bugün

Her şeyden önce Mehmet Akif'i, Kurtuluş Savaşı boyunca istanbul'da kalıp risaleler (küçük kitap) yazan, Kurtuluş Savaşı bittiğinde, 1922 yılında Ankara'ya gidip milletvekillerini "dinsizlikle" suçlayarak onları namaza çağıran bildiriler dağıtan bazı sözde din adamlarıyla karıştırmamak gerekir!

Çünkü;

Mehmet Akif, Kurtuluş Savaşı'nın en buhranlı döneminde, 1920 yılında Ankara'ya geçerek Kurtuluş Savaşı'na katılmış bir vatan şairidir.

Atatürk'ün bütün din adamlarından, hatiplerden, aydınlardan isteği doğrultusunda o da Anadolu'yu dolaşarak halkı Kurtuluş Savaşı'na katılmaya çağırmıştır. Kastamonu Nasrullah Camii'nde yaptığı konuşma çoğaltılarak elden ele dağıtılmıştır.

Bu arada I. Meclis'te Burdur milletvekili olarak görev yapmıştır.

On gün aralıksız çalışıp yazdığı istiklal Marşı için kendisine verilen para ödülünü geri çevirmiştir.

Özetle Akif, Kurtuluş Savaşı'nda "Ya istiklal ya ölüm!" diyen Atatürk'ün yanındadır. Savaştan sonra "Allah bu millete bir daha istiklal Marşı yazdırmasın" demiştir.

akif, iyi bir insan, iyi bir müslüman ve çağdaş bir insandır.
atatürk'ün muasır medeniyetler seviyesine yükselme gayesinde ona destek çıkmıştır.

onun için mehmet akif >> said kürdi.
ikinci meclise kabul edilmeyen, peşine hafiye takılan, mısıra kaçmak zorunda bırakılan mehmet akif'tir.