regl dönemi hoşgörüsü

kadınlar hoşgörülmeyi her zaman bekleyen yaratıklardır. bu hoşgörü beklentisi regl dönemide tavan yapar. 'ayaklarını sıcak tut' dersin. geberesice bir bahanesini bulur da o çorabı siksen giymez. senden buna karşı yine hoşgörü bekler...

erkek tarafınfan mecburen uyulması gereken bir zorunluluktur bu. çekilmezdir.
hangi köprüden geçmek bir hafta sürer ki? bu sebepten ötürü bile ayılğına ilişkin yine bir hoşgörü bekler...

çok beklersin amına koyim.

kesinlikle uygulanması gerekendir.

o sancıyı, o ağrıyı, o acıyı, o, o...

siz bilemezsiniz efenim!

mümkünse hoşgörü göstermeyeceksiniz, sevgili kucaklanıp en yakın hastaneye götürülmeli, ağrı kesici iğneyi popoya yedikten sonra rahatlanmalıdır. aksi takdirde başınızda bıdı bıdı, hede hödö yaptığımız da bizi tersleme hakkınız bulunamaz.

normal sex yapmayıp oral ve analla idare edebilmektir.

sıcak su -ayakların altına sıcak su torbası koyarak-, sıcak çikolata ve sıcak bi' sevgi üçlüsü ile sağlanabilir.

en fazla bir hafta -canımızı sıksalar, illallah dedirtseler dahi- katlanmak gerek buna. zira kalan 3 haftada bu hoşgörünün karşılığını almak işten bile değil.

--spoiler--
Amerika'da Holloway hapishanesinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre, kadın suçlarının yüzde 93'ü bu adet öncesi dönemde işlenmektedir.
--spoiler--

ya hoşgörülecek, ya hoşgörülecek diye iki alternatifli bir durumdur.

acı çekiyorlar orası ayrı mevzuda neden o acıyı hiç anlamayan ve akıl sır erdiremeyen erkeğe yükleyip bide üstüne şefkat bekliyorsunuz. ah tanrım hiç mi bizi de düşünmezler.

tartışmaları alttan almaya daha çok özen göstermeme neden olan olaydır.*

adet sancısı denilen zıkkım zaten her kadında olmaz.10 kadından 2 si belki.kimi evlenince kurtulur bu ağrılardan, kimi çocuk doğurunca.kimi ise menepozda kurtulur.
ırkla alakası olmadığı gibi genellemeye de gitmek saçma olur.
sağ olan ne bilsin hastanın halından, düşmeyen ne bilsin düşenin halından...diye ağıt yakmak istiyorum mahsun kırmızıgül misali.

hoşgörü evet, 25 günlük hödüklüğünüzü 5 günlüğüne bırakıverin ne olacak ki.