bugün

türkiyenin en güzel en edebi en mahsun en şiirsel camisidir.. (bkz: kanuni sultan süleyman) tarafından (bkz: mimar sinan)'a yaptırılmıştır..istanbul en güzel o yapının arkasından izlenir.. (bkz: istanbul)'dan da en güzel o izlenir..sadece namaz kılınsın diye değil efkarlanılsın,istanbul çok sevilsin hatta ağlansın diye yapıldığı bellidir..muhteşen bir tuvaleti vardır..osmanlı nezaketini en güzel gösteren örneklerdendir..tembel müslümana bile nafile namaz kıldırabilecek özelliklere sahiptir..
(bkz: rasko)şu an istanbulun neresinde olmak istiyorsun sorusuna burada olmak istiyorum yanıtını verdiği yer...
istanbulun siluetini süsleyen camiilerin içinde en görkemlisi... gökyüzüne uzanan muhteşem 4 minare (bu 4 minarenin, camiyi yaptıranın istanbul'un fethinden sonra 4. padişah olduğunu, on adet şerefesinin ise osman gazi'den itibaren 10. padişah olan kanuni sultan süleyman'a işaret ettiği söylenir) ulu bir görüntü ile göğe doğru uzanır. geniş avlusunda etrafa göz atıldığında rumeli ve anadolu kıtaları ve istanbul önünde birleşen iki deniz ve adalar görülür. biraz daha uzaktan ve havanın sisi içinde görünen uludağ ise, açık bir havada osmanlı'nın eski büyüklüğünü düşündürür
duruşu ile imparatorluğunun ihtişamını tüm dünyaya gösterir. öyle bir havası vardır ki yahya kemali bir bayram namazı çıkışı en güzel şiirlerinden birini yazmaya adeta zorlar. etrafındaki o pis yapılara aldırmadan haliçe nazire yaparcasına boğaza göz kırpar. insan içindeyken değil bir binlerce rekat namaz kılmak ister. her namazdan sonra mimar sinana bir fatiha yollamayı insana şart koşar.
mimar sinan caminin temelinin oturması için tam 7 sene bekler.uzun süren bu bekleyiş osmanlı'nın camiyi bitirmek için yeterli parası olmadığı yolunda dedikodulara yol açar. zamanın iran padişahının yardım amacı ile gönderdiği büyük miktarda para ve mücevherin elçi tarafından alay yolu ile sunulmasına sinirlenen kanuni paraları istanbul'daki yahudi ailelere dağıtır. mücevherlerin ise ezilerek caminin minarelerinden birisinin harcına karıştırılmasını ister. içerisinde mücevherlerin bulunduğu bu minarenin parıltısının üsküdardan bile görüldüğü söylenmektedir.
istanbul üniversitesi beyazıt kampüsünde okuduğum için kendimi şanslı hissetmemin sebeplerinden biridir. Mimar Sinan eseridir.
kanuni sultan süleyman'nın emriyLe yapıLmış eserdir..mimarı; mimar sinan'dır..yapımı 1577 yıLında tamamLanmıştır..mimar sinan'nın yaptığı en yüksek kubbeLi yapıttır..kaLfaLık eseri oLarak niteLendiriLir..
edirnede de ayni isimli bir camii olup istanbuldaki isimdasindan oldukca kucuktur.tunca nehrinin kenarinda olan camii cemaatsiz edirne camilerinden biridir.
istanbulun belkide en güzel manzarasına sahiplik eden, denize bakan tarafındaki balkonunda birilerini çay keyfi yaparken görünce (muhtemelen cami imamının eşi ve akrabalari idi-cami nin ikinci katınba bir cafe var ise bilmiyorum tabii) şok olduğum bayram namazlarında gidilip görülesi yer. ayrica mimari özellikleri itibari ile muhteşem bir başyapıt.
ayrıca kubbe yapısı itibariyle de bir sanat eseri ve tasavvuf yansımaları barındırır.

--spoiler--
mimaride de kullanılmıştır bu düşünce...süleymaniye camisi mimar sinanın ustalık dönemi eserlerindendir ve bu cami yerden derece derece yükselir. önce çeyrek kubbelerle başlayan yapı sonra yarım kubbelerle devam eder ve en son tam ve ana kubbeye kapanır. bu kesretten vahdete anlayışıdır. daha sonra ise göz yavaşça aşağıya iner, bu sırada ana kubbeden yarım ve çeyrek kubbelere inilir ki; bu da vahdetten kesrete anlayışını temsil eder.
--spoiler--

(#949629)
güneşli havalarda namazdan sonra üst katından manzaranın izlenmesi elzem olan camii.
ilk ve son içkisini içtikten sonra esprimakinasinin tövbe etmek için gideceği camii.*
1550-1557 yılları arasında kanuni sultan süleyman tarafından mimar sinan'a yaptırılmıştır. bu külliyenin yapımı tamamlandıktan sonra mimar sinan eserini çesitli bakımlardan test etmiş ve mihraptan çikacak olan sesin cami geneline dengeli aksedip etmediğini anlamak amacıyla mihrapta nargile içerek çikan fokurtuyu dinlemiştir. bu durum bir ispiyoncu tarafından kanuni sultan süleyman'a iletilmiş, mimar sinan'ın inancından şüphesi olmayan sultan, sırf çikabilecek dedikoduların önüne geçmek için camii yi ziyarette bulunmuştur. mihrapta bulunan nargileyi gözüne çarpmis gibi mimar sinan'a gösteren ve neden orda bulunduğunu soran sultan süleyman, mimar sinan'ın
"inancımız cami içinde nargile içmeyecek kadar kuvvetlidir, dikkat ettiyseniz nargile içinde tütün yoktur" cevabı karşinda yanılmadığını anlamıştır.
"Süleymaniye yapmak için bir Sinan bir de Süleyman gerekir, yıkmak için de bir kazma bir de amele" özlü sözünde geçen yapıt.
bir zamanlar dünya'yı yöneten kanuni sultan süleyman'ın türbesinin bulunduğu camidir. hemen yanında da hürrem sultan bulunur.
Şuan tadilatta olan camii.
(bkz: cami)
külliye şeklinde inşa edilen süleymaniye cami, osmanlının yükseliş devrinin muhteşem eseridir. Kanuni sultan süleyman han'ın emriyle, mimar sinan tarafından 1550-1557 yılları arasında yapılmıştır. inşasına, şeyhülislam ebussu'ud efendi'nin duası ve temeline ilk taşı koymasıyla başlandı. külliyede, camiden başka, medrese,, mektep, darülhadis(hadis ilimleri medresesi), kütüphane, darüşşifa(hastane), imaret(aşevi), tabhane(yoksul barınağı), bimarhane(akıl hastanesi), kervansaray, tıp okulu, haham, oda ve dükkanlarla kanuni sultan süleyman han ve hürrem sultan türbeleri vardır.

mimar sinan'ın "kalfalık eserim" dediği bu büyük külliye 16 ağustos 1557'de kanuni sultan süleyman han ve bütün devlet büyüklerinin hazır bulunduğu bir merasimle, mimar sinan tarafından ibadete açılmıştır. süleymaniye külliyesinin bulunduğu mekan, istanbul'a hakim bir tepededir.

camideki ses düzeni ve havalandırma mimari bir şaheserdir. mihrabda kur'an-kerim okuyan bir insanın sesi, caminin en uzak noktasına ulaşabilmektedir. caminin dış görünüşü her açıdan bir uyum gösterir. yarım kubbeler, ağırlık kuleleri, köşelerdeki küçük kubbeler, büyük kubbenin baskısını hafifletecek şekilde, çok ince matematiksel hesaplarla yapılmıştır. cami, estetik, çizgilerindeki güzellik ve oran bakımından mükemmeldir. kubbeyi tutan ayakların alt tarafında birer oyuk hücre açılarak, ayakların oluşturacağı ağırlık ortadan kaldırılmış, yeknesaklık(tekdüzelik) da bertaraf edilmiştir. böylece caminin iç ve dış ahengi nesillere örnek olacak şekilde denkleştirilmiştir. minarelerdeki on şerefe, kanuni'nin onuncu sultan olduğuna işarettir. caminin mermer işleri, yazıları, çinileri, fildişi ve sedef kakmaları devrin en iyi numunelerini teşkil eder.

caminin mihrabı önünde bulunan sahada kanuni sultan süleyman'ın türbesi vardır. türbe, sekiz köşeli bir plan üzerinde olup, etrafı revaklı, 28 sütuna dayanmaktadır. türbenin iki duvarı nefis çinilerle süslenmiş, giriş kapısının üzerine hacerü'l-esved'den bir parça konulmuştur. külliyenin sol tarafında, köşede ufak bir sebil ve mütevazi bir türbe vardır. bu türbede bu şaheserin büyük mimarı sinan yatmaktadır.

kaynak: (osmanlı tarihi, çamlıca basım yayın)
iyileştirici bir etkisi olan camii. bir tür şifahane de diyebiliriz. selimiye camiinin aksine hüzün ve iç hesaplaşma, kemalattan önceki yorgunluk ve yoğunluk duyguları hakim. ve bu etki kendini oldukca hissettiriyor. tek başınıza, eğer yalnız değilseniz de yorumsuz ve her ayrıntısını tek tek sindirerek gezmek gerekiyor. bazı bünyelerde bağımlılık yaratabiliyor.
restorasyon nedeni ile ibadete kapatılmıştır. sadece sağ yönünde küçük bir kısmı ibadete açık bırakılmıştır.
istanbul'da, gerek mimari gerek estetiksel açıdan sanatsal değeri en yüksek yapılardan biri. Minarelerin uzunluklarının kubbeyle uyumu, camiiye piramitsel bir görünüm kazandırır. Mihrapta, hiçbir elektronik araç bulundurmadan camiinin tamamında sesiniz duyulabilir. Camii, dünyanın en muhteşem benzersiz vitraylarına sahiptir. içeride dört adet kahverengi mermer blok bulunur ki, her birisi o devirdeki mısır hazinesinin on misli değerindedir. Camiinin arka giriş kapısının hemen üstünde is odası bulunur. Camii içindeki hava akımı, kandil islerinin bu odada toplanmasını sağlar. Devrin Alman kralı tarafından, mihraba konulmak üzere gönderilen değerli kırmızı taş, ön kapıda yerdedir. insanlar üstünden geçe geçe taş aşınmış, içinden bir haç çıkmıştır. Camii temelinin oturması için Mimar Sinan'ın inşaata ara vermesini yanlış yorumlayan iran Şahının alay dolu sözleriyle birlikte camiinin inşaatı için gerekli olabildiğini düşündüğü miktarda gelen mücevherler, padişahın emriyle harca karıştırılmıştır. Mimar Sinan bu değerli taşları yine de ziyan etmek istememiş, 56 metre uzunluğundaki kısa minarelerden birine özenle dizmiştir. Yılar geçtikçe güneş ışığının etkisiyle bu taşlar değerini ve parlaklığını yitirmiştir. Fakat o minarenin ismi Cevahir minaresi olarak kalmıştır. Kısa minarelerde iki, uzunlarda üç olmak üzere toplam on tane olan şerefe sayısı, Süleyman'ın onuncu padişah olduğunu sembolize eder.

En ufak bir bölümünün bile bir sürü hikayesi bulunan bu yüce mabet, mutlaka iyi bir rehber eşliğinde gezilmelidir. Fakat şu sıralar caminin büyük bir bölümünde (yüzde seksen kadar) restorasyon vardır. Külliyesinde bulunan lâlezar çay bahçesi çok güzeldir, gidilip görülesidir. Hemen alt tarafında ağa kapısı isminde bir cafe vardır. şahsi kanaatime göre, pierreloty çay bahçesinden 10 kez daha üstün bir manzaraya sahiptir.
yapı ile ilgili bazı carpıcı bilgilere surdan ulaşılabilir.
http://galeri.internethaber.com/gallery.php?id=1954
Süleymaniye Camii'nin sağdaki küçük minaresi Cevahirli Minare olarak bilinir. Cevahir mücevher anlamına gelir. Bu muazzam caminin küçük minaresinin yapıtaşları arasında elmas madeni de vardır. Elmasların kullanılma nedeni iran Şahı'nın, Kanuni Sultan Süleyman'a bir çekmece dolusu elmas yollayarak yaptığı jesttir. Elmaslar caminin yapımı sırasında para biterse kullanılması için gönderilmişti. Ancak Sultan Süleyman elmasların parasını karşılayacaklarını belirtti ve minarenin yapımında kullanılmalarını emretti.
Mimar sinan' ın yapmış olduğu caminin minarelerinde bulunan 10 adet şerefe; kanuni sultan süleyman' ın 10. padişah olduğunun sembolüdür.
tadilata alınmış cami.