsede bir bardak ayranı ataya sunma cesareti yok. satı kadın köylülerin ''seni astırır, kestirir, hiç korkun yokmu ?'' sözlerine aldırmadan, ''ondan insana fenalık gelirmi'' diye ayran bardağını uzatıyor. atatürk o esnada elbette satı kadının gerçeğini görmüştür. mahsulden soruyor, ahvalden soruyor, ne sorduysa cevabını alıyor ve yaver hepsini , ayrıca satı kadının künyesini kaydediyor. günün birinde milletvekili seçilişinin hikayesi budur.
milletvekili olduğu zaman kendisini ankara köy enstitüsüne götürmüşler, orada şehirliler gibi giyinmesini istemişlerdi. ''hayır'' dedi. ''ben köylüyüm. sizin adetlerinizi hem hakedemem, hem de istemem, yersiz olur .'' Bunu atatürk'e anlattıklarında ''o yapacağını bilir , ne isterse öyle yapsın, hiçbir şeye zorlamayın'' demiştir.
1934 yılında bir akşam üstü 30 hanelik küçük bir orta anadolu köyü olan kazan'a farlarını karanlığa dikmiş siyah bir otomobil girdi. köylüler alışık olmadıkları bu hadiseyi merakla seyrederken otomobilden inen beyler ''merhaba !'' dediler ''muhtar satı kadın nerede ? ''. genç kadın muhtar misafirlerin yanına geldi ''sefa gelmişsiniz'' dedi ''buyurun muhtar benim''. gelenlerden biri onu tanıyordu bu kişi kazan köyünün bağlı olduğu halkavun nahiyesi müdürü idi.
- ''vali nevzat bey seni istiyor, ankaraya gideceğiz.''
- '' eh ! gidelim bakalım ''
hazırlanması kolay oldu derhal yola çıktılar. kimseye neden, nereye gidiyorum diye sormaya bile lüzum görmemişti satı kadın.
yolda otomobil çamura saplandı bir müddet arabadan inmek ve yükünü hafifletmek icap etti. lakin çoban köpekleri etraflarını sardığı için kimse buna cesaret edemedi. satı kadın hemen kapıyı açtı ''ne var korkacak '' dedi. köpekler susmuştu bir müddet yürüdüler araba çamurdan kurtulmuştu arkalarından yetişti ...
''ne var korkacak ? '' onun hayat hikayesi bu küçük cümleye hülasa edilebilir. başına neler gelmiş, fakat o her müşkülünü bu sualle yenmiştir hayatı boyunca.
türk kadınına siyasi haklarının tanındığı günlerde, atatürk otomobille istanbula gitmektedir. halkavun nahiyesi, yola bu mutlu hadiseyi kutlamak için güzel bir tak yapıyor. satı kadın , en leziz yoğurdundan ayran eziyor, sandığından bindallı elbisesini çıkarıp giyiyor ve ayran bakracı elinde, atayı karşılıyor. kimsede bir bardak ayranı ataya sunma cesareti yok. satı kadın köylülerin ''seni astırır, kestirir, hiç korkun yokmu ?'' sözlerine aldırmadan, ''ondan insana fenalık gelirmi'' diye ayran bardağını uzatıyor. atatürk o esnada elbette satı kadının gerçeğini görmüştür. mahsulden soruyor, ahvalden soruyor, ne sorduysa cevabını alıyor ve yaver hepsini , ayrıca satı kadının künyesini kaydediyor. günün birinde milletvekili seçilişinin hikayesi budur.
milletvekili olduğu zaman kendisini ankara köy enstitüsüne götürmüşler, orada şehirliler gibi giyinmesini istemişlerdi. ''hayır'' dedi. ''ben köylüyüm. sizin adetlerinizi hem hakedemem, hem de istemem, yersiz olur .'' Bunu atatürk'e anlattıklarında ''o yapacağını bilir , ne isterse öyle yapsın, hiçbir şeye zorlamayın'' demiştir.
atatürk' ün isteği üzerine 1935 yılında milletvekili seçilerek meclise giren ilk kadın milletvekili. ayrıca ismi satı kadın olarakta bilinir.
kadınlara seçilme haklarının verilmesinden sonra yapılan ilk seçimlerde * ankara'dan milletvekili olmuş kişidir. 1890 doğumludur. aynı zamanda bu kişi türkiye'nin ilk kadın muhtarıdır.
güncel Önemli Başlıklar