bugün

bazı cici markalar, ürünlerinin satışını artırmak için yaptıkları promosyonlar uyanık esnaf tarafından paraya dönüştürülmesin diye ürünün üzerine ''promosyon ürünüdür parayla satılamaz'' ibaresini ekler.
bazı markalar ise böyle bir uyarı yazmak yerine promosyon ürününü asıl ürüne bant vs. ile yapıştırarak verirler.
ikinci durumda promosyon ürünü ambalajı yırtılmayacak şekilde düzgünce asıl üründen ayrıltılır. ayrılan üründe hiçbir ikaz olmadığından dilediğince satılabilir. ister rafa koy ister kasanın yanına... hatta ürün promosyon ürünü olduğundan, yani bedavaya geldiğinden ucuz bir fiyata da satılabilir. maksat halka hizmet.
birinci durumda ise ya ürün üzerindeki ''satılamaz'' ikazına rağmen müşterinin güvenini kaybetmek pahasına satılır (bkz: robert bosch) ya da ilgili yazı bir şekilde üründen silinir. bu hunharca yırtmak olur, üzerini karalamak olur, üzerine başka bir etiket yapıştırmak olur...
ancak bu profesyonel işlemler dahi bazı uyanık müşterinin ürünün promosyon ürünü olduğunu anlamasına engel olamaz.
bunun tek sorumlusu esnaf değildir tabii. markayı satan firma promosyonlu ürünü, normalinden daha pahalıya satınca ürünler arası bir karmaşa oluşmuştur.
çıraklığını yaptığım bakkalda yanyana duran ürünün biri promosyonlu diğeri promosyonsuzken ortalık birbirine girince mecburen promosyon ürünlerini parayla sattık. belki de bu ibneliği başlatanlardan biriyim. çok ufaktım hatırlamıyorum.

- bu ne kadar? yanında hediyesi de var. (ulan hediyeliyle hediyesiz yanyana hediyesizi kim alır homunakoyim)
- hediyeli olan 15, normali 10 (evet biraz karışık bir konu)
- nasıl? hediyeli olan daha mı pahalı? (ne biçim iş lan bu)
- hediyelisi 15, hediyesiz olanı 10 (mal mıdır nedir nesini anlamadın, ben ilkokul 5 matematiğiyle anlıyorum)
- hediyenin parasını alıyorsunuz yani (tek enayi ben miyim lan piçler)
- ben almıyorum ben maaşla çalışıyorum, sabri amca* alıyo (sanki cebe atıyom banane yaa)
- puhahaha neyse neyse ben sonra konuşurum o sabri amcanla (sittiret bu çocuk hakikaten bir boktan habersiz ben görünce sorarım bu bakkala adilerrr)
- öz amcam değil patronum (ne gülüyon anlamadım ki)
- ahaah hey allahım ya. hadi hayırlı işler. (ne çocuk ya)
- sağolun (ne adam ya)

(bkz: promosyon ürünüdür parayla satılamaz)
birçok eczanede görebileceğiniz olaydır.

bir lens üreticisinin sahibi olan bir arkadaşım lenslerin yanında alınan ve lenslerin kurumaması için gerekli olan suyun üreticiler tarafından eczanelere ücretsiz verildiğini ve bunu lensi alan kişiye ücretsiz verilmesi gerektiğini ancak birçok yerin ücretli sattığını söylemişti.
icecek firmaları çalışanları tarafından iyi bilinen bir yöntemdir.
aklını para kazanmak ile bozmuş zihniyetin, yerinde olmayan yanlıs davranısıdır.