bugün

(bkz: gazete kağıdından uçak yapıp camdan fırlatan nesil)dir ayrıca.
ikinci kattan beri hortumla kaldırımları yıkayan, bizden önceki nesilden sonra gelen nesildir.
bu nesil taş devrindekiler gibi eldeki malzemeyle yeni bir araç (bunlar eğlence aracı) yaratmaya çalışmıştır.
uçurtma denemedim ama uçak yaparken yakalanıp hocası tarafından 100 adet uçak yapma cezasına çarptırılan birisini tanıyorum.
(bkz: daskapital)
(bkz: şeytan uçurtması)
(bkz: sihirli annem izleyerek uçmuş nesil) (bkz: ben periyim diyerek camdan atlamak)
garibanlığın gözü kör olsun dedirtecek durumdur efenim. o zamanlar bantta yok uçurtma kaplığıda, pazar poşetlerinin en güzellerini ayırıp güzelce kestikten sonra uçlarını birbirinin üstüne koymak suretiyle taşla hafif hafif vurularak birbirine yapıştırıp ortaya yamalı, fakat elinin emeğiyle gözünün nuruyla oluşmuş bir şaheser koymak.
becerikli nesildir. nası yapılıyo lan?
taso oynayıp , gazoz kapağı toplayan nesilin yaptığı diğer eğlenceli aktivitedir....
babaların millet uzaya çıkıyor diye azarladığı nesildir. en azından benim babamın.
çocukluğunu dolu dolu geçiren belki de son nesil, bu nesilden biri olarak sokaktan eve adımımı atmazdım, şimdi bir bilgisayar oyununa satıyorlar mahallece oynanan ip top oyunlarını...
5. kattaysa aşağı düşmesi muhtemel nesildir.
tamda bizim nesil oluyor. Balkona çıkıp uçuruyor idik. Birde sabunlu suyla balon yaptığımız o alet vardı ki ona girersem muhtemelen ağlarım.
(bkz: 90larda çocuk olmak)
pazardan civciv alıp onlara kartondan evler yapan nesildir ayrıca. sarı renkli telefon kulübelerinde jeton dönemini görmüştür.

http://www.divxcehennemi....-cok-sey-kacirir-cok.html#
çevreyi kirleten nesildir. bi poşet kaç yılda yok oluyo haberiniz varmı idiot nesil.
(bkz: şu an ağlıyorum biliyor musun)
ah ulan ah nereden başlayıp nasıl anlatsam dediğim nesil. Madem herkes bir şeyler ekledi, bize de o zamanlar gönlümüzü uçurtma gibi uçuran bi şeyi anlatmak farz oldu.

O zamanlar gecekondular vardı, komşunun çocuklarıyla toplanır kıyasıya maç yapar, arkadaşlardan bi tanesinin annesi maçın ortasında oğlunun sırtına havlu sokardı, uyuz olurdum. Akşamleyin yemekler yendimi yeni yapılmakta olan inşaatların boş katlarından yola dökülmüş inşaat kumuna atlardık sırayla, ortalığı yıkardık. Alman kale maçta topa abanan öküz topu kıl bi amcanın damına atardı, hep beraber dama çıkar su depolarının içıne işerdik. Bi taraftan ''soğuuuk sudaaan içeen." diye anırır, bi taraftan pazardaki tezgahlardan domates araklardık. Bu aylarda favorimiz akasya ağaçlarıydı, kuduz gibi akasya yerdik. Sonra deniz mevsimi gelir, trenle denize kaçardık...

Ah ulan ah anlat anlat bitmez biz manyak bi nesildik, ben bahçemizdeki incir ağacını çok özledim...
benim lan o vay be ne güzel günlerdi dediğim benim içinde bulunduğum nesil.

edit : tek fark ben balkondan uçuruyordum zengin adamın hali bir başka tabi.
kıyısından köşesinden yakaladım heralde ben de yapmıştım.
çocukluğu, türkiye de yaşadığım o güzel mi güzel günleri, hayatımın en müthiş ve en özlediğim anıları hatırlatan olay.
aynı nesil balkona çıkıp yoldan geçenlere borularla kağıt üfledi*, şırıngayla su püskürttü, kafalarına tükürdü. hatta alt kattaki balkona da tükürdü. tükürdüm.
yanmaz bim poşetiyle yapılanı makbüldür.
aynı zamanda o çok değerli uçurtmayı camdan uçurmakla yetinmeyip, poşeti ardında bırakarak, havalanan uçurtmanın coşkusuyla deli gibi koşarken, hayatının en güzel, en dertsiz günlerinin o günler olduğunu o anlarda idrak edemeyen nesildir.

bir de zayıfsa; rüzgarın çok olduğu anlarda zaman zaman bahsi geçen uçurtmayla yer değiştiren nesildir.

poşet ve ip.

mutluluk için yeterliydi o zamanlar, fazlaydı belki de.
hafif bir rüzgar da bile delicesine koşan ve poşetten uçurtması uçmuyor diye oturup ağlayan nesildir.