bugün

canlı örneklerle kanıtlanabilir durum. nedendir bilinmez radyo programcıları ne zaman televizyonda programa başlasalar uzun ömürlü olmuyor. belki de hayran kitlelerinin sadece radyo için yeterli olmasıdır. tv'ye geçince rating listelerinde yeteri kadar artış gösteremiyorlar. kanalda doğal olarak yayından kaldırıyor programı.

ceyhun yılmaz, geveze, nihat sırdar ilk aklıma gelenler. sadece beyaz bu konunun dışındadır. belki de sadece televizyon programı yaptığı için başarılıdır.
trt spikerlerinin televizyonda maç anlatırken "sevgili izleyiciler" yerine sık sık "sevgili dinleyiciler" demesi durumudur.
(bkz: zeki kayahan coşkun)
mansur el sabah'ın yanlış hatırlamıyorsam bi' dönem kanal 7 de talk show u vardı. ama, çok ta uzun soluklu olmadı maalesef. radyoculukta sahip olduğu başarı çıtasını tv camiasında çok yükseltemedi, belki yanlış format seçiminden belki yanlış kanal seçiminden belki de tümüyle yanlışın kendisi olmaktan dolayı tutunamadı televizyon dünyasında. bu, kıstas kabul edilebilir mi peki? tabi ki hayır. doğru ve isabetli kararlar alındığı takdirde ve sağlam bir format kurulduğunda, radyodan tv ye geçiş yapıp gayet başarılı olabilecek pek çok radyocu mevcut bu ülkede. misal, hakan gündüz, muzo ve en babası kadir çöpdemir.
ceyhun yılmaz desem örneğin kralını vermiş olurm herhalde çünkü adamın sesi kıymetli yüz görününce nedense bir türlü olmuyo ses var görüntü yok hesabı............
muzo gibi bir dehanın bile zamanında bir yarışma programı ile yaptığı ekran denemesinin kısa sürdüğü ve başarısızlıkla sonuçlandığı düşünülürse doğru sayılabilecek önermedir. zannımca bunun sebebi, gizli kahraman durumunda olan radyocuların ekran önüne çıkarak bu büyüyü bozmasıdır.
tv'de başarılı olmasıyla bu kategoriden sıyrılmış gözüken okan bayülgen'in de kısmen içinde bulunduğu durum.

başarıya daha öznel yaklaşarak şahsen ulşatığım bir sonuçtur bu.
yamulmuyorsam 90'larda kiss fm'de on air adlı programı yapan, sınırlı ve kemikleşmiş bir dinleyici kitlesi olan okan'la uzun süredir lafını esirgemeyen, eleştirel mizahı kullanıp medya ikonlarıyla ince ince taşşak geçen ama yine de tv'deki yükselişini eleştirdiği magazine ve popülariteye borçlu olan okan arasında dağlar kadar fark var.

zaga sonrası dönemde kalite değil ama yaratıcılık konusunda düşüşe geçtiğini düşündüğüm okan bayülgen, kanımca radyoculuk yaptığı dönemde çok daha serbest ve kıvraktı.

şimdilerde bir, iki kelimesine takılıp tribal enfeksiyon geçiren ve programı terkeden ünlüler, zamanında on air'in konuğu olsalardı ne yaparlardı düşündükçe gülüyorum. adam şarkının orta yerinde araya girip "empire state, eyfel kulesinden daha uzunmuş. genç kızlara duyurulur.." diyordu yahu.*