bugün

oğuz aral'ın öğrencilerinden olan bir karikatürist. başarılı tespitlerini konuşma balonlarına boğmadan çiziyor. penguen'de genco'nun yalan dünyası diye bir köşesi var. sabha gazetesi'nde de enstanteler isimli bir köşesi vardı.
tespit insanıdır. telmaşa kelimesini sık kullanırdı lakin son 3-4 haftadır rastgelemedim. bonus kafalıdır. penguene cuk oturmuştur.
4-5 yıl evvel kendisine 3 mail attığım ve hepsine içten cevaplar yazan çok sevdiğim çizer..
artık sabah gazetesinde enstantaneler köşesini bırakmış olmakla birlikte artık aktüel dergisinde çizmektedir.ayrıca sabah gazetesindeki grafik tasarım işlerine devam etmektedir..
(bkz: enstantaneler)
penguen`de (bkz: genco nun yalan dünyası) isimli köşeyi çizer.. ayrıntı ustasıdır..
gerçek bir tespit insanıdır. genco yu her okuduğunda insanın "hakkaten lan hep de böyle olur" demesi muhtemeldir.
bir dönem sabah gazetesine de karikatürler çizen, gazeteden ayrıldığında kendisine attığım neden ayrıldınız mailine tüm içtenliğiyle cevap verme nezaketini gösteren ve özgün bir tarzı olan karikatürist. penguen dergisinde genconun yalan dünyasını çizmektedir.
genco nun yalan dünyası'nı bir anda pat diye bitirerek acaba gelecek hafta onu penguen'de göremeyecek miyiz sorusunu akıllara getirmiştir.
hayır, konsepti değiştirecek olsa, genco'yu böyle alelacele bitirmezdi bence. umarım yanılıyorumdur.
genco nun yalan dunyasi bittikten sonra bomboş bir sayfa çizen karikatürist.
penguen dergisinde yeni başladığı serinin, son derece aceleye geldiği açık. tam bir kurgu yok. bir kaç hafta, ufak ufak çizimler yaptı sonra bu çizimlerden birini önce uzattı. sonra da çizgi hikayeye döndürdü. pek ısınamadım.
sönmez karakurt'u çok severim ama genco'nun yalan dünyası gibi çok güzel giden, ana karakterleri ve yan karakterleri oturmuş, güzel bir hikayeyi bir sayıda, sonra da böyle böyle oldu işte diye iki satırda bitirmesi bana hiç mantıklı gelmedi.
izmirli genç ile kopartmıştır. tespit konusunda kanımca bir numaradır.
her ne kadar genco'yu bir anda bitirmesine üzülsem de yeni karakteri de fena değildir. ortam sanırım ismi. bu sefer karakterlerin yaş aralığı daha aşağıda. güzel gene ama genco başkaydı.
sönmez karakurt'tan ricam, ortam'ın hikayesinde, bir yerde yürürken otururken, arka masada, muzo ve genco'nun oturması ve onların bir iki lafına şahit olmasıdır. böyle şeyler hoş durur genelde.
26 mart perşembe günkü penguen'e çizdiği köşesinde yine müthiş bir tespit yaparak mahallenin namus bekçisi ayağında takılan sırtlanları* incelemiştir.
dün kendisi ile tanıştığım karikatürist. benim için istisnasız her hafta penguen alma nedeni.

hayatımın en önemli anlarından biriydi kesinlikle onunla tanışmam. hayatım boyunca en uzun süre takip ettiğim kişidir çünkü kendisi. 'kendimden başka biri olmak isteseydim johnny depp olmak isterdim' cümleme şimdi bir ve ya bağlacı ardına da sönmez karakurt ekliyorum artık. yaklaşık 5-6 sene önce, 17-18 yaşlarındayken sabah gazetesinde o küçücük alana sığdırdığı koca bir dünyada keşfetim onu. çok mu komikti karikatürleri? hayır ama çok farklı ve çok özeldi. iyi karikatüristler size çoğu zaman kahkaha attırabilirler bence. sönmez karakurt ise kahkaha attırmaz belki ama istisnasız her okuduğunuzda yüzünüzde bir tebessüm oluşmasını sağlar. hiç abartısız söylüyorum; bu muhteşem adamın, o küçücük karikatürleriyle(sabah gazetesindeki) hayatıma kocaman anlamlar kattığını iddia edebilirim. onun tespitlerini zaman zaman bizlerde fark etmişizdir elbet ama asla onun kadar güzel dile getirememişizdir. o ki, spatulayı adaletin keskin kılıcı yapmış, köşe başı serserilerini sırtlan diye adlandırmıştır. bu sadece iyi bir gözlem, müthiş bir zeka ve ince bir mizah anlayışına sahip birinin yapabileceği bir iştir.
uludağsözlük okuduğunu bilerek ve bu entryi de okuyacağını varsayarak diyorum ki; sabah gazetesinden başlayarak, aktüel ve penguen olarak devam eden o büyülü yolculuk için, dünkü içten tavrın için, beni kırmayıp çizdiğin o hoş karikatür için ve -buraya sığdıramayacağım kadar çok olan- bana katığın her şey için çok çok çok teşekkürler sönmez abi. fanatik bir galatasaraylı olarak takımımıza söylediğimizi şimdi bir de sana söylüyorum; peşindeyiz! abi.
çok iyi karikatürist olmasının yanında çok da vefalı bir adamdır. sağol abi.
bugün hayatım boyunca aldığım en güzel hediyeye vesile olmuş olan, vefalı mı vefalı insan, abim.

bir karikatür vardı aklımda bir seneden fazla oldu ama yeteneksizliğim yüzünden kağıda aktaramamıştım. o dönem kız arkadaşım, şu an ise hayatta en saygı duyduğum arkadaşlarımdan biri olan kıza anlatmıştım bu karikatürü. o da sönmez karakurt' a ulaşmış. kendisinin hayranı olduğumu ve bu karikatürü çizerse benim çok mutlu olacağımı anlatmış. biraz mesajlaşmışlar internet ortamında. üzerinden 6 ay geçmiş ve 'e' dün mesaj kutusunda sönmez karakurt tarafından çizilip, renklendirilip imzalanan karikatürü görmüş. gidip çıkartmış ve çok şık bir şekilde de çerçeveletmiş.
o kadar mahcup ve mutlu oldum ki bugün hediyeyi aldığımda. ne mutlu bana ki 'e' gibi bir kızı tanımışım bu hayatta ve ne mutlu bana ki onu incitmemişim, kırmamışım ve bu sayede dost kalmayı başarabilmişim onunla.
ve bugün kafamda tasarladığım karikatür en sevdiğim karikatürist tarafından çizilip benim en zevkli seçimimin yanında sönük kalacağı kadar şık bir şekilde çerçeveletilip hediye edildi bana.
teşekkürler ikinize de güzel insanlar...
ortam dünyanın en telmaşa adamı köşesiyle her hafta penguende muhteşem tespitlere imza atan karikatürist. itikatımca bonus saçın kullanım süresi üniversite bitene kadardır lakin bu abimize hala yakışmaktadır. kaleminin mürekkebi hiç bitmesin üstadım.
bursa kitap fuarında penguen' in imza gününe sadece sönmez karakurt' a genco' nun kitaplarını imzalatmak için gitmiştim. çok sıra vardı haliyle, ama ben bir tek sönmez karakurt' tan imza alacaktım ve onun da önü boştu. sıranın sonunda metin üstündağ ve hemen onun yanında da sönmez karakurt vardı. herkes erdil yaşaroğluyla fotoğraf çektirmek ve konuşmak istiyordu. erdil' in sıranın başında olması işime geldi. girmedim o uzun kuyruğa, gittim sönmez karakurt' un önüne; 'ben bir tek size imzalatacağım sıraya girmeden hemen imzalasanız olur mu?' diye sordum. tabii dedi ve imzalarken nasıl güzel sakladığımı görmesi için doğum günü hediyesi olarak benim için çizdiği ve renkledirip imzaladığı karikatürü çerçeveletilmiş şekilde gösterdim kendisine. 'aa sen miydin utku(evet adım utku) saçlarını kazıtmışsın' dedi. 'kolyen hala duruyor ama hanım aldı' dedi. (2 sene önce boynumdaki ucuz, sıradan bir kolyeyi çıkarıp vermiştim) sonra da metin üstündağ' a dönüp 'benim bursa ayağımdır utku' dedi. gurur duydum bir an kendimle ve çok da mutlu oldum. bu dünyada tanışmak istediğim, hayranlık duyduğum insan sayısı çok azdır. ünlü merakı hemen hemen hiç yoktur bende. imza attı kitaplarıma, bir de genco kondurdu kitabın başına. diğerine de çizecekti ki sırada bekleyenler onun önüne gelmişlerdi. 'abi sıraya girmedim ayıp olmasın arkadaşlara imza at yeter' dedim. imzaladı ve giderken arkamdan seslenip 'utku denk getirelim görüşelim' dedi. hayranı olduğum adam o kadar insanın içinde bana görüşelim dedi. anlatamam hissettiğim gurur ve mutluluğu. başkalarına havam oldu diye değil -yani onun da etkisi vardır elbet- ama benim için bu kadar değerli olan, hayranı olduğum karikatüristin, bence bir sanatçının bunu demesiydi beni en mutlu eden şey. erdil deseydi mesela yin mutlu olurdum, yine havam olurdu hani ama erdil benim için sıradan biridir. ünlü olabilir, tanınmış olabilir ama onun değerini benim gözümde başkaları belirleyemez, ben belirlerim. işte böyle bir adamın bu kadar sıcak davranması çok mutlu etti beni. bir kez daha teşekkürler abi.

not: kesinlikle erdil yaşaroğlu' nu küçümsemek ya da iki karikatüristi kıyaslamak gibi bir amacım yoktu. çok popüler olduğundan dolayı sadece örnek vermek amaçlı kullandım erdil yaşaroğlu adını.
GEnco'nun yalan dünyasını servet gürbüz'le birlikte hazırlamıştır. Eşi uludağ üniversitesi iktisat fakültesinden arkadaşım dünya iyisi bir hanımdır.
Bu hafta bizim joleli dalkavuğa fena giydirmiş güzel yürekli mütevazı abim. Tez zamanda tekrar görüşmek dileğiyle.