bugün

bir futbolcu düşünün kariyeri boyunca tüm rekorları kırmış lig, avrupa, milli takım demeden önüne gelene gol atmış ama gel gelelim kariyeri boyuncu hiç kendine güveni olmamış topa vurmaktan korkmuş, asist yapacam diye pozisyonun içine etmiş, şut çekme özürlü olduğu için çalıma kaçmış top kaptırmış. yahu nasıl bir korkak psikoloji ve kendine güvensizliktir anlamak mümkün değil sen kralsın bir kere şu topu al göm yahu. korkma!
(bkz: bo$altır)
ümit karan gibi 'kendine güven' konusunu abartılı yaşayan futbolcu psikolojisinden çok daha yararlı psikoloji çeşididir. eğer hakan şükür gibi psikolojiye sahip olursan kral oluyorsun, egoist psikolojiye sahip oluyorsan 2-3 yıl oynuyorsun sonra adını anan babandan başka kimse hatırlamıyor.

(bkz: hakan şükür kaç tane asist yapmıştır acaba)
hakan için de izleyen için de çok rahat, stressiz bir durumdur. nasıl olsa hakan dahil herkes emindir kaçıracağından.
yürümek sürekli düşmektir der bir filozof (ben diyor da olabilirim, yaparım bunu). hakan şükür de öyle, top ayağına her geldiğinde düşme korkusu, topa vurur vurmaz düşmeler falan. adam korkuyor. bir kralın en büyük korkusudur düşmek. o da düşüyor. çeliştim.
her topa kafa uzatmayla alakalı olsa gerek. o toplar gol oluyor olmasına da, sert geliyor işte kafaya...
taze pozisyondan! çıkmış hasan şaş psikolojisini hafif andırır. espriler şakalar yapılır, sonra bir anda gözler dolar, kale direğine doğru yönelinir ve tanrıya şükredilir.

"allah ım biz bunu hak etmiştik"

hakan şükür ün gençliğine de inmek isterdim, fekat ve lakin onu bir sonraki yazılarımda dile getireceğime inanıyorum. yapacağım bunu.

bir de çağrışım;

(bkz: hakan şükür kaç tane kasist aşmıştır acaba)