bugün

diğer bir deyişle 'bir gün mutlaka'cılık. bu felsefeyi benimseyen abazan karakterlerin inanınışı ve kendini motive tekniği, bu cümleyi sık olarak kullanmak,kendilerini pozitif yönde motive etmektir.genellikle 16-25 yaş arası genç insan yavrularında görülür.

-erkekler benden uzak ama bir gün mutlaka bende bi erkek bulacam nejlaaa...

ya da

-olm hep sap kalacak değiliz ya bir gün mutlaka bi hatun kişi düşecek yanımıza...

ne yazık ki bu şekilde sonuca varamayan pozitif abazanizmcilerin sonu genelde erken yaşta evlilik olur...

öte yandan ileri safhalarda daha değişik şekilde davrananlarda vardır;

(bkz: eşcinsellik)
(bkz: aseksüellik)
(bkz: pozitif mozitif demem dalarım ben buna)
polyanna bu akımın ilk temsilcilerindendir. eleanor h. porter tarafından yayınlanmayan polyanna ergenlikte adlı kitapta bu izler görülebilir. ergenlik dönemini sancılı atlatan polyanna'nın iyimserliği pek kimsenin umrunda olmadığından yazar bu kitabı yayınlamamıştır. ancak kitap incelendiğide bunun ne kadar daramatik bir dönem olduğu ortaya çıkar.

pozitif abazanizm farkında olmasalar bile toplum dışında kalan asosyal kişiler tarafından benimsenir uygulanır. içinde bulundukları durumdan çıkmanın tek yolunun sakin olmak ve iyişeyler düşünmek olduğunu sanan pozitif abazanizmciler bu düşüncelerle çıktıkları her maceradan genellikle elleri boş * dönerler .

üzerlerinde bulunan toplumsal baskı, ailevi otorite,cinsel inanışlar izlenilen porno filmlerin etkisiyle pozitif abazanizmciler yavaş yavaş bu akımın tersi olan negatif abazanizmciliğe doğru kayarlar ki bu daha tehlikeli bir durumdur...

negatif abazanizmciler daha tehlikelidirler. saldırgan karakterli de olabilirler yada tam aksine seks ve karşı cins diye birşeyin olmadığını iddia ederler. klinik bir vakkadır.
evet, pozitif abazanizm de ki polyannacılık, hüsnükuruntu, gerçekdışılık, idealist bir etkilenmenin izlerini yakaladık... abazanlık içinden çıkılması zor bir girdap olduğu gibi zaman ile tehlikeli bir hal almaktadır. evet, teorik olarak her insanda bir abazanlık olabileceği aşikardır. fakat insanlar bunu kontrol mekanizmaları ile kontrol etmektedir.

ve felsefe de burada yeni bir sorun daha doğuyor... eğer abazanlığı gereğinden fazla baskı altına alırsanız bu bastırılmış bir abazanlık sorununa yol açacaktır. bu da hiç seks yapmayan papazların sapıklaşması sorunsalını çok iyi anlatır...

(bkz: bastırılmış abazanlık)

öğrenilmiş abazanlık, siz küçükken mahallede abazan olan abileriniz ve arkadaşlarınızın, veya bir şakirt iseniz, cemaat abilerinizin size verdiği gerçekdışı telkinlerle ve olduğundan erken yaşta size kendi abazanlıklarını anlatmaları ve size şaka yapma yollarıyla bu abazanlığı size öğretmeleridir...

(bkz: öğrenilmiş abazanlık)

tepkisel olarak doğan bir akım daha vardır, abazanlığı bir felsefe olarak benimseyip bunu herkese dayatmak, o ideal uğruna savaşmaktır... (bkz: direnişçi abazanlık)
bir hayat felsefesi olarak pozitif abazanizm :

pozitif abazanzim ile ilgi testi çözüp bu felsefeye eğiliminizi ölçebilirsiniz.

!!soruları evet hayır olarak cevaplayınız!!
1-) hiç kız arkadaşınız (adı elizabeth olmayan) oldu mu?
2-) en son cinsel deneyiminizi karşı bir cinsle mi yaşadınız?
3-) sizden hoşlanan bir kızın fiziği sizin için çok mu önemli?
4-) 'kız olsun çamurdan olsun' mu?
5-) 'çamurdan kız mı olur lan taş gibi olmalı' mı?
6-) porno arşiviniz varmı?
7-) yasıtığa yorgana mı sarılıyorsunuz?
8-) bi gün sizin de düzenli bir cinsel hayatınız olacağına inanıyormusunuz?
9-) balık severmisiniz?
10-) dilinizi burnunuza değdirebiliyormusunuz?
11-) karşı cinse gidip ' yeter ulan tak etti canıma! bende istiyorum artık!' diyesiniz varmı?
12-) sabahları uyandığınızda çarşafda bir ıslaklık hissediyor musunuz?
13-) beklediniz ama olmadı ama yinede beklemeye devam edecek misiniz?

test sonuçları içinizde saklı.

(bkz: içinde içinde)
bu felsefede ister istemez bir doğruluk payı vardır. beynimizde olan temel felsefeler hayatın her alanında bizi şekillendirmektedir. kendimizi tanıyabilmemiz, kendimizi değiştirmemiz adına bu felsefeler ilk adımdır. bizler temel felsefi ve mantıki bilimleri ve gördüğümüz herşeyi; yaptıklarımızı ve düşündüklerimizi desteklemek için kullanmaktayız. pekala pozitivizmi abazanlıkla birleştirebiliriz istemsiz bile olarak.

eğer kendimizi sorgulamazsak, yeni arayışlar içinde olmazsak pozitif abazanizm gibi sığ bir çerçeveden hayata bakarken, abazanlığın bu dar görüşlü felsefesinin bize getirdiği öznel bir kısıtlama ile yaşarız.

evet bir abazanizm vardır, önemli olan ona körcesine kapılamamaktır.
bilinç altına yavaş yavaş yerleşen pozitif abazanizm insanın hayatının herhangi devresinde yakalayabilir. aslında teorik olarak herkesin birer pozitif abazan olduğunu söylemek mümkündür. ancak pratikte kişiler bunu kabullenmek istemez. bu reddetme refleksi geçmişe olumsuz ket vurmadan kaynaklanır. kişi geçmişindeki krizlerini, arkadaşlarının ve sosyal ortamının onunla dalga geçtiği günleri hatırlar ve reddeder.

kurtulmak mümkün değildir ancak gelişip şekil değiştirmesini önlemek akıllıca olur yoksa çıkmaz sokaklara sürükler. kendi çelişkilerinizi , çatışmalarınızı yönetemez hale gelirsiniz.
geçmişe olumsuz ket vurma; her ne kadar negatif abazanizm gibi görünse de pozitif abazanizm'in getirdiği; olumsuz geçmişten çekinip, şimdiki sosyal durumu reddetme refleksini tetikleyen bir olgudur. aslında abazanlık tam anlamıyla bir kısır döngüdür. ruh haliniz; o günkü durumuna bağlı olarak, bir negatif, bir pozitif, onunla da yetinmeyip neo abazanizm ya da çeşitli abazanlık felsefeleri arayışında olabilir.

abazanlığı bastırmak en kolay yoldur, fakat sorunlar orada bitmemektedir.

gelecek hakkında çok pozitif ve hayalci davranmak bu felsefenin ana sorunlarından birisidir. işte kısır döngü o noktalarda harekete geçer. dr. siyahgiyenadam'ın araştırmasına göre; olumsuz imgelemlerin getirdiği "krizler, arkadaşlarının ve sosyal ortamının onunla dalga geçtiği günler" i hatırlayan abazan, hep daha iyi koşulları arzularken, iyi koşullara ulaşamamanın ezikliğiyle abazanlığı daha da çok kabullenmektedir. bu tespit genel geçerli bir doğrudur.

belki de abazanlığı ortadan kaldırmak ve bu sorunlarla uğraşmak istemiyorsak ver kurtul felsefesini şiar edinerek bir tür doyuma ulaşabiliriz. ama bu da bir ahlaksızlık sorununa yol açacaktır.
(bkz: gülücüğe odaklan)
birinci kuralı "abanmak" olan akım.**
bunuda pavlov'un da bazı araştırmaları olmuştur.

deney için 100 adet abazan ve bir karşı cins kullanılmıştır.

deneyin birinci etabıda zil çalınıp karşı cinse dokunmasına izin verilmiştir. ard arda elliye yakın sefer tekrarlanmış ve aynı sonuç alınmıştır.

zil ---> tensel temas ---> cinsel tepki

ikinci etapda abazana zil çalınmış ancak karşı cinse dokunmasına izin verilmemiştir. iki çeşit tepki gözlemlenmiştir.

zil ---> tensel temas yok ---> cinsel tepki

zil ---> tensel temas tok ---> saldırgan tavırlar

saldırgan tavırlar sergileyenler kara abazanizm de denilen neo abazanizm akımına dahil olan oldukça tehlikeli kitleye mensuptur.
ısrarla cinsel tepki verenler ise pozitif abazanizm yanlısıdır.aklında hala bi umut 'ulan bu zilde gelecek biliyorum' düşüncesini barındırır.

deneklerin yüzde 89'unda gözlemlenen tepki 'cinsel tepki'dir. burdan yola çıkarsak toplumun büyük bir kısmının poizitif abazanizm görüşünü benimsediği söylenebilir.
(kendime not: abazanlıkla ilgili bu kadar konuşabildiğine göre kafanı ellerinin avuçlarına al bi düşün istersen...)

yine de pozitifim...
güncel Önemli Başlıklar