bugün

'kampanya başlatın, sürdürün, bu gazeteleri almayın'

http://www.haberturk.com/...cat=110&dt=2008/09/18

yüce hükümdarımız tayyip bin han hazretlerinin son fetvası. şair burada muritlerine seslenerek büyük günahların kaynağı olan hürriyet, milliyet, radikal, posta gibi doğan grubu gazetelerinin alınmamasını emretmiş. bu iftira yuvası gazetelerin halkın ahlakını bozduğundan bağsetmiş. kısacacı tiz kelleri vurula buyurmuş.

%47 lik kesim umarım hükümdarlarının bu fetvasını yerine getirerek boykotu gerçekleştirirler. yoksa tayyip gelecek hepinizi......

edit: ya editlemeyi hiç sevmiyorum ama haberin altındaki yorumlar da ayrı bir başlık sebebi olur ya.

-paramı kaldı gazate alalım başbakanım?
-aydın doğanı hiç sevmezdim şimdi hayranı oldum.
-hiç almazdım artık 10 tane alıp herkese dağıtıcam.
-yarın sabah yüzümü yıkamadan hürriyet almaya koşucam.

ama en sevdiğim de şu oldu;

- aa başbakana bak ya sana mı sorucaz hangi gazeteyi alacağımızı.
başbakan söylediği için değil, gerektiği için, daha evvelden de sürdürdüğüm ve sürdüreceğim boykot.
güzel bir reklamdır.
(bkz: boikot) *
(bkz: bu gazeteleri evinize sokmayin)
yüce padişahımızın boykot çağrısıdır. Sayın padişahımız bilmez mi zaten müridleri bu tip çıplak kadın resimleriyle dolu gazeteler okumuyor. Bilim teknik, cumhuriyet, varlık dergisi, milliyet sanat falan takılıyor onlar. Gereksiz bir çağrı olmuş sonuç itibari ile ama Siz merak etmeyin yüce padişahımız, buyruğunuz fermanımızdır. bu arada daha önce emrini verdiğiniz, herkesin yapmasını gereken 3 çocuğu napalım yüca padişahım? bu aralar çok haylazlar. şerefsiz olacak galiba bunlar.
gazate satışlarının artmasına sebep olacak çağrı. tabi çağrıyı yapan yüce kişinin umrunda olan şey satışlar değil o ayrı mesele. büyük başbakanımız haklı olarak hakkındaki yolsuzluk haberlerinin okunmasını istemiyor. olur öyle normaldir yani.
başbakan makamında oturan bir kişiden beklenmeyecek kadar talihsiz ve yakışıksız açıklama. aşiret reisleri gibi yapılan bu açıklama türkiye de nasıl bir siyasetin izlendiğinin açık göstergesi, demokratikleşemediğimizin başlıca delilidir.

bu sözlere uyup da aldığı gazeteleri almamaya başlayan vatandaşlarımız olursa bilsinler ki kendini insan değil koyun olarak görebilir artık. bunun bir mahsuru yok.
tayyibin karnesine yazılan kötü bir puan daha. kendi eliyle heba olacak adam.
(bkz: 4 murat)
(bkz: deniz feneri sözünün yasaklanması)
(bkz: zekanın biyolojiye etkisi)
(bkz: işte o üyeler)
(bkz: cirilciplak kadin resimlerini siz basiyorsunuz)
Bu ülke küçülüyor... yazık ki bu ve bunun gibi adamlar yönettiği için küçülüyor bu ülke.

Sen nasıl bir adamsın başbakan? Bu mu senin özgürlük anlayışın, sen ki özgürlüklerin savunucusuyuz diyen, yel değirmenlerine karşı savaşmayı göze aldık diyen bir başbakan bu gazeteleri almayın diyor. Alman yargısının karara bağladığı ve suçlu bulunan yandaşlarımızın haberlerini okumayın, bunlar gerçek dışı, bu gazeteleri satın almayın diyor resmen.

Sevgili rte, dün Türkiye gazetesine bir göz atayım dedim *, merak ettim ne yazmışlar deniz feneri derneği hakkında.. gerçekten çok şaşırdım, bu kadarına pes dedim. Ne yazıyorlar acaba bu konu hakkında dediğim gazete, o konu hakkında yazmıyordu.

Bu gazeteleri satın alalım değil mi başbakan? Koyunuz ya biz. Oy verelim, Çocuk yapalım.
(bkz: dinsizin hakkından imansız gelir)
kendileri böyle bir polemik performansı ile devam edip ülkenin asıl meseleleriyle, avrupa birliğiyle, ekonomiyle ilgilenmeyi bir kenara bıraktıkları sürece sonunda boykot seçimlere olacak diye düşündürten çağrıdır.
Basın özgürlüğü sansürsüz yaşam bunların hepsini sandığa kilitleyin, zaten baştan aşağıya kokuşmuş bir medyaya sahibiz. doğan ayağına basılınca iktidara getirdiklerine sırt çevirir, iktidar desteğini aldığı doğana çemkirir. bunlar türkiyenin hüzünlü olsa da gerçekleri. ama bir başbakan mizah dergilerine tazminat davası açıyorsa, bir medya kuruluşu için boykot çağrısında bulunuyorsa, öğrencilerinin okula sokmaması istediği yayınları yasaklayan bir okul müdüründen, çocuğunun okumasını istemediği kitaplarını saklayan anne babadan farkı kalmaz. bu çekişmelerin içinde bir başbakanın adının geçmesi üstelik gündemde deniz feneri gibi bir muamma kocaman otururken ve doğan grubu deniz feneri ile ilgili haberlerini yoğunlaştırmışken burna pis kokular gelmemesi için üç maymundan biri olmak gerekir. başbakan bir medya kuruluşuna savaş acıyor. inanılıcak gibi değil, dürüstsen yaptıklarının eleştirilmesine güler geçersin istediği kadar çamur atılsın üstüne başbakan olarak sapasağlam durursun. güneş balçıkla sıvanmaz tabi gerçekten güneş kadar aydınlıksan.
"kendi eliyle heba olacak adam" gerçekten çok doğru bir söz.

tayyip erdoğan bu boykot çağrısıyla gerçekten kendi kendini yok etmek için elinden geleni yapıyor. demokrasi adına bahsedip kendi partisi içinde demokrasiyi dahi sağlayamamış tayyip erdoğan kendi parti üyelerine o gazeteyi alın bu gazeteyi almayın diye emir vermesi kadar saçma sapan ahmakça bir şey olabilir mi? yahu basın özgürlüğünü siktir ettim adam insanların hayatına müdahale ediyor onu okuyun bunu okumayın diye.

burda akp(pardon tayyip erdoğan'a göre ak parti) üyeleri yerinde olsam bir dakika durmama o partide benim genel başkanım olması benim ne yapıp ne yapmayacağıma karar veremez arkadaşım.

(bkz: demokratik akp)
beni dakikalarca güldüren ama sonra ''bu adam işte benim başbakanım'' diyerek bir sessizliğe bürünmemi ve kendimi aptal hissetmemi sağlamış çağrıdır.

sayın başbakan yakında, yoo yoo o donu giymeyin bu donu giyin, o şehirde oturmayın onlar bize oy vermedi şu şehirde oturun, o adamla kimse konuşmasın çünki ben onu sevmiyorum, derse şaşmamak gerek.
öküz öldü ortaklık bozuldu diyerek söylenmeme neden olan yeni bir tayyip skandalıdır.
sen değil miydin sevgili tayyip erdoğan, aydın doğan ile ortak olan kişi söylesene.
şimdi mi kötü oldun aydın doğan'la söyle bakalım.
türkiye modeli bir protesto yönteminin başbakanca taraftarlarına önerilmesi durumdur.

zamanında italya'yı ve fransa'yı çeşitli nedenlerle boykot etmiş bu halk elbette boykot ederek aydın doğan medyası'nı da dize getirecektir.

bakalım bugün caddelerde yakıtını aydın doğan gazetecisinin petrol ofisi'nden doldurmuş kaç vatandaşımız arabasını yakacak, işini hürriyet ik vasıtası ile bulmuş kaç cengâver işi bırakacak, zihni yıllarca milliyetçi resmî söylemin abuklukları ile doğan medyası tarafından yağmalanmış kaç beyni pelteleşmiş vatandaşımız kafasını mermerlere vuracak?

sonuçlarını "aaaaz sonra" kanald'den izleyeceğim yarışma gibi çağrıdır.
iran'DA HUMEYNi KRALLIĞINDAN DA FARKLI BUYRUKLAR VERiLMiŞ ZAMANINDA. SONUMUZUN NEREYE GiDECEĞiNiN EN BELiRGiN ÖRNEĞiDiR iRAN.
--spoiler--
Tahran Kent Tiyatrosunun önünde Henry Moorenin yaptığı flüt çalan adam yontusu vardı.
iran islam Cumhuriyeti olunca yeni rejime yaranmak isteyen Berlinde tiyatro bilimleri öğrenimi görmüş; yani okumuş tiyatro müdürü hemen heykelin pipisini kestirdi. inanın şaka değil.
Fakat pipi kesilerek sorun giderilemedi. Çünkü bu kez heykelinin dişi mi erkek mi olduğu kafaları karıştırdı!
Tiyatro müdürü heykeli giydirmek istedi.
Ama mollalar kesin çözümü buldu; heykel parçalanarak çöpe atıldı!
Bir süre sonra da yeni rejime yaranmak isteyen müdürün işine son verildi; tiyatrolara yasak getirildi!
--spoiler--

*** padişahımızz...yeminle şaka yaptım ben ya...tiyatro'dan falan da nefret EDiYORUM.
Seviyorum seni normalde. "VELEV Ki iSTEDiNiZ" hemen gidip 3 çocuk yapıcam aynı anda. cidden bak. ya en azından başka bi yeri kestirsek? pipi şart diil dimi ehiehe? siliYorum bütün entrylerimi...bende hemen "kumpanya" başlatıyorum, siz nasıl isterseniz öyle olsun artık. durmak yok, yola devam sayın padişahım!!! bakın bunu yazarken bile yerimde duramıyorum...
http://www.hurriyet.com.t....asp?gid=229&sz=85896
yüzde 47'lik kesimin içinde evine gazete giren kişi sayısının ne kadar az olduğu ve yine bu kesimden evine her gün düzenli gazete girenlerin de yine kendi yandaş gazeteleri olduğu düşünülecek olursa, sayın başbakanımız resmen şov yapıyor; anlaşılan sayın başbakanımız yine çok sinirlenmiş ve şuursuzca bir çıkış yapmış, ama alıştık biz onun bu hallerine.
"haklıymış da doğruymuş da..." ulan zaten evine evvelden beridir boykot çağrısı yapılan gazeteleri sokmuyorsun ki şimdi neyin boykotunu yapacaksın a düdük?
lafın özü, bu çağrıdan bir cacık çıkmaz! siz en iyisi tv'yi açın ve ramazan klasiği olan çağrı filminin bilmem kaç bininci kere tekrarı yayınlanıyor o'nu izleyin!
çersizlik ve sıkışmışlık duygusu neler yaptırıyor insana. başbakan da olsa kişi değişmiyor durum işte.
yüzyılın ekonomik krizinden söz ediliyor, kafkaslar, rusya ve amerika arasında dönen dolapların göbeğindeyiz, eğitimden sağlığa, işsizlikten pahalılığa binbir türlü sorun var ama ÜLKENiN başbakanI herşeyi bir kENARA BIRAKMIŞ, KONUŞUYOR, KONUŞUYOR, MÜTEMADiYEN KONUŞUYOR. NE KONUŞUYOR, ALMANYA'NIN YÜZYILIN YOLSUZULUĞU DEDiĞi BiR HıRSıZLıĞı YAZAN MEDYAYı TEHDiT EDiYOR, BOYKOT ÇAĞRıSı YAPIıOR.

BÜTÜN BUNLAR RTE'NiN PARTidE HEMEN HER TÜRLÜ KARARI KENDiSiNiN VERDiĞi, HiÇ KiMSELERE DANıŞMADıĞı, EĞER DANıŞıP DA BU STRATEJiYi UYGULUYORSA DANıŞMANLARıNDA DA ZERRE KADAR SAĞDUYU sahibi olmadığını DÜŞÜNDÜRÜYOR. YA DA DANıŞMANLAR DA PES ETMiŞTiR BELKi KiMBiLiR? DÜZELT DÜZELT NEREYE KADAR. SAHi BiR AKiF BEKi VARDI, HANi ŞU AKiF DEDi Ki, O DA GÖRÜNMÜYOR ORTALARDA. GÜCÜYLE SARHOŞ OLMUŞ BiR BAŞBAKAN YıKıYOR DAĞLARı, ENGiNLERE SIĞMIYOR TAŞıYOR, KiM ENGEL OLACAKMIŞ ONA ŞAŞıYOR ADETA. HAKKATEN ŞAŞıYOR, ŞAŞıRıYOR.
YAZıK.
(bkz: ŞAŞIRMIŞ AYOL BU)
başbakanın ne kadar demokratik olduğunu gösteren açıklaması. eskiden iyiydi de deniz feneri davası gündeme gelince mi kaka oldu tayyip bey? koskoca türkiye cumhuriyeti başbakanına bakıyorum ve ağlancak halimize gülüyorum.