rızık endişesi

hayatta herkesin duyduğu endişedir. rızık için üzülmemek gereklidir.

Allahü teâlânın rızık vermediği, bir canlı yoktur. Hud / 6

endişenin aslında rızıkta değilde lükste olduğu gerçeği söz konusudur bu yüzyılda .

kuran'a göre; duyulmaması gereken endişedir.

fark yalnızca şu! detayda gizlidir;

- kiminin rızkı, semt pazarının çöplüğünden,
- kiminin ise fransız aşçıların mutfağından gelir.

Şu ara üstüne çok düşünüyorum bu konunun. Ne vakit şikayet etsem şu işsiz halimden “şükür et aç mezarı mı var, seni yaratan bir yoluna koymuştur” der büyüklerim bana.. Evet, En ıssız yerdeki minicik bir böceğin dahi rızkını veren bizi de unutmaz elbet.. her öğün yediklerime dönüp bakıyorum da şükürler olsun halimize, hiç eksilmiyor ve gün geçtikçe de güzelleşiyor. O kadar ince bir mesele ki "rızık" anlamam çok zaman aldı benim.. insan rızkın Allahtan geldiğini bildiğinde daha iyi anlıyor herşeyi. Evet, şu hayatta ne iş yaparsak yapalım ne kadar çalışırsak çalışalım, nasibimiz kadar kazanacağız zaten, ne az ne de çok. Değil mi?

Günümüz insanın en büyük kaygısı: gelecek endişesi. Bununla birlikte garanticilik ve ve ve aslında rızık endişesi. Daha doğrusu hep daha iyi ve yüksek standartlarda bir yaşam sürme isteği. işte tam da burada menfaat çatışması varlık kavgası zenginlik özentisi kısa ve alangirli yollardan hep kazanma hırsı. Şükürsüzlük tembellik hamdetmeme kulluktan kaçma ve salt dünyevi amaç emel arzu istek ve hevayı heveslerin peşinden koşma gailesi. Ahireti hesabı kitabı unutarak yaşama gayreti. Bundan mütevellit Belkide insani erdemlerden uzaklaşma onursuz ve şerefsiz bir yaşama yeltenme meyli. Ne zamana dek? Ölünceye dek. Halbuki insanoğlunun Ölünce sadece 5 metre kefenle gömüldüğü gerçeği orta yerde boylu boyunca yatıp durmakta. Gözümüzü kör eden şey "elalem ne der" ve "yarın öbürgün ne olacak" korkusu. işte insanı tuzağa çeken ve sömürü düzenine köle eden de bu ya zaten. Sadece aldanıyoruz. Hepsi bu.

Şeytanın vesvesesindendir.

imanı sağlam, itikatı düzgün bireyler de görünmez.