bugün

anne babadır . yüzde 90. bilhassa tatminsiz patavatsız ağzının ve elinin ayarı olmayanlar.
Genetik.
Travmalar.
ailevi davranışsal miras.
Hızlı kültür değişimi.
Çocuklukta yaşanılan travmalar.
Şimdi yaşamayan inanç eksikliği diyor alakası yok doktor serotorin diyor madem ilaçla iyilesen yok bu sorunların suan tıp olarak caresı yok.
genetik.
inanç eksikliği.
Aile faktörüdür çoğunlukla onların yansımalarıyız.
beyin kimyasının bozulması nedeniyle nöronların beklenildiği gibi çalışmamasıdır. Psiyatrist ilaç yazma yetkisine sahip olduğu için ilaçlarla bozulan kimyasal yapıyı yeniden düzenlemeye çalışır. Bilindiği gibi psikologların ilaç yazma yetkisi yoktur.
Ülkenin yönetim biçimi.
psikyatr.
kimse bahsetmemiş ama yetersiz, sağlıksız ve dengesiz beslenme ile bilinç kazandıran eğitimin yetersizliğidir.

evet, insan vücudunu bir makine olarak düşünürsek; beyin de bu makinen davranış-hareketini belirleyen yönlendiren motordur.
anne-gebelikten başlayan ve doğumdan ölüme kadar (özellikle büyüme çağında) beynin işlevselliğini belirleyen alınan gıdalar ve eğitimdir.
huzursuz bağırsak sendromu.
Tek bir sebebi olmamasıdır. Bir çok sebebi vardır, duygusal, yaşamsal, genetik, ekonomik, fiziksel, toplumsal, hepsi ya da bir çoğunun karması vs olabilir.
gerçek hastların tedabiye gelmemesi.
anne- babanın çocuğa öz güven aşılayamaması vs yetiştirme arızaları, toplum içinde yaşamasını öğretememesi.
bi okutsalar bir şeyleri kalmayacak aslında.
genetik + çevre (çevre içerisinde özellikle aile ve çocukluk)

hatta güzel bir kitap ismi var, kitap da güzel de tabi, şu : anne baba ve diğer ölümcül şeyler.
Beyin. Ruh.
ülke olabilir.
kalıtsallık, travmalar vs vs...
Biyolojik alt yapı olabilir. Hastalık ve rahatsızlık ayrımı gözeterek söylüyorum bunu.
Yüzde 90 genetik.
Şizofreni gibi ağır ruhsal bozukluklar da neden çoğu zaman genetik yapıdır.
Genetik ve diğer insanlar.
aslında sadece şizofreni değil, birçok hastalığın kilit taşı genetik olmasıdır. zira homo sapiens bu medeniyeti kurana kadar o kadar çok hayatta kalma mücadelesi, o kadar çok ölüm kalım savaşı verdi ki... e biz de doğal olarak zor zanaat hayatta kalabilen atalarımızın genlerini taşıdığımız için, mutlaka bu tip hastalıklar bizim de genetiğimizde bulunur, ama her hastalıkta olduğu gibi bir şeyin tetiklemesi gerekmektedir hastalığa yakalanmak için.

burada önemli olan şey, kişi mental sağlığını koruyabiliyor mu? mesela çevresi nasıl, ailesi nasıl? nasıl bir hayat yaşıyor, kendisiyle barışık mı? özgüvenli mi? hayatta bir gayesi, başarması gereken bir şey var mı? buna bakmak gerekiyor. genelleme yapmayayım ama hemen hemen tüm psikiyatrik hastalıklar bu saydığım şeylerden tetiklenmekte. ha bir de kişi s*ktir boktan çevresi yüzünden "psikiyatristleri" deli doktoru, ve ona gidenleri de "deli" diye benimsediyse, bu hastalığa yakalanmış kişi de çevresine göre hareket ediyorsa psikolojik yardım almamasını geçin, sahip olduğu bu hastalık inanılmaz derece de ilerleyecek, ve gerektiği zaman hastaneye bile yatmak zorunda kalacaktır.

aman diyeyim! özellikle psikiyatristleri deli doktoru sananlar, ya da gidenleri deli sananlar. asla öyle değiller. psikiyatristler size mental yardım sağlamak için varlar, sizlere deli damgası yapıştırmak için değil. lütfen gerekli yardımları alınız, ve sıçan topluma karşı artık umursamaz olmayı öğreniniz. toplum daima sıçar, dert etmeyin.

geçmiş olsun!