bugün

hogwarts buyuculuk okulunda bulunan, slytherin bolumunun kurucusudur. saf kan takintisi yuzunden diger kurucularla anlasmazliga dusmustur. okula gizli odalar yapmistir.
avada kedavra büyüsünün mucidi bir çatalağız. çatalağız yeteneği kendisine doğuştan verilmemiştir. kendi kendine anlamını kavramaya çalışarak bu yeteneği kapmış ve geliştirmiştir.
hakkında vampircik sözlükte ayrıntılı bir araştırma yapılan slytherin binası kurucusu.

--spoiler--
Adını Portekiz'in Mussolini'den etkilenen diktatörü António de Oliveira Salazar'dan alan Hogwarts kurucusu. Kitabın yazarı Rowling, bir süre Portekiz'de yaşamış ve bu ismi koyarken bu diktatörden esinlenmiştir. Helga Hufflepuff ve Rowena Ravenclaw henüz onlara katılmamaışken, Gryffindor ile tanışıklıkları vardır, ikisi birlikte büyümüşlerdir. Anlaşamadıkları bir nokta dışında, karakterleri de birbirine benzer. Hatta bu yüzden, okuldaki öğrenciler arasında birbirine bu kadar yakın ve aynı zamanda bu kadar uzak ulan iki bina da bunlardır.

Slytherin, kesin bir bilgi olmasa da Öldüren Lanet Avada Kedavra'nın yaratıcısı olarak kabul edilir. Kara büyüye yatkınlığını sırf buradan bile çıkarabiliriz. Kendisinin bu kişisel özelliğinden dolayı, kurduğu bina da ileride başta Voldemort olmak üzere sayısız kara büyücü ve Ölüm Yiyen yetiştirecektir. Tabi tüm Slytherinlerin karanlık yanda olduğunu söyleyemeyiz, ama en masumunun bile içinde böyle bir yatkınlık vardır. Zaten bu, onların bu binaya seçime nedenleridir.

Ancak Slytherin'in seçmen şapkaya aktarılan kişisel özellikleri ve öğrenci seçmede dikkat ettiği konular yalnızca bu değildir. Bu binaya seçilen öğrenciler, tıpkı Gryffindor'da olduğu gibi, hırslı, hevesli, aşırı olmasa da cesur ve bazen amacına ulaşmak için pek çok şeyi gözden çıkarabilecek kadar gözü karadırlar. Bu kişilik özelliklerinin yanı sıra, seçilecek öğrencilerde Slytherin'in aradığı başka fiziksel özellikler de vardır. Örneğin Perselmouth, yani bizdeki çevirisiyle "çatalağız". Kurucu Slytherin, öğrencilerinde bizzat kendisinin sahip olduğu yılanlarla konuşabilme özelliği aramaktadır. Bu nadir bulunan bir şey olduğu için, tüm bina öğrencilerinde tabi ki bu özellik yoktur. Ama binanın simgesi de olan yılanlarla konuşabilen bir çocuk, çok büyük ihtimalle Slytherin'e seçilecektir.

Tabii ki, hepimizin de bildiği gibi, bu durumun bir istisnası vardır: Harry Potter. Harry, bir çatalağız olduğu hâlde Slytherin'e gitmemiştir. ilk kitabı hatırlamaya çalışırsak, Ronald Weasley'den duyduklarından sonra, Harry Slytherin'in çok kötü bir bina olduğu fikrini edinmiş ve daha o zamanlar Gryffindor ruhuna sahip olmuştu. Bu yüzden Seçmen Şapka başındayken, sürekli düşünüyordu: "Slytherin olmasın, Slytherin olmasın!" Şapka, onu hangi binaya koymak konusunda tereddüt ettiyse de, hem Harry istemediği için, hem de Slytherinlerle karşılaştıracak olursak, Harry çok daha gururlu, cesur, yardımsever ve iyi kalpli olduğu için ve Harry'nin aile geçmişini de düşünerek onu Gryffindor'a yerleştirmişti. Zaten Slytherin'e yerleştirmesi çok gülünç olurdu, çünkü zamanında ailesi Voldemort'un ve onun adamlarının baş düşmanıydı sonuçta.

Şimdiye kadar bahsetmediğim bir tek özellik kaldı Salazar Slytherin hakkında: O bir Muggle düşmanıydı. Yani asil büyücü kanını taşımayan herkesten tiksiniyordu. Çocukluğunu beraber geçirdiği Godric Gryffindor'la anlaşamama sebebi de budur zaten. Hatta bu anlaşmazlık sayesinde kendini geliştirmiş ve Çataldilini kullanmayı öğrenmiştir. Bu pek bilinmeyen bir ayrıntı da olsa, bu dile doğuştan sahip olmamış, uzun bir uğraş sonucu öğrenmiştir. Çünkü Gryffindor Muggle'larla arkadaşlık ederken, onlardan tiksinmiş ve yalnızlıktan yılanlarla arkadaşlık yapmış, onları dinleyerek yılan dilini geliştirmiştir. Bu açıdan bakarsak, çok trajik bir öyküdür bu. Ama Slytherin'in tüm arî ırk sevdalılarının, ırkçıların ve faşistlerin yaptığı gibi, bu laneti kendisi seçmiştir ve ne kadar yürek burksa da, en ufak bir acımayı dahi hak etmez. Çünkü onun yalnızlığı bedelini, birçok cadı, büyücü ve Muggle canlarıyla ödemiştir.

Daha küçüklüğünden beri Muggle'lardan, yani büyücü olmayanlardan ve bunların büyücülerle olan evliliklerinden doğan melez çocuklardan bile nefret eden Slytherin, diğerleriyle birlikte Hogwarts'ı kurduğunda da bu düşüncelerinden vazgeçmemiştir. Kendi binasına öğrenci seçerken, safkanlık durumuna çok önem vermiştir vermesine ama bu ona yetmemiştir. Çünkü o, diğer kurucuların da yalnızca safkan öğrencileri seçip onlara eğitim vermelerini istiyordu. Ona göre, Muggle kanı taşıyan hiçbir insan şatoya adım dahi atmamalıydı. Büyücülük, saf ve asil büyücü kanı taşıyan özel kişilere bahşedilmiş bir yetenekti ve öyle de kalmalıydı. Mugglelar aralarına karışarak kanlarını kirletiyordu ve zaman içinde, sırf onlar yüzünden, büyücü kanı tamamen kirlenip yok olabilirdi de! Bu yüzden bu Bulanıklar, ne pahasına olursa olsun Hogwarts'tan uzak durmalıydı.

Bu düşünceler bize çok yabancı değil. Tarihimiz -gerçek veya kurgu- Slytherin'e benzeyen pek çok insan gördü. Kimileri yöneticiliğe kadar yükseldiler ve yaşadıkları ülkenin insanlarını kana boğdular ve de tüm dünyayı. Neyse ki, Slytherin kendisi tek başına bir otorite değildi ve bu sayede, fazla ileri gidemeden diğer kurucularca durduruldu. Aralarında çıkan bu "kan meselesi" sonucunda, Slytherin okuldan ayrıldı. Fakat geride hatıralarını bırakmayı da ihmal etmedi: Sırlar Odası ve bir Basiliks.

Sırlar Odası denen yerin varlığı, yüzyıllarca ve hatta Tom Riddle öğrenci olarak okula gelene kadar, yani aşağı yukarı bir milenyum kadar sır olarak kaldı. Hakkında pek çok efsane vardı, ama henüz var olup olmadığı ya da varsa nerede olduğu hakkında kimsenin bir fikri yoktu. Kurucular ve onlardan sonra yetişmiş binlerce ünlü ve güçlü büyücü onu bulamadığına göre, demek ki gerçekten iyi saklanmıştı. Fakat Riddle, yani ilerideki Voldemort, buraya olan büyük ilgisi ve büyük ihtimalle de Çataldili bilmesi sayesinde onu buldu ve açmayı başardı. Zaten girişindeki gizli mühür yüzünden, bir Çatalağız dışında hiç kimse onu açmayı başaramazdı. Tom'un Oda'yı açışı, bir kızın ölümüyle sonuçlandı ve sihirli canavarlara olan ilgisi bilinen Hagrid, bu yüzden okuldan uzaklaştırıldı.

Bundan elli yıl kadar sonra, Harry, Sırlar Odası'na girdiğinde orada Salazar Slytherin'in heykeliyle karşılaşmıştı. Ve buradan anlamıştık bu odanın gerçekten de Slytherin'in marifeti olduğu. Bin yıldır bu dehlizlerde dolaşan Basilisk de bizzat Slytherin'in kendi yılanıydı. Bu hayvanları üretmek için bir tavuk yumurtasının üzerinde bir kara kurbağasını kuluçkaya yatırmak gereklidir ve Orta Çağ'dan beri Basilisk üretmek yasaklanmıştır. Bu hayvanı sadece bir Çatalağız kontrol edebileceği için, yılan dili bilmeyen bir kara büyücü için bile, aynı derece tehlikeli hayvanlardır. Eğer besin kaynağı varsa çok uzun süre yaşayabilen bu hayvan, yüzlerce yıldır oradadır ve Oda'nın açılmasıyla birlikte okul koridorlarında gezerek öğrencileri avlamaya başlamıştır. Ama bu sefer, şans eseri hiçbir öğrenci, Basilisk'in ölümcül bakışlarıyla doğrudan karşılaşmamış ve bu yüzden de ölmemiştir. Yalnızca taşlaşmıştır.

Sırf bu ölümcül ve en tehlikeli sihirli canavar sınıfına dâhil hayvanı okulda barındırmasından bile, Slytherin'in özünde iyi bir insan olmadığını anlayabiliriz. Belki yüzlerce öğrenciyi öldürebilecek böyle bir yaratığı sırf intikam almak için okulda bırakmak, tam da bir Slytherin işidir. Bir Gryffindor asla bu şekilde hırsına ve intikam arzusuna yenik düşmek, çünkü bunu bizzat Harry'den ve diğer tüm bina arkadaşlarından görerek biliyoruz. Ama Salazar'ın ve kendi eliyle seçtiği öğrencilerinde bilerek veya bilmeyerek aradığı bir özelliktir bu da ve Slytherin binasının neden bu kadar fazla kara büyücü yetiştirdiğini ve kötü bir üne sahip olduğunu açıklamaya yeter.

En başta da dediğim gibi, tabii ki tüm Slytherinler kötü olamazlar, ama büyük bir çoğunluğu büyük oranda karanlık tarafa yatkındır ve bilinen Ölüm Yiyenlerin hepsi ve onların çocukları da bu binaya mensuptur. Bu yüzden ne Harry ile ne de diğer Gryffindorlarla geçinebilirler. Yani bizzat Salazar Slytherin ve Godric Gryffindor'un kişisel tarihi tekerrür eder ve bu iki bina, tıpkı kurucuları gibi en sonunda kendi yollarında giderler. Şimdiye kadar gizlice veya alenen süregelmiş bu savaş, pek son bulacağa da benzemez. Çünkü Seçmen Şapka her sene yeni Godricler ve yeni Salazarlar seçerek, onun fitilini tekrar ateşler.

Bu savaş insanlığın gerçek tarihinde de hep var oldu ve hep var olacak: iyinin ve kötünün savaşı. Bana sorarsanız, bekasını iki tarafın da kendini haklı zannetmesine borçlu. Dilerim biz buna bir son verebiliriz... Ama her genç bir kez olsun dilemiştir zaten bunu, değil mi?
--spoiler--
üyesi olduğum slyherin binasının kurucusu. yılan dili konuşabilen üstad. **
bu adamın işi gücü yok, gitmiş yıllarını yılanlarla konuşmaya adamış, hogwarts'ada sikimsonik bir oda tasarlayıp içine evcil yılanını bırakmış, sadece varisinin o odayı açabileceğini söylemiştir.

ha bide öldüren laneti* bulmuştur.
variside tom riddle dır.
hogwarts'ın 4 kurucusundan biri, slyhterin binasının kurucusudur, godric gryffindor ile çok kavgalıdır. günün birinde gryffindor'a atarlanaraktan valizini toplayıp hogwarts'tan kaçmıştır.
hogwarts cadılık ve büyücülük okulunun 4 kurucu üyelerinden biridir.

safkan takıntısı dışında çok iyi bir eğitmendir. vakti zamanında okulda gizli bir bölme bi oda yaptırmış, bu odayı bulan benim varisim olacak ulan demiş.

bu odayı safkan ginny açmıştır.

genel olarak slytherin binasında kalanlar böyle bi gizli kapaklı işler felan severler.

çataldil konuşanları ile meşhurdur.
format üzerine attığı entrylerle gönlümü kazanmış 11. nesil yazardır. hoş gelmiştir.
on birinci nesil bebe olduğu için iplenmemesi gereken yazar.
agresif bir yazar. cidden anlayamıyorum. abla rahatsızsan sözlüğe girmeyebilirsin.
uzaktan uzaktan takip ederken tam yazar olmadan çaylak olmuş yazar. nedeni neydi ki. swh

gecenin depresif şarkılarını bekleyeceğiz.
Ben bilmez kim. Ama nicki güzelmiş.
tamam çekilebilirsin..
sanırım kendisi kız fakat hasta olduğunda sesi erkek gibi çıkmaktadır.
Ay bu kaybolan penaymış. Merhaba minik kuşum.
Vallaha mı hoş gelmiş radyocu arkadaş. o zaman o meshur efekt.

--spoiler--
Sesim erkek gibi çıkıyor boğazım ağrıdıydı da.*
--spoiler--

Edit:yeniler bilmez.
harry potter serisinden karakter.

daha önemlisi ; (bkz: 11 nesil yazar)

vaaayy. ben de diyorum bu niye bana gelipte 'sen hala burada mısın?' diye soruyor.

iyi yazmalar. *
Kendisini ben ifşa etmedim. Sözlüğe ses atmış. Yani onu dinleyen herkes bilir yahu.
nicki hoşmuş tanımam ama hoş gelmiş nice yazmalara.
hal hatır soran nadir yazarlardan eyvallah.
Son attığı görsel ile artık bir kuaföre gitmeli diye düşünüyorum. Canım sen bi komple bacak yaptır. Anca paklanırsın.
Korkudan telefonu fırlattım alüminyum.
Korkunçlu yazar.
Darvin muhakkak doğruyu söyledi.
çok uzun zamandır üstündeki çıkarmıyosun bi makinaya at.
görsel

Hayırlı Cuma’ları olsun yazarıdır.