bugün

içten içe acı çeken, fakat etrafına biraz olsun mutlu görünen insan söylemi.

gülümsemelerimi sana, gözyaşlarımı ise kendime bırakıyorum. bu sana, geçmiş sevgililer günü hediyem. hiç yaşayamadık seninle sevgililer gününü, olsun. deliye her gün nasıl bayram olsa da, bize de her gün sevgililer günüydü. eski günleri yad ediyorum şimdi. sarhoşluğumun etkisinde, bizi hayal ediyorum o bankta. hani hatırlarsın belki balıkçı oltasını koymuştu oraya, gitmesini bekleyip dolaşmıştık eminönü'nde. merdivenlerde oturmuştuk. uzun uzun konuşup, hayallere dalmıştık. ellerim ellerine varmasa da, yüreğim yüreğindeydi o vakit. şimdiyi sorarsan, yürek diye bir şey kalmadı artık bende. elimi götürüp sol yanıma, çıkarıp yüreğimi bir gül misali koydum açık avuçlarının arasına, bir gül misali. kan revan içindeydi ellerim, belli etmedim. biliyordum o vakitler gideceğini, kulağımda kahraman tazeoğlu'nun sevgiliydi ve gidecekti şiirinin melodisi...

peki ya şimdi? ne farkı var o eski güzel günlerin şimdikilerinden?

saymakla bitmeyen, hatırlamakla sonlanmayan bir sürü anı. o zaman sahte gülücüklerimle kandırmıyordum sahte dostlarımı. odamda üşümüyordum başbaşa olduğum hüzünlerle. elimi almıyordum diğer avucuma. beni ısıtan sözlerim yoktu o vakit. istanbul'un ayazında, soğuk odamda bir tek gülümsemen vardı içimi ısıtan.

peki ya şimdi? neredesin sen? hangi uzak şehirde?

istanbul özlüyor bizi sevgili.

istanbul, benim seni özlediğimden fazla özlüyor bizi.
üzüldüğünü belli etmemek adına taktığın maskedir gülücük çoğu zaman.etrafında dostundan fazla düşmanın vardır çünkü ve onlar senin üzgün olmandan zevk bile alabilirler.onlara karşı güçlü görünmek zorundasın.bunun içinde gözyaşlarını içine akıtmayı başarmalısın.mutlu görünmeli,gülebilmelisin.
kalabalıklar içinde yalnız ve mutsuz olan bizlerin belki de en çok yaptığı şey. çevrenizde belki de bir sürü insan var senin her şeyini bildiğini sanan ve senin de buna onu inandırmayı başarabildiğin. oysa gördükleri sadece bir maskeden ibaret. onlar senin için koca bir hiç.

bu dostları birden farklı şekilde tanımlayabiliriz. hiçbir şey bilmeyen zavallılar. neler yaşadığını bilmeyen, asla bilemeyecek hayvanlar. kendilerine saçma sapan hedefler koymuş hiçliğin tadını alamayan insanlar. hayatının akışı içerisinde karşına çıkan ve diyalog kurmak zorunda kaldığın kişiler. hayatlarına dair birçok şeyi bildiğin, dışardan bakan birisi için sıkı dost gibi göründüğün bireyler. bir espri yaptıkları zaman kahkaha ata ata güldüğün homosapiensler. farkında değiller o kahkahanın ve bütün ilişkinin sahte olduğunun. yazık.
hayat buna evrildi. her şeyin kalitesizleştiği, herkesin sahteleştiği bir dünyada, en iyi bilinen insanlar dahi sahte gülücükler saçmakta.
ve bu hiç ahlak dışı, ayıp gelmemekte.

insanoğlu bu şeyleri kanıksamış artık.
güncel Önemli Başlıklar