bugün

adam akıllı bir kahvaltıdır. şöyle peynir, domates, yumurta, kızartma, zeytin, bal vs.

ayrıca; aylak aylak gezmek, film izlemek, samimi olduğun dostlarınla çay, sigara eşliğinde sohbet etmektir.

evet sözlük, yavaş yavaş insanlıktan çıkıyorum galiba. *
Uyku. Normal bir şekilde 11de uyuyup, yedide 7de uyanmak istiyorum 1'de uyuyup 5de değil.
gece partileri, içki, uyku.
gün boyu aylak aylak evin içinde gezmek.
şüphesiz ki evdeki buram buram kahve kokusudur.
Sınav donemı ozlenen sey sınav donemı bıttıgındekı donem.
playstation, efes şişe, tertemiz fotokopiler, sabahın köründe zır zır çalan telefonlar. bizımla deyilsın..
rahat bir vicdan: çünkü çalışsan sıkılıp başka bir şeye yönleniyorsun, çalışmayıp da can sıkıntısını gidermeye çalışırken de "ulan çalışmam gerekirken şu yaptığım da iş mi lan" diyorsun.

düzgün bir uyku: şahsım adına konuşayım, benim hiç düzgün uykum olmadı. genelde öküz gibi uyurum. çok uyurum manasında yani. ama sınav dönemi öyle olmuyor. uyuyamıyorsun. her şey tabi ki, rahat bir vicdan ile alakalı. vicdan rahat olsa sınav filan dinlemem, 15 saati deviririm yani yine.

sağlık: gençler, sigara + kahve iyi değil. sigarayı zaten biliyoruz, kahve de tansiyon filan yapar. hatta çok içersen çarpıntı yapar. bana bu çarpıntı her sınav zamanı olur.
sınav zamanları o kadar kahve içtim ki şu anda bağımlısıyım. durduk yere canım kahve çekebiliyor.

uyuşuk olmama: şimdi dostlar bu da tamamen ilk iki madde ile ilintili. vicdan rahat değil, uyuyamıyorsun. uyuyamayınca uyuşuk oluyorsun. uyuşuk olunca ders çalışamıyorsun, ders çalışamayınca vicdan rahatsız oluyor. alın size bir pozitif feedback örneği.

sosyallik: dışarı çıksan bile mal gibi oluyorsun kabul et. kafada artık ne bölüm okuyorsan o bölüm derslerinden ifadeler ve kelimeler gelir aklına. "hmm lan neydi o" diye girersin işin içine, sonra bir bakmışsın muhabbetten uzaklaşmışsın, hele seni o günlerde tanıyanların daha sonra o günler hakkında yaptıkları yorumlar nedir öyle? "seni mal gibi biri sanıyorduk, gayet normal çıktın hacıt"

evin durumuna kayıtsız olabilme yeteneği: kardeşim, şurada bulaşıklar 2 aydır duruyor, bir elini atmadın, şimdi bulaşık yıkayasın mı tuttu? odanı temizlemeni yine bir nebze anlayabiliyoruz ama mutfağı da bırak ya...

benzer şekilde;
kişisel bakıma gereğinden fazla önem vermemek: tırnaklar yarım milimetre uzayınca kesmeler, sakal bırakılmışsa ayna karşısında "eğri mi lan bu" diye incelemeler, günün ortasında durduk yere "dur lan dişlerimi fırçalayayım,mis gibi olayım" demeler, "insan aslında günde iki üç defa duş almalı" diye düşünmeler... tüm şehir senin uzuuun sakallarını ve taranmamış saçlarını biliyor. neyin havasını yapıyorsun şimdi?

mottosu carpe diem olanlar için gelsin;
sınav sonrası planı yapmamak: hep kafana göre hareket ettin, canın ne istediyse onu yaptın. o zaman niye "sınavdan sonra bi' dağıtalım be kankalar", "memleketi özlerim o zamana kadar, memlekete mi gitsek ki lan" demeler, "bu sefer yoganın sırrını çözecem" demeler... sen artık sen değilsin.