bugün

efenim bir türlü anlam verilemeyen durum olmuştur her daim. evin salonu mütemadiyen kapalı tutulur. anahtar deliğinden salonun sırrını çözmeye çalışırsınız. içeride acaba ne var diye meraktan ölüm ölüm ölürsünüz. anne kişisi arada girer çıkar, bir iki bir şey alır içerden, sonra tekrar kilitler kapısını. annenin içeriye girip çıktığı o saniyelik anlarda içeriye ne kadar bakarsanız o kadar kardır. misafir gelsin diye dua edersiniz sırf oranın sırrını çözmek için. misafir geleceği zaman bir telaş kaplar anneyi. salon açılır. pandora'nın kukusu gibin. koltukların üzerlerine itina ile serilen beyaz çarşaflar kaldırılır. içerisi soğuktur. e tabi aylardır insan nefesi almamış bir yer, bırakın da serin olsun. daha sonra anne şöööyle koltukları eliyle bir düzeltip, sanki salon her zaman açıkmış havası verir falan fişman.
o zaman evlere neden salon yapılıyor dedirten, hic sevmediğim durum*.
salon oda kategorisinde bile değildir. ev anlatılırken 3 oda bir salon diyerek tarif edilir..
eğer oda sayısı azsa ve salonda yaşayan biri varsa zor olan durumdur...

-çabuk amcanlar geliyo topla yatağını öff dağıtmışın
+laaa odam mı var burayı kullanıyoz herhalde
-çabuk öff bu çorabın teki nerde
+ne bilem ben
-öfff yaa hadi çık dışarı git gez gel
+anne nereye gidicem sıcak 42 derece öldürcen mi adamı
-hadi git bi yere çık şu odadan
+hayret yaa salona koymayın arkadaşım o zaman beni ne bu yaa göçebe hayatı
-sus cevap verme anneye
+hayda....
*
güncel Önemli Başlıklar