bugün

(bkz: hastasın sen)
"sanal ortam" dan kastedilen net ortamı ise; yanılgıdır. Net ortamından nice insanlar dostluklarını reel hayata dönüştürmüşlerdir. Hatta ve hatta yazışarak anlaşmak,çoğu zaman konuşarak anlama ve anlaşılmalardan daha etkilidir. Dolayısıyla net ortamındaki bir insan da reel yaşantıdaki insanlar kadar yazdıklarıyla kişiliklerini ortaya koyarlar, tanınırlar. Kaldı ki aynı evin içinde yaşadığınız insanların bile yıllar sonra hiç ummadığınız tavırlarını gözlemleyebilirsiniz. Bir insanı tanımak için sadece aynı havayı teneffüs etmek gerekmez.
sanal ortamda atıp tutmak kolaydırda o nedenle. söylediği 10 kelimenin 9'unu yüzüne söyleme cesareti yoktur, kaba tabirle "sıkar". iş sanal oldumu kendini istediği gibide tanıtır istediği gibide her türlü kini de güder, kırar incitirde. monitör arkasında sıkışıp kalmış zavallı insan bünyesidir, pas geçin.
sacma bir eylemdir . lakin sanal ortam farkli bunyelerde farkli reaksiyonlara yol acabilmekte , her bunyeye iyi gelmemektedir.

(bkz: ben bugun bunu gordum)
(bkz: sozlugun sozluk olmaktan cikmasi) durumunun sonuçlarından biridir.
sanal ortamları olduğundan ciddi biçimde önemseyen birinin kendine sıkıntı yaratmasıdır. eğer sanal ortamları kendi dünyası olarak belirlemiş ve gerçek hayata kendini kapatmışsa, agorafobi ya da başka bir psikolojik sorundan muzdarip olduğu da söylenebilir.
canim uzun entry cekti lan bi an. bakalim luzumlu bisiiler cikacak mi.

efennm, kin denen olgunun sinir tanimayan bir sey oldugunu anlamamiza da onayak olabilecek bir gelismedir bu. bu turden bir duyguyu yuceltmek degil elbet maksadim ancak insan denen muammanin boyutlarini gorebilmek icin guzel bir firsat olmasi bakimindan ve biraz da sosyal bilimlere olur da kazara bir faydamiz dokunur umidiyle kurcalayalim istiyorum bu meselenin altini. rast gele.

oncelikle, sadece birebirde mantikli gibi geliyor degil mi boyle bi sey? yani sen ancak gordugun, dokundugun bir seye kin duyabilirsin gibi geliyor. ama kazin ayagi oyle degil iste. insan, kainatin tamamiyla bir manada alakadar. zaten diyger varliklardan ayiran temel vasfi da bu. ha dersin ki hadi lan ordan ne biliyorsun diger canlilarin kainatla alakadar olmadiklarini veya onlarin sadece kendilerini dusunen eden, takan; tek derdi kendisi olan canlilar oldugunu. ben o kosulda bi sey demem susarim. tek derdim arada bir tarafi yuceltmeye calisirken diger tarafi genellemenin igrencligiyle basbasa birakayim. dusun lan; koca kainati genelledim burda sesin cikmiyor senin veya genellenenin; host diyen yok, oh ne ala. neyse asil meseleye donelim; bak sana bir haber, sicak gundemden olsun; gectigimiz su kadfar gun icerisinde filistin'de bu kadar masul sivil olduruldu. simdi her vicdana hitap etmese de bu haber israil'e karsi olan bir kine neden oldu sende. bende de. ama ortada ne israil var ne de tanidik bir israilli. ama kin var ortada, gayz var. bir bardak suda bulsam bogarim bir takim durzuleri dusuncesi capcanli.

uzatmayayim bana da soylediklerim kabak tadi vermeye basladi zira; insan denilen muammanin sinirlari yoktur. duygulari butun bir varligi ihata eder. sirf bu yuzdendir ki onun bu turden duygularinin dunyada tatmini mumkin degildir. nasil sonuc oldu ama? yedin mi. yemediysen paket yapariz.
çocukluktur.
(bkz: buyuyunce gecer)
"Adımız Yunus'tur bizim, düşmanımız kindir bizim" Yunus Emre
Mümkün olabilendir. Neticede herkesi sevmek zorunda değiliz.
Ne kadar sanal da olsa iki insan ilişkisi.
Anlamsız mesele.
Akıl karı değil. Akıllı insan işi hiç deĝil.
Sanal yada gerçek, kin gütmek insanın kendisiyle olan mücadelesinde son noktada pişmanlık yaşamasına sebep. intikamını aldın bitti gitti. Ya sonra?
(bkz: hakan hepcan)
youtube gibi platformlarda çokça olan şey. daha geçen gün vedat milor'un menemen olayında bile videosunun altına nasıl kin kusmuşlar..