bugün

Distimi ( Kronik Depresyon )

Kronik depresyon hastalıklarını bazı uzman araştırıcılar biyolojik kökenli olduğunu ve beyindeki kimyasal maddelerinin yetersizliğine bağlı olduğunu söylemektedirler. Bazı araştırmacılarda düşünce sisteminde ki psikolojik dengesizlikten kaynaklanan rahatsızlık olduğunu söylemektedirler. Kronik depresyon belirtileri olan kişilerde:
iştah azalması veya aşırı yemek yeme ihtiyacı hissetme
Sürekli kendini yorgun ve bitkin hissetmek
Uyku düzensizliği ve uyku bozuklukları yaşamak
Kendini bir işe verememe
Bir işte karar mekanizmasının yok olması
Bu tür rahatsızlıklar görülür. Kronik depresyon hastalarının sürekli belirtisi yoktur ve bu yüzden hastalık sinsi bir şekilde ilerleyerek ruh halini yaşam biçimi haline çevirir. Kronik depresyon hastalığından kurtulmak için kırgın ve küskün olduğunuz insanlarla barışmalı, geçmişte size karşı yapılan haksızlıkları yapan kişileri affetmeli, kendinizi yorgun hissetmekten vazgeçmelisiniz. Kimsenin hayatınıza karışmasına izin vermeden ve etrafta olan bitenleri kafanıza takmadan yaşamanız gerekir. Kafanızda ne kadar olumsuz düşünce varsa hepsini yok edin ve etrafınızda sizi mutsuz edecek kişileri hayatınızdan çıkarın.

Paranoya

Paranoya hastalığına yakalanan kişiler genellikle iyi giyinirler ve etrafta olumlu şekilde dikkat çekicidirler. Fakat karşısındaki kişiler fark etmeden garip, kuşkucu ve düşmanca tavır içinde bulunabilir. intihar, cinayet ve şiddet içeren davranışlar çoğunlukla görülür. Paranoya rahatsızlığı olan kişiler hastaneye polis, aile üyeleri veya yakınları tarafından getirilmelidir. Paranoya hastalığı olan kişiler olmayan bir şeyi yada varlığı var gibi göstermeye çalıştıklarından etrafta zarar verme olasılıkları çoktur.

Yaygınlık

Yaygınlık hastalığı olan kişilerde her zaman en iyisini ben bilirim, en iyisini ben yaparım ve kimse benden iyi bilemez gibi düşüncelere girerler. Genellikle 40 yaşından sonra görülen bir hastalık türüdür. Bu hastalığa yakalananların çoğu evlidir ve sosyo- ekonomik durumları oldukça iyidir.

Panik Atak

Panik atak rahatsızlığı olan kişiler aniden beklenmedik bir anda beklenmedik bir tepki vererek ortaya çıkan kaygı, endişe korku karışımı bir nöbet türüdür. Bu hastalık kişiye başkalarına inanması gerektiğini ve başına kötü bir iş geleceğine kendisini inandırmasıdır. Panik atak sırasında bazı hastalar kalp krizi geçirdiklerini, aklını oynatacaklarını, felç geçireceğini ve düşüp bayılacağını hissederler. Panik atak hastalıkları her yaşta ortaya çıkabilir fakat en sık 20 30 yaşları arasında görülür. Ekonomik durumlar bağlantısı olmayıp her eğitim seviyesinde ki kişilerde görülmektedir. Panik atak kadınlarda erkeklere oranlar 3 kat daha fazla görülür. Panik atak hastalarının %80 kadınlardır ve evli insanların bekar veya dul kişilere oranla daha az rastlanır. Panik atak rahatsızlığı geçiren kişilerde şu bulgulara rastlanır:
Çarpıntı hissetme
Kalp atışlarını hissedememe
Titreme
Aşırı derece terleme
Baş dönmesi
Sersemlilik hissi
Göğüs de daralma
Kendini bayılacakmış gibi hissetme
Gerçek dışı duygular yaşama
Bulantı ve karın ağrısı
Ölüm korkusu
Üşüme
Anksiyete

Anksiyete kişi için tehlikeli bir durum yaratma ve tehlike algısını ortaya çıkaran bir tür hastalıktır. Kişinin sürekli korkuya kapılıp baş dönmesi, korku ve titreme gibi belirtileri ortaya çıkar. Genelde psikolojisi bozuk kişiler ve etrafta dikkat çekmek isteyen kişilerin ortaya çıkarmak istediklerini elde etme çabasıdır. Anksiyete belirtileri şu bulgulardır:
Hayattan zevk almama
Dikkat çekme
Takıntılı davranışlar
içe kapanıklık
Sosyal Fobi

Sosyal fobi hastalığı 13 24 yaşları arasında görülür fakat daha büyük yaşlarda da görülme ihtimali vardır. Kadınlarda daha fazla görülmesine rağmen erkelerin bu konuda daha çok başvurdukları görülmektedir. Sosyal fobi rahatsızlığı daha çok ebeveynlerin aşırı derecede disiplinli olması ve aile bağlarının kopuk olmasından kaynaklanır.

Tik Bozuklukları

Bu durum kişinin istemsiz bir şekilde hareket yada ses çıkartmasıdır. Süresi genellikle 1 saniyeyi geçmemektedir. Tikler bir bölgede veya bir kaç bölgede hissedilebilir. Yoğun stres, kaygı, bitkin düşmek, can sıkıntısı ve başkaları önünde aktif bir rol oynarken istemsiz olarak kendiliğinden gelişir. Yapılan araştırmalarda 1000 kişide 2-6 kişinin tik hastası olduğu saptanmıştır. Erkeklerde kadınlara oranla 3 kat daha fazla görülmektedir.

Uykusuzluk

Kişi kafasına sürekli bir şeyler takarak ve bir an önce her şeyin olup bitmesini istediğinden uyku sorunu yaşar. Kişi de uyku sorunu varsa kafasına bir şeyler takmamalı ve sadece kendini uykuya vermelidir. Uyku sorununuzu her şeye rağmen çözemiyor iseniz bir psikolog desteği mutlaka almalısınız. intihar girişimlerinin çoğu uykusuzluk problemi olarak ortaya çıkmaktadır. Uyku sorunu yaşıyorsanız eğer şunları yapın:
Yatmadan önce yatağınızın başına bir kalem ve defter koyun. Kafanıza takılan ne varsa deftere yazın. Bu sizi psikolojik açıdan rahatlatarak uyumanız sağlayacaktır.
Uyku saatleriniz düzene girene kadar saat kaçta uykunuz geliyorsa yatın
Klasik müzik dinleyerek uykunuzun gelmesini sağlayabilirsiniz
Yatağa girdiğinizde bir kitap okuyarak kendinizi rahatlatır ve aynı zamanda gözlerinizi yoracağı için uykunuzun gelmesinde etkilidir.

alıntı : http://www.psikolojik.gen...ikolojik-hastaliklar.html
Maalesef bunu psikiyatristler de söylüyor hiçbir psikolojik hastalığın tam bir tedavisi yok. insanoğlu beynin sadece yüzde beşini çözebildi, yüzde doksan beşi hala bilinmiyor. Kullanılan ilaçlar sizi biraz daha iyi hissetmenizi sağlayarak hastalığı tölere ediyor. ilaçları bırakınca hastalıklar tekrar başlıyor. O yüzden bu tür hastalıklara yakalanmamaya çalışın.
bir gün önce deli gibi alisveris yaparken ertesi gun yatagin icinde cenin pozisyonunda kivranmaya sebep olan hastaliklardir.
günümüzde o kadar çok artmıştır ki nerdeyse her iki insandan birisi psikolojik olarak hasta haldedir.
egoistlik.
Genelde psikolojik kökenlidirler.
Egoist olmak psikolojik bir rahatsızlık değildir. Zaten her insan hayatta kalmak için egoist olmak zorundadır. Sen bir adama :"ya sen çok bencil, yalnızca kendini düşünen bir adamsın. Kendi keyfin için çalışıyosun. Ordan gelen parayla hem temel ihtiyaçlarını karşılıyorsun hem de eğleniyorsun. Çalışma artık. Çalışırsan da hayatta kalmak için gereken asgari şartları kendine sağlama ve paranı ona buna dağıt. Hayatta kalma. " bu örnekten zerre farkı yok. Üç kuruşluk kahramanlığı bırakın da mantık çerçevesi içinde düşünün bakalım iki seçeneğiniz var. Ya ananız, babanız yaşayacak ya da siz. Haytınızı veir misiniz? Bunu etraflıca düşün, kendine itiraf et sonra konuşalım.

Ha bunlar bir yana narsizm dersen oturur onu da konuşuruz.
tatmin olunamamış egolardan kaynaklanır.

sigmund komiser...
Bastırılan duygular,içe atılan sıkıntılar,kimseye anlatılamayan dertler

(bkz: bizi bitirdin be)
tanısını sadece psikolog veya psikiyatristin koyabileceği hastalıklardır.
Borderline kişilik bozukluğunda kişi kendisini güzel, başarılı hissederken birden değişkenlik göstererek kendisini çok önemsiz biri olarak algılayabilir. Borderline Kişilik Bozukluğu, genç erişkinlik döneminde başlayan, kişilerle olan ilişkilerde, kendilik algısında ve duygulanımda tutarsızlıklar ve ani dürtüsel davranışlarla karakterize bir durumdur. Aşağıdakilerden 5’ini taşıyan kişilerde görülür. 1- Gerçek ya da hayali bir terk edilmeden kaçınmak için çılgınca çaba harcamak 2- Karşısındakileri aşırı büyütüp, göklere çıkarma ve aşırı değersizleştirip, gözden düşürerek, yerin dibine sokma gibi başkalarına aşırı değer, değersizlik verme ile giden tutarsız ilişkiler. 3- Kimlik karmaşası denilen kendini algılayışında, önem verilen kültürel- ahlaki değer anlayışında değişkenlikler. 4- Kendine zarar verme olasılığı fazla olan, iki ya da daha çok durumda sonunu düşünmeden, aniden yapılan eylemler (aniden çok para harcama, madde kullanımı, hızlı ve tehlikeli araç kullanma, birden aşırı yemek yeme, önceden düşünülmeyen uygunsuz cinsel davranışlar). 5- Yineleyen bir şekilde intihar girişimleri, intihar tehditleri, kendi kendine zarar verme (bıçak, jilet vs. ile kendi cildini kesme, sigara ile kafayı yakma). 6- Duygu durumunda aşırı tepkililiğe bağlı olarak sürekli duygusal değişkenlik hali (saatler içinde değişen sürelerde birbirini izleyen öfkelilik, üzüntü, kaygı, sevinç dönemleri) 7- Kişinin kendisini sürekli olarak boşlukta hissetmesi. 8- Öfkeye hakim olamama (sık sık kavgalara karışma, yüksek sesle hakaret, çığlık atma). 9- Stresle ilişkili, gelip geçici, kendine kötülük yapılacağı düşünceleri ya da dissosiyatif belirtiler.
doktorun önerdiği ilaçları düzenli bir şekilde alırsanız,
düzenli bir şekilde uyursanız,
ve yine düzenli ve sağlıklı beslenirseniz kurtulma şansınız inanılmaz yükselir.
(bkz: ırkçılık)
Öyle bir şeydir ki önceden nasıl yaşıyordum diye düşündürür insana. Ona rağmen kurtulunmaz sanki tekerlekli sandalyeye mahkum kalmak gibi.
profesyoneline danışmak mutlaka şarttır. sakın ola kendi kendinize deva olmaya kalkışmayın.