bugün

kısık boğuk seslerle ordan burdan arakladıkları şiirlerin arasına kıytırık mısralar ekleyip kendi şiirleri olarak radyodan okuyan tipler misal.
ot deyip böcek deyip birden gülme efekti veren, esprileri vasatın çok altında olan, habire konuşup şarkı dinletmeyi unutan kıl tip.
her şarkının sonunda, belki de dinlemekten en keyif aldığınız yerinde çirkin sesiyle şarkıcıya eşlik edenler hatta şarkı bitse dahi söylemeye devam edenler var bir de.
bazısının konuşması bile kâfi bıktırmaya. özel radyo kanallarının &99'u böyle. ammavelakin, mesela trt3'teki gitar müziği programında ahmet kanneci'nin konuşması var ki, yolculukta bile dinleniyor. aman konuşma var müziğe geçeyim demiyor insan, o da müzik gibi...

ha bir de oğuz haksever... ntv'de çalışıyor senelerdir. ve insan programını sunuyordu hatırlarsınız. radyoda da yayınlanıyordu sanki bazı programları. medya'nın konuşmayı en iyi bilen birkaç ismi arasındadır o da. televizyonculuğu da sunuculuğu da çok yi yapar
tamir için verilen radyoyu vaktinde yapmayan radyoculardır. hem radyonu geç teslim eder hemde üzerine para ister. ayıp...

(bkz: radyo programcısı)
radyoyu güzel hale getiren kaliteli radyocular her yerde deşifre edilirken böylelerinin ismi hiç bir zaman verilmez.Ben vereyim bir tane derdim,ama bulmadım şimdi.
asdasdasdasd dese bile arkadan salak bi gülme efekti veren, kıçımla bile gülmeyeceğim şeye yarılan, akabinde bizim de yarıldığımızı sanıp aptal gülme efektini vermekte ısrar eden radyoculardır.
(bkz: zeki kayahan coşkun)
(bkz: serdar gökalp)
programa bağlanan dinleyicleri ya tersler gibi konuşurlar ya da kırk yıllık kuzu sarması gibi ''öptüm anacım,meloşlara selam söyle'' ayarında telefonu kapatırlar. mesafeyi ayarlamak bu kadar zor mu?
güncel Önemli Başlıklar