bugün

at avrat silah üçlemesinin dördüncüsü olmaya ilk adaydır. Bir türklük gereğidir sarı yandığında kornaya basmak.
herkesin birbirine küfür ettiğini düsünenlerinin aksine "bak kardeşim sarı yandı ona göre hazırlan" uyarısıdır bu korna aslında.
ama zamanla yanlıs anlasılmıs "bassana be a q cocugu" gibi anlamlar almıştır malesef.
kafalarına molped geçirilesi insan toplulukları eylemi.
dünyayı eLe geçirdiğimiz zaman tüm insanLığın arabasına eL koyacağımız için bu sorunda ortadan kaLkacaktır..
(bkz: erken bosalma)
bu tipler için el zaten kornadadir.sari yanmasi sadece bir bahanedir mesela ön cama sinek konsa da onlar kornaya basarlar, iletisim araci olarak kullananlarin disinda bir de sabirsiz olduklari için basanlar vardir, onlar ayrica incelenmesi gereken bir topluluktur.
genellikle minibüs,otobüs vb. araçları kullananlarda görünen davranış.
arabadan inip arkadakini dövme unsurudur.
(bkz: bu konu baska baslikta inceleniyor)
(bkz: sari isik yaninca korna calan okuz)
Çatladın mı çatlak? sorusunun sorulduğu ilk insanın yaptığı eylem.
(bkz: dabakhaneye bok yetiştiren şöfer)
(#562922)
kırmızı ışık boşluğunda kendine basılması müstahak tip eylemi.
öküzlüktür aslında da hepimizin tanıdıkları vardır böyle yapan. artık alışkanlık olmuş sarı ışıkta kornaya basmak, yaya yolunda durmak, sinyal vermemek. öyle yani, cennet vatan türkiye.
eyleyen kişi, yerli yersiz korna çalan ayının lambalardaki versiyonudur.
en önemli ve asla ihmal edilmeyen trafik kuralımızdır.
sarı ışığın türk şöförünün beynine 'kornaya bas' sinyalini göndermesi sonucu gerçekleştirilen eylem. türkiye sınırları içerisinde tüketiciye sunulan araçların korna sistemlerinin çıkarılıp trafik lambalarına yeşil yanınca öten bir korna sistemi monte etseler de aynı anda 100 korna yerine tek bir korna sesine katlanmak durumunda kalsak. ayrıca bu kitle, top ayaktan çıkmadan 'ofsayt' diye bağıran kitleyle bire bir ve örten fonksiyon oluşturma kapasitesi de taşır bünyesinde.
sağlam kalan iki üç kayışımın da kopmasına neden olan,
boşa almama ve yeşil ışıkta da beklememi sağlayan
o sığırın illaki bir dahaki yeşil ışığı beklemesini gerektirecek
hal'dir.
gel anama avradıma söv, kalayla çağrısı yapan yurdum hanzosu.
sadece türklerde görülen bir hastalık.

tedavisi günümüz şartlarında mümkün değildir.
taksici, minibüsçü alışkanlığıdır.
fotosellimidir nedir bunlar, eğer ışıkta en önde bekleyen bensem, stres olurum "sarı yanar yanmaz, şunların kornasına muhatap olmadan gideyim" diye.
zaman kavramı onun için çok değerli olan(!) insan davranışı(zaman kavramı için önümüzdeki günlerde çok detaylı bir yazı yazacağım).

mesela bizim burada yayaların geçmesi için ışık on saniye yanıyor sadece. bu on saniyenin ilk dört saniyesi zaten 'bunlar yola çıkmadan ben geçeyim.' kafasındaki dingiller, öyle ki yola çıkmış bile olsan sağlayıp sollayıp geçiyorlar. yaşlı teyzeler, dedeler kenarda bekliyor korkudan; bana da zaten her yola çıktığımda "bekle, durmuyorlar!" diye bağırıyorlar tanıdığım yaşlı biri varsa.

kalıyor geriye dört beş saniyen, onda da yayaya kızmızı yanıyor herkes kornaya asılmaya başlıyor direkt. gideceği yere bir iki saniye daha erken gidecekler çünkü. altlarında araba var yürüyenlerden yavaş gidiyorlar, yürüyenler beklemeli çünkü(!)