bugün

Amcamin başına gelen olay.
2 gözü morardi elmacık kemiği kirildi burnu kirildi kaşı patladı haberlere bile çıktı. Babam da epey bir avukat tutup ugrasti ama polise hiçbir bok olmadı.
1 yıldır başıma gelmeyen hadise artık büyüdüm mü yoksa artık siyasetmiş yok eşeğin zikiymiş umurumda olmamaya mı başladı bilmiyorum. Ama özledim sanki hayat fazla huzurlu gibi, şu saatte bilgisayar başındayım ne oldu ya la bana.
insana bu kadar dayaktan sonra keşke gözaltına alınsaydım dedirten olaydır.
kimi zaman güldürür kimi zaman düşündürür. en fenası polisin kafasının yarıldığı andır, çünkü o zaman polis de düşünmeye başlar. işte o an dayakla yırtılamayacak andır, kaç!
mevcut yasalara göre imkansız olması gereken olaydır. ama oluyordur işte.

daha 14 yaşındasın, deprem olmuş, 1 hafta deprem tatilinden sonra okullar tekrar açılmış, çıkışta kız arkadaşına sürpriz olsun diye iki arkadaşınla beraber çıkmasını bekliyorsun. akşama da idmanın var elinizde çantalar, kız arkadaşını görüp biraz takılıp idmana gideceksin. okul dağılmaya başlıyor, sen heyecanla bekliyorsun, kaçırmıyayım diye de kasıyorsun çıkanları izliyorsun. derken ford transit marka minibüsleriyle o bize hep ürkütücü anlatılan polis amcalar geliyor, daha önce bir kaç kişi dayak yemiş diye onlar gelirken korkuyorsun, kaçmak kaçmamak arasında kalıyorsun ama suçsuzsun niye bir insan durup dururken birini döver ki diye düşünüyorsun. ve kız arkadaşını da görmen lazım niye kaçasın ki?

duruyor polis amcalar önümüzde. minibüste 3 kişi var. biri şöför, biri ön koltukta oturan polis amcamız, biri de sivil bir abimiz. kimlik soruyor ön koltuktaki amca. iki kişide çıkıyor, bir kişide çıkmıyor kimlik. yaşın daha 14 taşıma gibi bir mecburiyetin de yok. ama öyle demiyor polis amcalar, okulun önünde, kız arkadaşının önünde seni ite kaka o minibüse sokuyor, minibüste küfürler ediyor, arada bir de tokat atıyor. şaşkınlıktan ne olduğunu bile anlamıyorsun. ne yaptın ki? anlamsız anlamsız bakıyorsun, derken karakolun önüne geliyorsun. iniyor sivil abimiz, kahraman polis amcamız da ondan sopa istiyor. anlıyorsun dövecekler ama neden? çıkarıyor bir sopa sivil amcamız ince bir sopa. içinden bunla dövmezler diye düşünüyorsun, çocuksun ve karşındaki ne kadar acımasız olabilir ki? o sopa reddediliyor daha kalını var deniliyor ve işte kahraman polis amcanın kahraman silahı çıkıyor. yaklaşık 1 metre boyunda 4 5 cm çapında bir sopa.

daha konuşturmadan vurmaya başlıyor polis amca küfrederek. 7 adet kahraman başka polislerin yanında. müdahale ederler diye bekliyorsun ama onlar gülerek çaylarını yudumluyorlar. üçer beşer vurduktan sonra ne arıyordunuz lan orda diye soruyor, cevaplamaya çalışırken yine dayak yiyorsun. zaten ondan sonra her yerin uyuşuyor vurduğunu bile hissetmiyorsun. çocuksun işte dayak yemenin derdine bile düşmüyorsun kaçırdığın idmanı düşünüyorsun abi yapma etme derken. bir güzel dayağını yiyorsun üstüne bir de küfürler yiyerek kovuluyorsun karakoldan. o bir kişide olmayan, o sorulan nüfus kağıtlarına bakılmıyor bile. ne isim soruluyor ne bir şey. siktir olup paşa paşa gidiyorsun idmana ama ne halde kollarını bile taşıyamıyorsun.

dönüp eve gidiyorsun, anlatamıyorsun, anne baba ön yargılı. sonra kendini mecbur hissediyorsun anlatıyorsun, anne baba sana değil de o polise inanıyorlar iyi olmuş diye bir de fırça kayıyorlar. zar zor ikna ediyorsun arkadaşlarının babaları geliyor, ikna olunuyor.

şikayetçi olacaksın rapor gerekiyor. döven devlet memuru, rapor veren devlet memuru. it iti ısırmıyor her zamanki gibi. kaç tane hastane gezdiysen hepsinden eli boş dönüyorsun, haber geliyor, bir arkadaş rapor alabilmiş. savcıya çıkıyorsun bir rapor yeterli diyor, izlere bakıyor, oğlum size nolmuş lan böyle diye o da şaşırıyor. sonra polis listesinden kişiyi tek tek buldurup, ifade alıyor. sonra da herkesi oda da toplayıp: "nabıcam ona biliyonuz mu? anasını sikecem onun anasını" diyor. eyvvallah diyorsun güveniyorsun, bekliyorsun haber. olan biten pek bir şey olmuyor. karakol çocuk karakoluna dönüştürülüyor, amcamızın tayini çıkıyor ama herhangi bir işlem yok.

aradan 8 sene geçiyor, hala bir sonuç bekliyorsun ama her dava aynı şekilde 5 dakika olanları hakim anlatıyor, doğru mudur diye soruyor onaylıyorsun. şikayetçi misin diye soruyor, 8 sene geçmiş bir şey olmayacağı belli. sen düşünürken dava ağır cezaya geçti diyor, siz gelmeseniz de devam edecek diyor. iyi diyorsun ama yine bir haber çıkmıyor. kanıt var, şahit var, her şey ortada. savcı bile anasını sikecem diyor, ama 8 senede bir ceza verilemiyor.

işte böyle bir şey polisten dayak yemek. suçluların, hırsızların, tecavüzcülerin, gaspçıların cirit attığı sokaklarda kahramanlığını gösteremeyen bazı polis abilerimiz 14 yaşındaki çocuklar üzerinde sanki bir terörist yakalamış edasıyla güç gösterisi yapıyor.