bugün

anarşimizi biraz daha muhalif anlamıyla alırsak;
ütopya olduğunu bildiğimiz bir yaşama şeklinin, devlet iradesi altındaki bireylerde hür olduğunu görürüz. yani devlet çatısı altında buluşan bizler, devlet için yaşamak zorunda değiliz, kendimizi kıra bayıra vurabiliriz.
bu genelde kendini şöyle belli eder;
ders çalışırken sıkılmak- sıkılınca ders çalışmak, * *
dini kabul etmek- lan ama acaba? demek,
arkadaşı çarşıya çağırıp;
- la, eve mi gitseydik acaba? demek...
bunlar güzel şeylerdir, hele hele anarşist arkadaşa sahip olmak gibisi yoktur. çünkü adam, belli kalıplar içinde değildir. hafif delidir, bu delilik de ona güzellik katandır.
belki kıra bayıra vurmamız zordur kendimize ama bu noktada geyik ile edilen bir;
- fuck the system, shit... küfürleri bile o muhalif çocuktur içimizdeki.
bu çocuk, hiçbir şeyi tam beğenmez, kem dersin küm der, küm dersin selamun aleyküm der.
nihilist olup hiççi arkadaşım olacağına, anarşist arkadaşım olmasını yeğlerim... muhalif bu ruh muhalif. *
(bkz: ece ayhan)