bugün

yüzüklerin efendisi diye bir film çıkmış. yeni galiba ki benim haberim de bu yolla oldu. film yeni ama direk üçleme olarak çıkmış galiba ki benim yeni haberim oluyor. yeni filmleri takip etmeyi severim. film tam hayal kırıklığı kitaplarını okuyanlar için. hatta ben kitaplarını okumadığım halde benim için bile tam bir hayal kırıklığı.

üç film birden mentalitesiyle hareket ettim ve üç filmi oturup bir kerede izledim. tam kombo! filmi içime aldım resmen. sığdırdılar filmi bana. ama gel gelelim filmde enteresan bir yan göremedim, göremedik. bi de fantastik olucak. (ev arkadaşlarım da izledi) baba bi kere filmde hiç kız yok. varsa bile bi acayip. nasıl iş bu? bu senaryoyu ben de yazarım. adam mordor diyarı mı demiş ben de "zordor, höyt len doğrudur diyarı" diye koyardım diyarlarımın ismini. öyle öyle yazar giderdim.

bir kere bu kadar çok türe ne gerek var. elfler, orklar, hobitler, çanlılar, vanlılar, yozgatlılar... üüüh adam doldurmuş kim varsa. bizim üst komşu bile ufak bir rolde gözüktü ikinci filmde.(herif bildiğimiz gollumu oynadı lan filmde ne küçük rolü?) üçüncü film oldu türleri anca ayırt edebildim. ben iyiyim gene ev arkadaşım hala ayıt edebilmiş değil.

(filmi izliyoruz. ikinici film olması lazım gandalf yılkısına öteki elemanlar atlarına binmiş geliyor) arkadaşım sordu:

"abi orkları, morkları anlamadım da şunlar kesin bildiğimiz at ama de mi? bi numaraları yok yani?"

al işte! adam o gün bugündür böyle. hep bunları sorguluyo kendi kendine.
(bkz: bilim kurgu filimde mantık aramak)
(bkz: fantastik türde mantık aramak)
(bkz: zayıf ironiler)
(bkz: salak sacma)
(bkz: arwen)
garip bir söylemdir. yüzüklerin efendisi kralın dönüşü dedikleri film : en iyi film oscar'ını kazanan ilk ve tek fantastik filmdir. 11 dalda oscar ödülünün yanı sıra dünya çapında 1 milyar 150 milyona yakın kişinin izlenme oranı ile karşılaşmıştır . * yüzüklerin efendisi iki kule dedikleri film dünya çapında 900 milyon dolar gibi gişe hasılatıyla tarihin en başarılı 4. filmi. yüzüklerin efendisi yüzük kardeşliği ise 4 dalda ocar ödülü var. ama saçma salak işte ne yaparsın ki.
yüzüklerin efendisi saçma salak bir film değildir.
bu söylem kitapları okumadığından filmi anlayamayan insanların ileri sürdüğü saçmalıktır. bilmeden konuşmak, yorum yapmaktır*.

yüzüklerin efendisinin birinci kitabı yazmak tolkien'in 17 yılını almıştır ve ""bu ne saçmalıktır, bunu ben de yazarım" diyen kişilere birinci kitabın 1954'te yayımlanan ilk basımının 1968'e kadar sadece ingiltere'de 38 kere basıldığını* belirtmek ve "hadi yaz da görelim" demek gerekir. ayrıca yüzüklerin efendisi yüzyılın en çok okunan yüz kitabının en başında gelmektedir*. elbette bir kitabın çok okunması iyi olduğu anlamına gelmez ancak yüzüklerin efendisi'nin başarısının "fazla sayıda insanın okunmasının" çok ötesindedir.

filmlerin izlenmesi hatta sadece üç kitabın okunması bile kurgunun tamamiyle anlaşılması için yeterli değildir; silmarillionu, en azından hobbiti okumak gerekir. aksi takdirde bir filmi yarısında izlemiş etkisi yaratır, bu nedenle de anlamamak normaldir.

edit: okumadıkları kitaplar hakkında yorum yapanların bu entrye de eksi vermelerine şaşırmadım elbette. yakışır aslanıma.
ödüller kazandı, çok sattı diye bir filmi muazzam ilan etmek... ne kadar da mantıklı, ne kadar da akla, izana uygun bir çıkarsama. kitabın yazımı uzun zaman almış da bilmem kaç yıl çok okunmuş.... geçelim. recep ivedik de deli gibi izleniyor. orhan pamuk ilkokul fişlerini müsvetteye sistemli bir şekilde nakşetse çılgınlar gibi kapışılıyor.

sayılan argümanların hiçbiri bu filmin çok çok güzel olduğuna dair birer kanıt oluşturmuyor ne yazık ki? ha tabi gaza geliyorsan o başka. herkes beğendi ben de beğenmeliyim diyorsan o başka. beğen yavrum, beğen kuzum. bağcıklarını da hala annen bağlıyordur herhalde.
recep ivedik ve orhan pamuk gibi tiplerle yüzüklerin efendisini kıyaslayan insanlarla aynı sayfada olmak acı versede* *yanlış olduğunu söylemeden geçmek bir yazara yakışır mı? gişe vs güzellik göstergesi değildir çünkü beğenmek güzellik göreceli kavramlardır ama bu kadar başarı yapmış bir seriye çamur * atmak resmen konuşmak için konuşmaktır.ayrıca ben beğenmedim dediniz de bir şey mi dediler o senin kendi.. *
ayrıca zeki arkadaşım elfler ve orklar ve benzeri ırk yaratılması bütün fantastik hikayelerde vardır fantastik kurgudan hoşlanmıyorsan otur karışma zaten anlayamazsın zaten anlamamışsın * *
gerçeklikten yoksun, ilginçliklerle dolu, yüzüklü büzüklü bir film olarak yüzüklerin efendisi'nin irdelenmesidir.

bilim kurguda elbette ki mantık aramayacaksın. izlemedim ben pek bilmem; ama sanırsam senaryosu muhteşem, heri potır gibi. ama arkadaş, dediğim gibi, yüzüklü yaratıklı filmin bu kadar ilgi çekmesi de garip gelmiyor değil hani. hayat güzeldir falan isterim arkadaş ben, ne o tip tip elemanlar alevli yüzükler falan?
(bkz: o senin saçmalığın)
(bkz: zevk ve renk kavramı)
(bkz: entry uzunluğu ile ve kalite ilişkisi)
fantastik sinemada mantık arayanların vardığı kanı.
trilyonlar harcanan filmin bir başlık altında bitirilmesi olayıdır.
milyonlarca insan gitti bu filme hepsi salak bir sizler mi akıllısınız. genede saygı çerçevesi içinde bunu da saygı ile karşılıyoruz.
üçlemeyi beğenmeyen hiç kimsenin kendisini yormasına gerek yoktur. en azından sözü edilen üçlemeyi yazan, yöneten, oynayan yani ekmek yiyen kimsenin umrunda olmayacaktır. havanda su dövmeye gerek yoktur. oturup izleyin, okuyun gerisini siktiredin. ayrıca (bkz: arwen) hariç her eleştiriye saygılıyım.
bunu söyleyen ya kitabı okumadığı için konuya yabancılık çeken birisidir, ya da kafasında "kurgu" kavramı oturmamıştır.
hayal gücünde sınır tanımayan görsel bir gösteri olan filmi anlamayan bir bünyenin saçamalamasıdır.
1950'lerden günümüze, ki 1990'ların sonunda tüm dünyada yaşanan middle earth çılgınlığıyla daha da ünlenmiş serinin kitaplarıyla(the hobbit, fellowship of the ring, two towers, the return of the king), 2001 yılında yapılmış ilk film* * ve sonrasında serinin devam filmleriyle gişe ve oscar rekorları kırmış bir film ile 13.01.2009 11:27 tarihinde tanışmış talihsiz gencin talihsiz söylemidir. yazıktır. gençtir. 8 yıl öncesinin bir filmiyle haliyle yeni tanışmıştır. e kimse anasının karnında idarak etmiyor fantasy, sinema, roman... gibi öğelerin işleyişini, özünü, huyunu suyunu. topluma kazandırılmaya çalışmalıdır.

(bkz: ağaç yaşken eğilir)
(bkz: af buyur)
yüzüklerin efendisi serisi 1960'lı yıllardan beri tüm dünyada bestseller olmuş film değil kitapdır, filmi ise yüzük kardeşliği episoduyla, 2001 yılında çıkmıştır. öncelikle bunun bilinmesi gerekir. ayrıca o kadar salak saçma bir film ve kitaptır ki kralın dönüşü episoduyla tüm zamanların en çok oscarını almıştır.

(bkz: my precious)
(bkz: ne dedin amcaya sen öyle)
(bkz: ayıp ayıp)
(bkz: ulu sozluk teki yuzuklerin efendisi sevgisi)*
filmlerini defalarca izlemiş, kitap serisini defalarca okumuş bir lord of the rings hayranı olarak katılmadığım tespit. sadece ben değil, zamanında National Geographic bir belgesel yapıp lotr ile bugünkü dünyamız arasında güzel bağlantılar kurup saçma salak bir film olmadığını kanıtlamıştı:

işte lotr'a dair, national geographic tespitleri:

lotr, çatışma içindeki bir dünyayı kurtarma adına girişilen epik bir arayışın fantastik anlatısı olarak tanımlanıyor ve ilk bakışta bizimkisinden çok farklı bir dünya gibi gözüküyor. J.R.R Tolkien'in, savaşın korkunçluğuyla ilgili deneyimlerinden çoğunu öyküye yansıttığı söyleniyor.

Bu hayali dünyanın kaynağı kendi atalarının geçmişine gidiyor. Frodo'nun arayışı günümüze ışık tutuyor.

Kendi dünyamızla lotr'un kurgusal dünyası üzerinde birçok benzerlik göze çarpıyor;

-Dünya çağ değişiminde geçiyor. Ama kendi halinde verimli topraklarda yaşayan, dış dünyadan kopuk hobbitler var.

-Tolkien'in en yakın yayıncı arkadaşı; "Tolkien in fantezisi özgündür çünkü gerçeklere dayanır" diyor.

-Tolkien'in öyküsü ingiltere'de küçük bir kasabada başlamıştır. Tolkien, doğayı sadece sevmekle kalmaz, koruma içgüdüsüyle de hareket ederdi. Bu hobbit köyünün özellikleriyle Tolkien'in büyüdüğü köyün özellikleri arasında da birçok benzerlik görülmektedir. Film yapımcıları Tolkien'in doğduğu köyü inceledikleri zaman ilk bakışta Shire'da olduklarını zannetmişlerdir. Ayrıca Hobbitler, Tolkien'in büyüdüğü, savaştan uzak, küçük kasabalarında yaşayan yalın insanlara çok benzemektedir.

-Shire, başlangıçta, kurtarılmaya değer bir yer gibi gösterilmiştir. Shire, güvenli bir yer gibi görülse de, Tolkien'in gençlik yıllarında sanayinin ahtapot kolları onun köyünü de etkilemeye başlamıştır. Çocuklar çalıştırılıyor, aileler kömür ihtiyacını karşılamak için fabrikalarda gece gündüz emek harcıyordur. Bu etkiler Tolkien'in köyüne de ulaşmıştır, artık kentleşme çok yakındır. Tolkien'in öykülerindeki karanlık güçlerin bu olduğu söyleniyor.

-Yüzük bir güç aracı. Bu Tolkien'in yarattığı çok parlak bir fikir. Çünkü yüzükler tarih boyunca her zaman tanrısal bir güç olarak görülmüştür.

-Tolkien'in gençlik yıllarında da dış dünya da büyük güçler kargaşa yaratmak için harekete geçmişti. 1914, ingiltere müttefiklerinin yanında 1. Dünya Savaşına girmiştir. Avrupa da siyasi sınırlar merkezi güçlerin ölümcül iktidar oyunlarıyla değişmektedir. *
-Tolkien ve arkadaşları cepheye gönderilmiştir *. Cephe ilk bakışta yeşil alanların ortasında açılmış büyük bir yara gibi gözükmekteydi. Haziran 1916 da alay ilk savaş görevine başladı. Savaşın dehşeti cephedekilerin mektuplarından anlaşılıyordu.

-Peter Jackson: "Orta Dünya hakkında yazdığı ilk yazıları 1. Dünya Savaşı'nda siperde durduğu sırada defterine kurşun kalemle aldığı notlardır. işte Orta Dünya böyle bir durumda doğmuştur" diyor.

-Savaştaki subaylar üniversite okuyan kişiler arasından seçiliyordu. Erler ise kendi halinde yaşayan halk arasından. Hikayede göze çarpan bir diğer benzerlik ise, Frodo nun hali vakti yerinde biriyken, yolculuğa birlikte çıktığı Sam in bir bahçıvan olmasıdır. Frodo'yla Sam arasındaki bağ, cephedeki subaylarla erler arasındaki bağdır.

-Tolkien ve arkadaşları kendilerini endüstriyel gelişmenin neden olduğu insanları öldüren aletlerle çarpışmak zorunda kalmışlardır. ingiliz ordusunun en kanlı tarihi bu kadarla da kalmaz. Ancak Tolkien'in yaşadığı yıkım da bu kadar değildi, ölenler arasında en yakın çocukluk arkadaşı bulunuyordu. Son nehir hakkındaki anıları için siperde yazdıkları sonunda Yüzüklerin Efendisi ndeki satırlarda yerini aldı.

-1. Dünya Savaşı sonrasında Oxford'da öğretim üyesi oldu. Buradaki eski diller ve tarih konularındaki birçok kaynak onun için çok yararlı oldu.

-Tolkien, orta dünyayı yaratmadığını, yeniden keşfettiğini söylemiştir. En büyük kaynağı, ortaçağ başlangıcının tarihi, kültürü ve dilleri olmuştur.

-Filmde Gandalf eski bir kütüphaneye giderek yüzüğün Sauron adındaki Karanlıkla Efendisinin şeytani bir araç olduğundaki kuşkuları gidermeye çalışır. Gandalf bir okurdur, Tolkien de bir okurdur.

- Frodo, yüzüğü Kıyamet Dağı'na götürmek için gönüllü olur ve 8 kişi birlikte hareket etmeye başlar. Bu yolculuk, tarih içinde yüzen bir kıtada epik bir yolculuğun başlangıcıdır. Orta Dünya'daki kalıntılar, Stonehenge ve 400 yıllık Roma Egemenliğinden arta kalanlara benzetilebilir.

-Tolkien'in en iyi bildiği dönem ingilizcenin doğduğu, Anglosakson dönemiydi. Anglosaksonlar, 5. yy'da Britanya ya gelen Germen asıllı denizcilerdi. Paralı asker olarak savaşmışlardı. Çağ değişiminde bunlar ingiltere ye yerleşmişlerdir.okuma yazma bilmeyen bu insanlar, kültürlerini şarkılarla gelecek nesillere aktarmaya çalışmışlardır. Tolkien bu nedenlerden ötürü ingiliz kültürünün kaybolmaya başladığına inanmıştır. Bu yüzden ingiltere için yeni bir mitoloji yaratmayı amaç edinmiştir.

-Tolkien'in yararlandığı birkaç kaynaktan biri de epik şiirleri olan Beowulf'tur. Bu kahramanlık masalının her dizesini inceleyen yazar dünyanın en önemli Beowulf akademisyenlerinden biridir. Beowulf herkesin savaşmaktan korktuğu bir ejderhayla savaşan cesur bir iskandinav kralını konu alır.

-Beowulf'un en çarpıcı sahnelerinden biri, kralın gemisinin ambarında, çevresinde hazineleriyle birlikte denize gömülmesidir. 1939 da yapılan bir keşif inanılmaz sonuçlar verir. Arkeologlar Anglosakson kralının gemisini bulurlar ve kazı alanı hazinelerle doludur. Tolkien bu yıllarda LOTR'u yazmaya başlar. LOTR'da kardeşlik bir cüce şefinin yer altı mezar odasına ulaşır. Kutsiyeti bozulmuştur, ama bu yine de önderlerine duydukları saygıyı ifade eder.

-Tolkien, bize canavarların insanların korkularını simgelediğini anlatıyor. Anglosakson maden işçiliği incelendiğinde korkunç canavarlara rastlanır. Hayvanlar aslında birer simgedir. Birçok farklı mesaj içermektedirler. Bağlılık, cesaret, kudret...

-Film yapımcıları, 48.000 maske ve zırhı hazırlarken Tolkien'in bu hayalgücünden yola çıkmışlardır.

-Elfler; Tolkien'e en yakın tür, ideal varlıklar olarak görülmektedir. Yaratıcı enerjisinin büyük bölümünü bu kusursuz ırkı yaratmaya adamıştır. Tolkien'in icat ettiği en kapsamlı ve zarif dillerin bütününe elfçe denir.

-Elfçeyi oluştururken faydalandığı en büyük kaynak Rusya ve Finlandiya'nın sınırlarında kalan gözlerden uzak çok eski bir yerleşim yeridir. Genelde yaşlıların yaşadığı genç nüfusun az olduğu bir köydür: KALEVALA

-Epik şiirleri geliştirmek için Fince öğrenmiştir. Dilbilimciler efsanenin ve bu dilin daha geriye, göçebe bir çağa ait olduğunu düşünmektedir.

-Bu şiirlerinde KALEVALA'dan etkilenmiştir. Şiirlerde kilit karakterlerden biri olan bir şaman yer almaktadır. Bu ise sözcüklerin gücünden yararlanan Gandalf'a çok benzemektedir.

-Bir ortak nokta da iki öykünün merkezinde yer alan, çok güçlü, insanların yarattığı bir nesnenin yer almasıdır. Fin şehrinde Sampo adını alan, sahibini güç sahibi yapan fakat barışın sağlanması için yok edilmesi şart olan bir nesneyle yüzüğün benzerliği gözlerden kaçmayan bir ayrıntıdır. Ana tema bağlılık ve özveridir. Kalevala da iyiliğin kötülüğe karşı mücadelesini anlatır.

-Tolkien bütün bunları yaratırken, daha büyük bir gücün dünyayı ele geçireceğinden habersizdi. 1939 yılında Almanya, Polonya'yı ele geçirdi. Naziler Yahudilere karşı vahşet kampanyalarına başladı. ingiltere savaşa girdi. Tolkien bir el yazması yazmaya başladı. Bunun adı LOTR'dı. Oğulları da savaşa katılmıştı ve Tolkien'in inandığı her şey teker teker yıkılmaya başlamıştı. 2. Dünya Savaşı içinde olması ve oğlu Christopher'ın da savaşta olmasından çok etkilenmişti.

-Kahramanları yaratırken dünyanın en güçlü liderlerinden etkilenmişti, bunları Orta Dünya liderlerinde kişileştirmişti. Saruman, yüzüğün gücünü ele geçirmek için canavar dolu bir ordu yaratmıştır. Bu da çok büyük bir benzerlik olarak görülmektedir. Savaş elbette bir etkendi fakat hayalgücü de vardı.

-1940 yılında Hitler, ingiliz kamplarını bombardımana tutmaya başladı. Bu 8 ay boyunca direnen ingilizlerin cesaret örneği olarak tarihe geçmiştir. Bazı eleştirmenler bu masalda 2. Dünya savaşının etkilerini görseler de Tolkien bu masalın siyasi görüşlerin çok daha ötesinde olduğunu söylemiştir. Hayati deneyim ve geçmişi araştırmasına bağlamıştır.

-Eski kahramanlar yeni şeyler keşfetmek için yolculuğa çıkarlardı. Bu masalda ise kahramanlar var olan bir kötülüğü yenmek için yola çıkmışlardır.

-Tolkien de masallarında, öykülerinde, günümüzde yok olmaya maruz kalan türlerin korunması gerektiği üzerinde durmuştur. Bu günümüzde de mekanize aletlerin yıkıcı güçleriyle birebir örtüşür. Bu masaldaki mesajlar aslında elf kraliçesinin verdiği mesajlardır. insanlara sunulan cennetin değerinin bilinmesi ve korunması gerektiği..
(bkz: mükemmel akıllı bir film olarak recep ivedik)
adı üstünde fantastiktir..zevk meselesidir...*