bugün

olgunlaşmış insan olmak. milletin sağ sol kavgası yaptığı zamanlarda onları üstten izleme şerifine nail olmak.
"ne sağı ne solu hocam aştım ben siz yiyin birbirinizi" cümlesiyle özetlenebilecek, bir nevi jose mourinho yaklaşımı.. ya da kısaca (bkz: ego)
nitzsche der ki; insanlar yükselmek için yukarı bakarlar, bense aşağı bakarım çünkü zaten ordayım. yani... yok bişe bu kadar.
bu kişiler çoğu zaman apolitik olmakla suçlanır. fakat türkiye'deki sağında solunda ne menem bir şey olduğunu bildiğinden böyle işlere girmez. bu onun apolitik olduğunu da göstermez. herkes gibi kendi dünya görüşü, kendi ideolojisi vardır. üstte oldukları da su götürür...

bence sağ veya solda değillerdir sadece. ama onlarla aynı düzlemde yaşamaya mecburdurlar. yaşarlar yani...

edit: sağda olmamak ya da solda olmamak burjuva ahlakına sahip olmayı, kendi çıkarlarını herşeyin üstünde tutup insani değerleri ayaklar altına almayı gerektirmez. sanırım bu kapitalistten beklenen bir davranıştır. fakat sağda ya da solda olmamak kapitalist olmayı da gerektirmez. zaten bunu ne olduğunu anlamak için dünyaya içinden baktığınız fanustan bakmamanız gerekir. kafanızı o fanustan dışarıya çıkarmanız gerekir. çünkü sağda ya da solda olmamak eylemi her insan için değişik şekillerde vukuu bulur. yekpare değildir. herşey sizin dediğiniz gibi bıçak sırtı bir şekilde ayrılıp saflarını bulmuyor ne yazık ki. yaşam daha kompleks bir şey. ben de eskiden "öyle değilsen böylesin, şöyle değilsen de öylesin kesin. ahanda senin özelliklerin. sayıyorum lan iyi dinle" diyordum. ama kazın ayağı değil maalesef.
ya da hiçbir yerde olmaktır. aynı benim gibi. götürüleri de vardır tabi. eşitliği savunuyorum diye yırtınan adamların eşitliğe edilecek en büyük hakaretleri ettiğini görüp uyarırsanız ağzınızın payını alırsınız. zira onlar en eşitlikçilerdir. onlardan daha fazla şey biliyor olamazsınız.
hangi takımı tutuyorsun? sorusuna milli takımı tutuyorum şeklinde cevap vermek gibi bir şeydir.
" dünyada iki tür insan vardır;

- seyredip gülenler,
- yaşayıp ağlayanlar.

gayemiz şudur; 'yaşayıp gülenlerden' olabilmek. "

engels
recep tayyip erdoğan ve türkiye'nin durumunu özetleyendir.
insanin kendini "vay be ne kadar da karakterliyim hicbir gorusten etkilenmiyorum" diye avutmasidir. halbuki kendini bir yerde ifade etmeyen ya da edemeyen insanlar en karaktersiz olanlardir. cunku biraz okuyup bu konuda dusunduklerinde sunu goreceklerdir, ortada, ya da ustte olmak diye bir kavram yoktur. Orta kavrami her donem degismektedir. Ataturk doneminde ortada olmak baska iken, 1960 larda 1970 lerde baska idi. Simdi ise cok daha farkli bir yere sahipsiniz 'otada' iseniz. Yani ortada kavrami kisaca soyle ozetlenebilir; 'mevcut sistemin size gosterdigi yerde durmak'.