bugün

her meslekten, her yaştan, az önce hepsi başı bağlı, şişman bir kadına bir miktar para ödediler ve kadın onlara tembih etti:
- kız 13 yaşında, bekaretini henüz kaybetmedi, kaybetmesi bizim başımızı belaya sokar, ona göre muamele edin.
her meslekten, her yaştan erkek kalabalığı bu sözler üstüne başını sallıyor.
onlar ne yapacaklarını bilirler. onlar erkek!
teker teker, birbirlerinin sırasını gözeterek odaya giriyorlar.
ve odaya giren erkekler tekek teker küçük kız çocuğuna, bekareti zarar görmesin diye !

bu korku filminin, çok gerçek erkek elemanları kimlerdir, ne iş yaparlar, kızın hikayesini çok sonraları öğrenen bir yazar, merak ediyor: işte yazarın elindeki vicdansızların, ırz düşmanlarının listesi: :

recep sakız (kızıltepe kaymakamlık yazı işleri müdürü), ersun erdemir (ordudan irtica nedeniyle ihraç edilen yüzbaşı), selman aydın (devlet memuru), enver adanç (zabıta memuru), şeyhdavut dora (zabıta memuru), şeyhdavut oruç (belediye memuru), cuma uras (mardin vakıflar şube müdürü), mahmut temelli (ziraat odası başkanı), azat aydın (astsubay), ümit ergin (ilköğretim okulu utanmaz müdür yardımcısı), mehmet seyitoğlu (veznedar), teyyar salman (orman işletme müdürlüğü şefi), hamit aydın (veznedar), hamit abdulsametoğlu (işyeri sahibi), ali aksoy (serbest meslek), ahmet günay (tedaş işçisi), osman çakır (üniversite öğrencisi), harun uras (muhtar), selahattin kuray (serbest meslek) ve meslek belirtmeyen şemsettin aslan, burhan ertaş, şeyhmus cansin, şeydavut anuk, nizam denli, sabri ajak, rıdvan bayraktar, rıdvan abdulsemetoğlu, süleyman göka

doktorlar daha sonraları küçük kız oturabilsin diye tam dört ameliyat yapmak zorunda kalıyorlar.
mardinli küçük kızın hikayesini daha sonraları öğrenen yazar, en çok bir ifadede donup kalıyor: yukarıdaki adları ve meslekleri belli erkeklerden biri, bir işyeri sahibi, işini bitirdikten sonra kıza şöyle sesleniyor:

- kızım, kusura bakma şeytana uydum; benim de senin kadar bir kızım var. ramazanda bana gel de karnını doyurayım.
bu çok erkek beyefendiler, işin kolayını da bulmuşlar, işte asıl korku filmi burada başlıyor: ramazanda bir kap yemek, cuma namazında bir rekat namaz ve işi şeytana havale ederek, pür-pak evlerine, işyerlerine ve kahvelerine dönecekler!
öyle ki memurların haklarında işlem yapılmayacak, şube müdürleri, oda başkanları, zabıta memurları mardin'in sokaklarında başları dik dolaşacaklar!
çünkü bu ülke fazlasıyla erkek.
mardin 1. ağır ceza mahkemesi'nin, 13 yaşında 26 erkeğe satılan küçük kızın, bu kişilerle kendi rızasıyla birlikte olduğu yorumu, anlı şanlı yargıtay'ın 14. ceza dairesinde onay gördü.

ey ağır ceza mahkemesi hakimleri, yargıtay üyeleri, bu verdiğiniz kararla siz de bu korku filminin ana kahramanlarının yanında yer aldınız. kanunlar böyle diye kestirip atmayın, küçücük bir kız çocuğunu savunamayan hukuk ve sizlerin bunun arkasına sığınmanız, bu korku filminin en utanç verici bölümü. kendi kiziniz, kardeşiniz, yeğeniniz var mi? var ise onun başina böyle bir şey gelse ne yaparsiniz?
hukuk, yazılı kanunların, insan haklarına uygun uygulanmasından başka nedir ki? hukuk fakültelerinin birinci dersinde bu öğretilir. ...
niteliksiz insan topluluğu. bu yavşak, yamuk, pislik, ahlaksız insanların çoğalmasına izin veren insanlarda bu şerefsizlerden farksız. bitsin artık bu zırvalıklar.
(bkz: hüseyin üzmez)
takkeli hortumcular.
lanet insanlardır, tıpkı din tüccarı olmayan sübyancılar gibi.
evet, dindar göründüğü halde pislik yapanlar vardır ama dindar görünmediği, olmadığı halde pislik yapanlar daha fazladır. dolayısıyla dindarlar hep böyledir mantığını yerleştirip dine mesafeli olmayı yüceltmek cahilliğin dik alasıdır. bazısı gerçekten kötülükle değil, kötülüğün kimden geldiğiyle ve kendi siyasi dünyevi fikrine dayanak kabul edeceği şeylerini cımbızla seçip alarak yorumlamak istiyor ve böylece kendi fikri temize çıkmış oluyor ne güzel.
eğer dindar görünen biri bir pislik iş yapmışsa;
bunun için tüm dindar insanlara bu gözle bakmalı ve dinle aramıza mesafe koyduğumuz için kendimizi arınmış hissetmeliyizdir.
din ile alakası olmayan çoğunluk sapkınları ise daha az mevzubahis etmeliyizdir.
böylece içimizdeki derin insan sevgisini ve kendimizi temize çıkarmış olmayı başarmış oluruz.
önemli olan arınma değil kendimizi temize çıkarmamızdır.
saman altından halt karıştıran din tüccarına göre ben daha iyi bir insanımdır böylece temize çıktım. dinle arama mesafe koyarak da kendimi risk alanının dışına taşımış olurum ki en azından din konusunda bilgim azdı diye bahanem olur.
evet, temize çıktım ben.
arınmaktan kimse bahsetmesin...
sözün bittiği yer bunlara küfür bile edilmez.
bu orospu çocuklarına insan ya da adam diyerek diğer insanlara hakaret etmeyin. Eğer onlar insansa bizlere insan demeyin. Başlarım böyle hayat tarzına.
Tanım: insan diye adlandırılmış kahpeçocuklarıdır.
Not: bu insanların dini alet edip yaptılarsa bu şereFsizliği daha bir şey diyemiyorum.
ateistlerin iftiralarından biridir,
hani eskiden beri bizim bilinçaltımıza sokulan pis kokulu, perişan kıyafetli, üçkağıtçi madrabaz imam tiplemesi vardı, hani istiklal mahkemelerinde asılan alimlerin asılmalarını hakli göstermek "zaten hak etmişlerdi abi, zaten başımıza ne gelecekse hacı hocadan gelecek abi" dedirtmek için,
halide edip adıvar a alel acele vurun kahpeye diye roman yazdıran, o romanda mini etekli ve aydın öğretmeni, tiksindirici şekilde resmedilen yobaz dindarlara katlettiren ve bunu o dönemin cumhuriyet gazetesinde düzenli olarak fasikül halinde 6 ay boynca halka okutturan, sonrada ilk türk filmlerinden olarak sinema filmi çekilen ve kasaba kasaba gezdirilip safdil halkımın beynine dikte edilen gibi,
hani, gene istiklal mahkemelerinde asılan ödün vermez alimlerin, haklı yere asıldığını ispat etmek için menemen komplosunu tuzaklayanlar gibi,
hani 28 şubat postmodern darbesine zemin hazırlamak ve yapılanları haklı göstermek için "çok azıttılar abi ordu el koysun artık" dedirtmek için müslüm gündüzleri, ali kalkancıları, madımakları tezgahlayanlar, orada alevileri yakıp, "yobazlar yaktı ve onlar başlarına gelecek olanları hak etti" kamuoyunu oluşturmak için yapılanlar gibi,

konumuza dönersek eğer, ben burada meslekleri zikredilen kişilerin grup halinde gezen bir sapıklık klübü üyeleri olduğunu zannetmiyorum, birey birey böyle adamlar varmıdır? elbette vardır,
ama burada anlatılmak istenen, yani o meslekleri tek tek vererek, ve kişilerin vasıflarını iftira ve yalanlarla, ve popülistçe ve ajitasyonla, şu aziz mübarek saatlerde dinime hakaret etmek için önce zemin hazırlamak, sonra o zemin üzerinde istediği gibi at koşturmak için...

herneyse, ben devam etmeyeyim, mevzu anlaşılmıştır sanırım, ama bitecekmi bunlar? elbette bitmeyecekler, bize düşen uyanık olmak, şeytanın dostlarına kanmamaktır. *
güncel Önemli Başlıklar