bugün

asıl adı hatı çırpan'dır. ilk köylü kadın milletvekilidir. gençliğinde köyünün mütegallibesiyle mücadele edip üstün gelen, istiklal savaşında milli kuvvetlere erzak temini için canla başla çalışan, nihayet Kazan köyüne muhtar, daha sonra da ankra mebusu seçilen satı kadın, 21 mart 1956 da vefat etmiştir.
1934 yılında bir akşam üstü 30 hanelik küçük bir orta anadolu köyü olan kazan'a farlarını karanlığa dikmiş siyah bir otomobil girdi. köylüler alışık olmadıkları bu hadiseyi merakla seyrederken otomobilden inen beyler ''merhaba !'' dediler ''muhtar satı kadın nerede ? ''. genç kadın muhtar misafirlerin yanına geldi ''sefa gelmişsiniz'' dedi ''buyurun muhtar benim''. gelenlerden biri onu tanıyordu bu kişi kazan köyünün bağlı olduğu halkavun nahiyesi müdürü idi.
- ''vali nevzat bey seni istiyor, ankaraya gideceğiz.''
- '' eh ! gidelim bakalım ''
hazırlanması kolay oldu derhal yola çıktılar. kimseye neden, nereye gidiyorum diye sormaya bile lüzum görmemişti satı kadın.
yolda otomobil çamura saplandı bir müddet arabadan inmek ve yükünü hafifletmek icap etti. lakin çoban köpekleri etraflarını sardığı için kimse buna cesaret edemedi. satı kadın hemen kapıyı açtı ''ne var korkacak '' dedi. köpekler susmuştu bir müddet yürüdüler araba çamurdan kurtulmuştu arkalarından yetişti ...
''ne var korkacak ? '' onun hayat hikayesi bu küçük cümleye hülasa edilebilir. başına neler gelmiş, fakat o her müşkülünü bu sualle yenmiştir hayatı boyunca.

türk kadınına siyasi haklarının tanındığı günlerde, atatürk otomobille istanbula gitmektedir. halkavun nahiyesi, yola bu mutlu hadiseyi kutlamak için güzel bir tak yapıyor. satı kadın , en leziz yoğurdundan ayran eziyor, sandığından bindallı elbisesini çıkarıp giyiyor ve ayran bakracı elinde, atayı karşılıyor. kimsede bir bardak ayranı ataya sunma cesareti yok. satı kadın köylülerin ''seni astırır, kestirir, hiç korkun yokmu ?'' sözlerine aldırmadan, ''ondan insana fenalık gelirmi'' diye ayran bardağını uzatıyor. atatürk o esnada elbette satı kadının gerçeğini görmüştür. mahsulden soruyor, ahvalden soruyor, ne sorduysa cevabını alıyor ve yaver hepsini , ayrıca satı kadının künyesini kaydediyor. günün birinde milletvekili seçilişinin hikayesi budur.

milletvekili olduğu zaman kendisini ankara köy enstitüsüne götürmüşler, orada şehirliler gibi giyinmesini istemişlerdi. ''hayır'' dedi. ''ben köylüyüm. sizin adetlerinizi hem hakedemem, hem de istemem, yersiz olur .'' Bunu atatürk'e anlattıklarında ''o yapacağını bilir , ne isterse öyle yapsın, hiçbir şeye zorlamayın'' demiştir.
atatürk' ün isteği üzerine 1935 yılında milletvekili seçilerek meclise giren ilk kadın milletvekili. ayrıca ismi satı kadın olarakta bilinir.
kadınlara seçilme haklarının verilmesinden sonra yapılan ilk seçimlerde * ankara'dan milletvekili olmuş kişidir. 1890 doğumludur. aynı zamanda bu kişi türkiye'nin ilk kadın muhtarıdır.