bugün

sokağın birisinde, şerefsizler türkiye cumhuriyeti aleyhine poster açar, cam, çerçeve, vitrin bırakmaz. polise taş, sopa ve molotof kokteyli ile saldırır. polis ne yapar? sadece seyreder..

diğer sokakta memur zam için yürüyüş yapmaktadır.. allaaaaahhh... o ne biçim dayaktır öyle memura.. siz nasıl yürürsünüz? siz nasıl zam istersiniz? joplar, biber gazları... geçtim, hacı sende memursun, unutma. o gelecek olan zam sana da kıyısından ulaşacak.

hacı anlamadığım, devleti yıkmaya çalışanlar, aynı zamanda sizin mesleğinizden de şehit verdirdiler.. sizin bu talimatları götünüzden uydurmadığını biliyor ve anlıyorum da.. halkın bunu uyanamamasını anlayamıyorum.

bu kadar mı az seviyorsunuz bu maaşını aldığınız, ekmeğini yediğiniz ülkeyi?

yazık diyeceğim ama, yazık diyeceğim kelimeye yazık..
kimlik soran bir polise kimlik sorulduğunda sözkonusu tutuma daha yakından şahit olunur. dayak yenilmiştir, cillop gibi olunmuştur.
Beşiktaş taraftarına hobi olarak biber gazı sıkarlar.
aslında gayet anlaşılabilir bir durumdur. kendilerine zorluk çıkartmayacak insanlara aslan kesilirler, biraz dişli ve kalabalık toplum gördülermi müdahale etmeye biyerleri yemez.
daha anlaşılmazı için (bkz: güvenlik görevlisinin tutumu)
(bkz: komünistlere yapılan pozitif ayrımcılık)
polisin aldığı talimatlar gereği hareket ettiğini bilmeyenler tarafından anlaşılamayan tutumdur.

polis memuru şahsi fikirleri doğrultusunda hareket edemez.

amirinden gelen emir ve talimatları uygular.

uygulamazsa işinden olur.

dolayısıyla cümleyi "iktidarın anlaşılamaz tutumu" olarak değiştirmek doğru olacaktır.
eylemcilere göre değişen müdahaledir.bahsi geçen eylem eğer türbana evet eylemiyse polis bir köşeden sessizce eylemi izler...

eğer "demokrasi, özgürlük ve barış için kürt milliyetçiliği" eylemi ise polis, kendilerine taş ve molotof kokteyli ikram eden eylemcilere genellikle müdahalede bulunmaz, ertesi gün eylemci çocukları bulup onlara top alır, dondurma verir...

eğer akp'ye karşı milimetrik bir hareket varsa emniyetin müdahalesi de başlar. eylem ne kadar hükümet, f tipi yapılanma karşıtı ve bağımsızlık yanlısı ise müdahale de o ölcüde sert olur.

eğer eylem madımak oteli önünde ellerinde meşaleler ile "şeriat isterüz" diye haykıran bir kitle tarafından yapılıyorsa emniyetin müdahale etmediği, 30 küsür aydın ölürken ses çıkaramadığı gözlenir... fakat bu 30 aydın için bir araya gelmeye bile kalksanız, yeni sivaslar, çorumlar, maraşlar olmasın diye bir araya gelmeye çalışsanız coplu bir müdahale ile karşılaşırsınız.

cumhuriyet için elele diye mitingler düzenlerseniz, soluğu silivri yerleşkesinde alırsınız. hem de terör örgütü kurmak suçundan...

terör örgütüyle mücadeleye adanmış hayatlardansanız, iki tane bölücü örgüt militanının gizli tanık sıfatıyla "anamızı sktiler hep, doldurup çuukurlara gömdüler" şeklindeki ifadeleriyle tutuklanır, yüzlerce gün içeride yargılanırsınız... çukurlardan hayvan leşi dışında bir şey çıkmasa bile tutuklu kalmaya devam edersiniz...

sözün özü, yeşil kuşağın düşündüğü şekilde düşünmek kaydıyla eylemlerinizde özgürsünüz. ancak en ufak bir fark, size cop, nezaret, silivri yerleşkesi olarak geri dönecektir...
tut oğlum tutumudur.