bugün

ismin de loji geçmesi ille de bilim olacaği anlamına gelmez. bence psikoloji bilim olma şartlarının hiçbirisini sağlamıyor.

1-deneyleri her yapıldığında aynı sonucu vermiyor, her seferinde farklı insanlar farklı cevaplar veriyor.
2-kümülatif değil. bilgiler yığılamıyor psikolojiyle uğraşan herkes bir soruna farklı cözümler öneriyor.
3-genelgeçer bilgileri yok, olanlar da çok kısa sürede değişiyor.
4-cok rahat teorileri çürütülebilir (bkz: aksine örnek verme). eğer öne sürülen bilgi toplumda bir kişide bile doğru işlemiyorsa bilime göre bilgi yanlıştır.
5-ispatlanabilir değil. olay da burada bitiyor zaten. kabuller üzerine bilim yapamazsınız.

şimdi bilim mi bu yani sayın yazarlar. Psikolojiyle uğraşan arkasaşlar darılmasın ama bu sadece tahminler üzerine yürüyen bir uğraş.
disiplinler üstü bir bilim dalı.
Insana insan diyerek diger canlilardan ayirirsin biri cikar insan hayvandir der bi sike benzemez ya konu heh iste biliminde bi sike olmayan tarafida burasi.
vuuu! multidisipliner bilimmiş A plus enerji mi bari kardeş ben çok yaksın istemiyorum bir de sürekli bozulmasın,dayanıklı olsun 3'lü etki.
Aşktır.
cevap olarak "hem de sosyal bilimlerin en ağır basan dallarındandır. sosyal bilimleri bilim olarak görmeyenlerin bunu anlamalarını beklemiyorum zaten." dediğim sorudur.
ben de ruh hastası değilim ama o psikolog senin bu psikiyatrist benim dolaşıyorum aq.
Kısmen eğitimini aldığım ve psikoloji alanında okuduğum kitaplardan yola çıkarak psikoloji karmaşık ve bir o kadar da uzmanlık gerektiren bir bilimdir.
psikoloji bir bilimdir öncelikle. psikoloğun kendi dinini, ırkını yaptığı terapiye yansıttığını, ve herhangi bir yanlılığı olduğunu fark ederseniz onu şikayet etmelisiniz. bu asla etik değildir. ancak siz sorarsanız eğitimi haricindeki hayatını gereği olduğunu düşünürse ve cevap vermek isterse cevaplar. fakat başı kapalı örtülü diye istediği mesleği yapamaz diye bir şey yok. alınan eğitimler her alanda insanın dini ırkı vs hepsinden bağımsız olmalıdır. tüm psikologların inançları, alışkanlıkları, üzüntüleri, acıları, öfkeleri vardır. karşınızda bir makineden çok size yardımcı olmak için eğitimler almış bir insan oturuyor olacak. onunla eğer işbirliği yapmayacaksanız asla gitmeyiniz. o yönlendirebilir ancak sizi, oturduğunuz yerden baştan yaratamaz. size ne istediğinizi, nerede ve nasıl olmak istediğinizi sorar ve buna göre ilerler mesela. oturduğum yerden bana sınırlı sürede mükemmel bir hayat sağlasın diye bir şey yok. devletteki psikologlar için maalesef bir insanın ihtiyacı olup olmadığına bir psikiyatrist karar veriyor çoğu hastanede. ve hastanedekiler lisans mezunu oluyor çoğunlukla. klinik alanında yüksek lisans yapmış olan psikologlar ise özeldeler genelde. keşke böyle olmasaydı evet. fakat kendi hak ettiklerini devletten sağlayamıyorlar, çözümü böyle buluyorlar. kendinizi yerlerine koyduğunda anlarsınız diye düşünüyorum. bunun yerine devlette olan ve psikoloji alanından da çokça eğitim ve süpervizyon almış olan psikiyatristler var. çeşitli terapi ekolleri var hangisinin hangi alanda işe yaradığını araştırırsanız, buna göre bir psikiyatrist veya psikolog bulabilirsiniz. araştırmanızdan yanayım, her şey herkese uygun olmayabiliyor. kaygı bozukluğu olan hastaya psikanalitik bir yaklaşımla yaklaşıp tüm travmalarını bir anda dökersen büyük bir hata yapmış olursun gibi.

hiçbir psikolog ilaç yazmadığı gibi ilaç ismi de öneremezler. bu eğitimi almamışlardır (psikofarmakoloji alırlar ama yalnızca bu yeterli değildir). bu eğitimi alan psikiyatristlerdir. lütfen insanlara bir şeyleri kötülemeden önce araştırın. ortada çok biliyor olarak görülmekten çok daha önemli şeyler var.