bugün

Bir yaşam biçimi. En sevdiğim, yapmaya çalıştığım.

Randevulara zamanında yetişmeyi gerektirir. Asla ve asla aynı güne aynı saate yanlışlıkla iki tane görüşme ayarlamaz bu insan. Ya da ne biliyim ne otobüsü kaçırır, ne işe geç kalır. Bu sebeple yalan söylemek zorunda da kalmaz. Yoldayım diyip yolda olmayıp, yalan söyleyen insan kaynıyor ortalık.

Yaşasın planlı ve dakik yaşamak.
Hastalık.

Ben o dediğinizi 27 yıl yaptım, her anım planlı, zamanımı o an neye harcadığım belli idi.

27 yıl sonra bırakınca fark ettim ki, özgürlük bambaşka bir şey.
hiç bir zaman yapamadığım şey. önemli şeyler dışında anlık yaşıyorum.
arkadaşlıklarından, dostluklarından, varlıklarından en çok keyif aldığım insanlardır. insanı asla germez, hiçbir zaman organizasyon sorunları yaşatmazlar.

hayat dünyadaki en büyük organizasyon ise, en başarılı insanlar da bunlardır.
Daimi planlılık rahatsız edici bana göre, robot muyuz biz herşey kontrol altına olsun biri tarafından yönetiliyormuş gibi oluyor insan.

rahat olmakla özgür olmayı karıştırmadan . Özgürlük gibisi var mı bu hayatta.
indigo'nun "planlı ve dakik" adlı parçasında kendince anlatmaya çalıştığı durum. buyurun efendim;
https://www.youtube.com/watch?v=kjqmWQ1swf8
Ortalama 60 yıl yaşamak için geldiğimiz dünyada yapılacak en boş eylemlerden biridir. Sen planlı ve dakik olsan eline ne geçecek kendine boşuna işkence yaptığınla kalırsın. Ölmeden önce uyuya bildiğin kadar uyu. Ölmeden yatmadığın kadar geç yat. Birgün de işe geç git mesela sırf keyfinden, birgün de cep telefonsuz yaşa, hiç mi alkol almadın birgün doyasıya iç merak etme bağımlı olmazsın günahıda benim boynuma, 30 yaşına kadar cinsel ilişki yaşamadın mı? Evleneceğin prensi veya prensesi mi bekliyorsun? Saçmalama herşey zamanında güzel doya doya sev Sevil seviş.

Neticede bu hayat senin kasmaya gerek yok, bir gün azrail seni de dürtecek o zaman seni hatırlayan bile olmayacak.
dakik miyim evet, genelde zamanlı plan yapmam ama zaman limiti varsa muhakkak uyulur.

onun dışında, iş için ayrı, özel hayatım için ayrı planlamalar yapıyorum. hem işim aksamıyor, hem kafamda durmuyor düşünceler. eah bakarım planlayıcıya yea yazmışımdır zaten diyorum unutulası bir şey olunca. işten çıkınca kafamı planlayıcıya kusup çıkıyorun
özel hayatım içinse hobilerime, kendime, çevreme, kendi işlerime daha adil bölüyorum zamanımı. alışkanlık oluşturmak daha kolaylaşıyor.
Böyle bir arkadaşım var. Liseden beri planlı yaşar. Kanser oldu, 2 kere ilik nakli yapıldı. Hayatının en kritik dönemlerinde bile bu huyundan vazgeçmedi. Eğer yaşarsam diye cümleye başlayıp planları sıralardı.
Şu an yaşıyor. Eylül ayında Mayıs-haziran ayına ait uçak biletlerini alır. hafta içi hangi gün ne yapacağı pazar gününden bellidir. Evinin önündeki çay ocağında buluşmak için bile 3 gün önceden randevu almak gerekiyor. Öyle bir insan işte..
işte o benim.
her şey planlı, programlı ve net olmalı. aksi takdirde çok huzursuz hissediyorum.
her şey mükemmel olmalıymış gibi hissetmek ve o şekilde davranmak, güzel sonuçlar yaratsa da, bir o kadar da yorucu tabi.
Yurt disi sehayatlarimde havaalanina yetismem haricinde hayatta her zaman ve her yere gec kaldim.

8de baslayan mesaiye 9 da, 9 da baslayan mesaiye 10 da gittim hep.

Dakiklik, plan, program bana gore isler degil.
her zaman arkamı toparlaması için böyle bir tipi hayatımda bulundururum ama bir şartla tabi. kontrol benim elimde, bunu bilecek...
Hep özendiğim şeydir. Eğitim hayatı bi nebze planlı ve dakikti ama evlilik çoluk çocuk derken hayatı ana göre yaşar oldum. Her günüm apayrı sürprizlerle dolu.