bugün

cok sevilen bir parcanin tekrar tekrar, sonunda sarkiya duyarsizlasacak kadar dinlenmesi.
depresyon belirtisidir.
hüzünlü şarkılarda yalnızca şarkıya değil, hayata da duyarsızlaştıran eylem.
bıktıran bir eylem güsel şarkılara yazık edersin bıkarsın şarkıdan anlmasızlaşmya başlar filan
yeni keşfedilmiş şarkıdır. iyice sindirilir tüketilir daha sonra d sürücüsündeki mp3 mezarlığına gömülür.
gülayın şarkılarında yapılabilecek en iyi şey.
herzaman, plak takılmaz..!
sarkinin etkileyiciliginin belirtisidir.
aşık olma ihtimalin belirtisidir.
O şarkıda kendini bulmak...
insanın başına çokça gelen bir durumdur. aynı şarkı defalarca, hiç bıkılmayacakmış gibi durmadan dinlenir. ancak, işin kötü tarafı, bu durum şarkıdan olması gerekenden önce soğumanıza ve hatta bıkmanıza neden olur. çabuk tüketilir. tabi, bunları sorun etmeyen bünye için, son derece normal bir edimdir sürekli aynı şarkıyı dinlemek.

son günler, helldorado'dan a drinking song bana aynı sendromu yaşatmaktadır. tavsiye edilir, sürekli dinlemek için birebirdir.
ne olursa olsun bıkmadan, ''nereye kadar'' gideceğini bilmeden sınırsızca aynı parçayı dinlemek. ne olursa olsun, listede kaç parça olursa olsun, ne kadar yeni parça eklenirse eklensin, yine de el klavyeden o parçaya gider. tek parçadır, sürekli parçadır, çünkü gönlün parçasıdır... kalbin bir süre sonra dediği, ''ay yeter artık gına geldi, bırak da başka şarkıya geç'' modu da, pek alakadar etmez sizi. kekremsi tat burakmadan bünyede, gittiği yere kadar gider...

yeniden sev nedeni bilinmeden, arkadaki gitar fonuna hasta olunarak, belki de ''aa bak bunun bestecisi onno tunç'muş, dinle o zaman''lara sevk eder, defalarca dinlenir...

adaletsiz yar belki de onur mete'nin eşsiz yorumu kulaklarda canlanır, insanı bırakamayacak derecede etkiler. sonucu ise, bıkmadan, usanmadan aynı şarkının dinlenilmesidir.

enjoy the silence tümüyle dinlenilen, dave gahan dahil martin gore'a bile bir şükran borcuymuş gibi gelen, her türlü her kafayla dinlenebilen, hiç mi hiç sıkıntı vermeyen şarkı türüdür... gaz modunda da, sıkıntılı anda da, güzel mi güzeldir...

dokundur 90ların en makara anlarını gözünüzün önüne getirir. her ne kadar ercan saatçi'nin üzerine yapıştığı iticiliği sizi, bazen bezdirse de, geyik modlarında vazgeçilmez...
şu sıralarda barış güney'in "yağmur" adlı bestesi için uygun düşen durumumdur.
nickless cage'in sevdiği bir şarkıya olan yaklaşımı.
Aynı yolda sureklı kaybolmak,sureklı aynı engele takılmak;kımı zamansa yok olmak.
parça 'bu' ise normal vak'a...
(bkz: the joy of longing) *
(#397137)
hava kapalıysa * bertuğ cemil- yağmur iyi bir tercih olabilir...
bunalıma girmenin ilk belirtisidir.tehlikenin farkındamisiniz sorusunun geçerli olduğu durumdur.
her bünyenin yaptıgı süper eylemdir. özellikle depresyon eşiğinde dolaşılıyorsa tadından yenmez. dinledikçe depresyona dalar, daldıkça dinlersiniz. ama geçer insan her zaman oldugu gibi * tüketir/ bıkar/ bırakır/ yeniden bulur/ yeniden tüketir/ yeniden bıkar..
kimi zaman sevgiyi anlatan şarkıyı, kimi zaman nefreti anlatan, kimi zaman da ölümü anlatan şarkıyı dinlersin üstüste... çünkü zaman gelir ki etrafını sevgi duygusu, nefret duygusu ya da ölümün acı duygusu kaplar tüm benliğini... bu şarkılar da insanın ruhuna tercüman olur...
dolores o'riordan'ın yeni albümündeki ordinary day, stay with me ve october adlı parçalarına tarafımca uygulanan eziyete karşılık gelen eylemdir.*
kişide terapi etkisi yaratabileceği gibi bazen gülmeye, bazen kahkahaya, bazen ağlamaya, bazen de kusmaya sebebiyet verebilen eylem.
sonu iyi olmayan bir manyaklık durumu. sonra gece yatarken, sürekli iç sesin o şarkıyı söylüyordur, uyuyamazsın. kalktığında yine aynı beyninde, kafanın içinde hep o şarkının sözleri. yeteeeeeeeeer ulan diye haykırası gelir insanın, ama son pişmanlık fayda etmez ve de kendi düşen ağlamamalıdır. işte bu sebeple ben kendimi tonmaıster olarak düşünemem bile.
dinlenilen şarkı anathema ya aitse pekte yadırganmayacak bir durumdur.