bugün

din üzerinden siyaset yapmaktan daha tehlikeli sonuçlar doğurabilecek durumdur. olayı türkiye üzerinden değerlendirecek olursak halkın inançları, tutumları, değer yargıları, gelenekleri ve göreneklerini değiştirmeye çalışmak karşısında halk, bu değişime karşı daima dirençli olur ve buna fazla tepki gösterir. fakat bir paranoya halinde kitlelere rejim tehlikesinden söz etmek kitlelerde değişik reaksiyonlara yol açar. özellikle muhafazakar kesimin baskın olduğu türkiye de halk 'rejim elden gidiyor' tepkisine 'hayır rejim elden gitmiyor fakat siz dine neden bu kadar tepkilisiniz' gibi garip bir savuma mekanizması oluşturur ve belki haklı olduğunuz bu siyasi haraketten bir anlamda mağlup çıkmış olursunuz hemde çok ağır bir yenilgiyle. *

rejim tehlikesi üzerinden siyaset yapmak yerine; iktidar partisinin yolsuzlukları, ekonomik politikaları, maliye politikaları*, özelleştirmeler, ihalelerdeki yolsuzluklar, emeklilik yaşının yükselmesi, ekonomik büyümeden sadece zengin kesimin faydalanması, çalışma koşulları ve işçi haklarında oluşan sorunlara iktidar partisinin yaklaşımı, çevre politikaları(belki de en önemlisi. bırakın siyaset yapmayı yaşanacak bir dünya kalmayacak yakında), azınlıkların hakları konusundaki tutumlar, seçim barajının kalkması, dış politikalar - abd - ab vb. dünya kadar politika bugüne kadar sadece mecliste muhalefet tarafından eleştirildi. hatta bunlardan bazıları gündeme bile alınmadı kimininde karşısında olundu. eleştirilen konularda kime karşı eleştirildi: iktidar partisi. asıl olay bu eleştirileri cumhuriyet mitinglerine katılan halka yansıtmak. alt sınıf ve orta sınıfa rejim ve din temelli korku salmak yerine daha reel politikaları halka anlatamamak ve onları iktidar partisinin başarısızlığı konusunda ikna edememek sözde sol muhalefetin en büyük hatasıdır. hele bu sözcü görevini çığırtkan ve bel altı vuran ulusalcılara* bırakırsanız kaybetmeye mahkumsunuz. tabi ki bizde kaybetmeye mahkumuz...

edit: 2007 yılında yazmışım bunu. niyeyse silmişim. neyse bugün ne değişti diye sorarsanız özellikle son yerel seçimlere dikkatla bakmanızı öneririm. yukarıda bahsettiğim çözüm önerilerini kemal kılıçdaroğlu uyguladı istanbul da. aldığı sonuç ortada. halka yakın olmaktır muhalefet olmak. onları anlamaktır. umarım bu olumlu rüzgar devam eder...
(bkz: atatürk ü siyasete alet etmek)
22/07/2007 seçimlerinde hiçbir işe yaramadığı belli olmuş siyaset şeklidir. halk muhturasını vermiştir ve artık istismar siyasetinin bi halta yaramadığı siyasetçilere söylenmiştir.