bugün

devrimciyim diyip sonra ortalıkta dolaşan "sözde solcu" faşist kapitalistlerle mucadele etmedikçe daha çok bekler. içinizdeki sahtekarları temizlerseniz ancak o zaman ne olduğunuz anlaşılır.
Bekleme, yap!
(bkz: çok beklersin)
soran olursa evrimciyim de. devrim olana kadar uygun şartları hazırlıyorum de.

barikatçıyım deme.
kendine dikkat et tabi ki de. göte gelme sonra.
sana ütopyada yasıyorsun diyen olursa takma kafana. onlar ki ateist beyni diye başlık açan insanlardır, onlar ki gafletinin içinde, onlar ki echeli cühela. takma kafana sen takma.
proleter lafına takılı kalmayın. her coğrafyanın kendine has özelliklerini unutmayın. mekside yerli halk devrim yapmaya hazırlanırken, venezuela da farkirler devrim yapmıştır. küba da ise 10-15 gerilla bu işi başarmıştır. türkiye de kim devrim istiyorsa onu kucaklayın. illa da proleter olacak diye bir şart yok.
bence islam a geçin. bir mümin in iman ı bin beş yüz kaplan gücündedir. daha kolay devrim yapabilirsiniz. devrim islam da. sure ezberlemeden devrim yok. hem bir devrim olcaksa allah yapar bunu. sen sadece dua et bekle. daha çok namaza git. daha çok koyun kes. 4 tane de eş al. beraber devrimci çocuklar yapın.
gereksiz nasihatlere kulak asma.* * (bkz: gerçekci ol imkansızı iste)
devrim kendi çocuklarını da yer, unutmayın.
bak gundi bu sendika işlerini ciddiye al
ülke insanı olmadan devrim yapman ancak hayal olur. sana 'milletle uğraşma, onlar zaten geri kafalı eşek kafalı kaka adamlar' diyenlerin nasihatlerini de tuvalette kurulanmak için kullanabilirsin.
(bkz: akıllı ol)
(bkz: işçisin sen işçi kal)
(bkz: dünya dönüyor)
(bkz: uyanın)
bu ülkede proleter bir devrim olması için önce bu devrimi düşünen ve uygulayacak olan kişilerin belli bir birikime sahip olması analitik düşünebilmesi gerekir. aynı zamanda en az bir konuda uzman olmalıdır ki devrimci grubun eksik parçalarından birini tamamlayabilsin. akıldan yoksun olarak sadece silahla ya da sadece sokağa dökülmekle yapılması düşünülen devrim(!) girişimleri asla başarılı olamaz. rus yönetmen eisenstein çarlık rusyasından sonraki dönemde devrim sinemasının ve sanatının en önemli temsilcisi olarak şöyle demiştir: biz bu devrimi okumayan kültürden yoksun, sanatı tanımayan kişilerle yapamayız. bu fikirle yönetmen prole-kült denen bir hareketin öncüsü olmuş ve proleteryaya kültür ve sanat aşılamak, kitap okuma oranını arttırmak, bilinçlendirmek ve sorgulamayı temel güdü haline getirmek için ölene kadar çabalamıştır. şu devirde bir devrim yapılacaksa en büyük silah bilgi olacaktır. benim naçizane tavsiyem; devrime inan ve öğrenebildiğin her şeyi öğren, karşıt görüşleri de oku ve neye karşı olduğunu bil.
(bkz: 2012 yılında hala devrim bekleyen insan)
sonraki akıbetinizin selameti açısından, kimlerle raks ettiğiniz konusunda * çok dikkatli olun.
(bkz: Alexander Krasnoshchyokov)
(bkz: bela kun)
cumartesi günü istanbul'da slavoj zizek'i dinledim. ve bu konferanstan önce de düşündüğüm bir görüş bende daha da pekişti. zaman değişiyor. zamanla birlikte koşullar da değişiyor. bu yüzden artık ben, şahsi düşüncem olarak; devrimin salt proleter bir devrim olarak gerçekleşeceğine eskisi kadar inanmıyorum. artık bana göre devrim işçi sınıfını değil orta sınıf/beyaz yakalıları da kapsayan bir dönüşüm içerisinde. ha, bu nasıl bir devrim olur, bir burjuva devrimi mi olur, ne sonuş getirir ne gibi kazanımları olur, bilemiyorum. ancak işçi sınıfının mücadelesi enternasyonal ölçekte 70'li yıllara göre çok zayıfladı. örgütlü yapılanmalar çözüldü, dağıldı vs. o yüzden bu minvalde devrimi oturup yeniden tahayyül ederek düşünmek gerek.