bugün

(bkz: #4360820)
(bkz: ateş düştüğü yeri yakar)
gençlik şu an derin uykular içerisindedir. çok geç olmadan uyanmasını dilerim.
(bkz: kan uykusu)
tarihin sürekli olarak yalanladığı tarihsel sapma. son bir kaç yılı bile düşünecek olursak pkk'nin bir kaç baskınıyla birlikte sokaklara dökülen insanları pek çok insan izlemiştir. ancak görülen o ki; türkiye'yi felaketin eşiğine getirenler için bu doz yetersizdir. bir türk-kürt çatışmasından medet uman liberal-gerici ittifakı için bu yetersizdir. onlar için emekçilein toptan taraflaşması gerekmektedir, adeta bir iç savaş aygıtı gibi çalışması gerekmektedir. ama asıl meselenin sola karşı ideolojik bir saldırı, solun önünün açıldığı günümüzde gerici histerilerle solun baskılanmaya çalışmasıdır.

asıl meselenin kürt sorunu ya da terör olmadığı açıktır. asıl mesele türkiye cumhuriyeti ciddi bir yol ayrımının eşiğindeyken bu yol ayrımından gericiliğin çıkmasını beklemektir. ancak bu yapılanın türkiye'yi çok daha kolay bir biçimde bölmek olduğunu hatırlatmak gerekiyor. asıl mesele "pkk ile işbirliğini kesin." demek değil, türk-kürt çatışmasından paydalanmaktır. demokratlığın ne demek olduğunu bilen solun bu zokayı yutacağını sanıyorlarsa, kusura bakmasınlar avuçlarını yalarlar. bu yapılmak istenilen şey solun günümüzde susmasını istemektir. eğer bu keşmekeşeye hayır demek isteyen samimi kişiler varsa sorunu emperyalizmden ve bilhassa sermayedarlardan bağımsız bir biçimde değerlendiremez.

gerici-liberal ittifakının iki yüzlü olduğunu uzuncadır söylüyorduk. bu ittifakın türkiye'yi getirdiği nokta felakettir. türkiye cumhuriyeti tasfiye etmeye çalışan bu ittifakın türkiye işçi sınıfının birliğini içeren bu sorunda bu kadar baskılayıcı bir biçimde konuşmasını zaten bekliyorduk. ancak onlardan bir özgürlük geleceğini sanan sözüm ona solcu kesimler artık bu kesimlerin seslerinin ne kadar can yakıcı olduğunu görsünler.ne emperyalizmden özgürlük çıkar, ne de gerici liberallerden...

kimse kimseyi kandırmasın. yunanistan yaşananları dahi kullanmaya kalkan sözümona demokrat zamancıların böyle bir beklenti içinde olmalarının nedeni açıktır: kriz dönemindeyiz. krizden gericilik çıkartmayı bekleyenlere karşı solun sesi bellidir. yukarıda açıkça bu yaşananların çözümünün emperyalizme karşı yurtsever, halkçı-kamucu ve aydınlanmacı bir bağla çözüleceğini söylemektedir. burada ölenler için büyük kınamalar bekleyenler sorunun kökenine insinler. tabi onlar için sorunun çözümü emperyalizmden, liberalizmden ve gericilikten geçmiyorsa... ama taraftarlardan bu beklenir ancak.

(bkz: gerçekler zamanla karartılır)
(bkz: yunanistan gencligi/#4361055)
geldik pkk ya.

alt metinde pkk ile yunan gencligi arasında fark yoktur yazmak, yaftalamak bakımından gayet etkili. yaftalamadan dusunun diyenler yaftalamadan dusunemiyorlar. sayelerinde biz da yaftalamayı ogrendik.

neyse efendim konuyu dagıtmadan gelirsek, pkk nın, uyusuturucu ticareti, silah ticareti, etnik ayrımcılık gibi unsurların olusturdugu bir sistemden peydahlanan ve yine bu sistemi catur cutur destekleyen bir teror orgutu oldugunu goz onune alırsak,

ve yunanistan daki gencligin karsı koydugu seylerin uyusuturucu silah ve etnik ayrımcılıkla beslendigini goz onune alırsak,

su anda yunanistandaki gencler pkk yi pkk yapan sistemin kendisine karsı cıkmaktadırlar.

oldu mu.

darisi, kapitalizmde bir seyler degismeden yada kapitalizm degismeden, teror olaylarının bitecegini sananların basına.
(bkz: #4352060)
aslında doğru bir tespittir, ses çıkarmayan bir gençlik. misal ülke içindeki gerek din gerek etnik köken yönünden yapılan ayrımcılıklara karşı ses çıkarmayan bir gençlik. ülke içinde dergi satan bir gencin akıl almaz bir şekilde ölümününe ses çıkarmamak, taleplerini dile getiriyor diye coplarla gaz bombalarıyla adam edilmeye çalışan gençliğe yapılan şiddet uygulamalarına ses çıkarmamak, nihayetinde 20'li yaşlardaki gençlerin şehit olmasına ses çıkarmamak ve 14 yaşındaki bir kızı taciz eden bir mahlukatın salıverilmesine ses çıkarmamak. bu böyle gider işte, daha sayamadığım birçok yanlış uygulamaya ses çıkarmamak. işte sorun da bu, komşuda bir gencin ölümüne tüm ülke düzeyinde tepki verenlere, haklarına arayanlara karşı yapılan methiyeler de bu yüzden. bizim ülkemizde en baştan tüm bu yukarıda sayılanlara komşudaki gibi tepki verilseydi acaba bu saydıklarım meydan gelir miydi?

önemli bir nokta da koşulsuz tüm yanlış uygulamalara karşı tepki vermektir. zira başbağlar katliamına haklı olarak tepki veren ironik şahısların sivas katliamına ya da tacizlerin salıverilmesine karşı ağzını bıçak açmaması onların nasıl bir yapıda oldukları hakkında ipucu veriyor. bu noktada herkesin iğneyi biraz da kendine batırması lazım. sol ve başkaldırma kelimelerini duyunca otomatik olarak tepki veren karaktersizlerin yunanistan'Daki gençlerin onda biri etmediğini ayrıca söylemek isterim.
Yaşamaya çalışmak ile hayatta kalmaya çalışmak eylemsellikleri arasın daki okyanuslar kadar büyük nüansı görememe erdemsizliğine sahip olan faşist borazancıların yaşamsal ve hayatsal anlatıları irdelendiğinde fazlasıyla karşılaşılan meeeeee lemeler etkinliklerinden bir kesit daha dedirten başlık, yunan gençliği başlığı altında yunan gençliğinin vatanlarını koruma erdemliliklerine kıyının bu tarafından yani meeeee leyen kompradorların çoğunlukta olduğu tarafından sevgi ve saygı ritüelleri gösteren dünya vatandaşlarını gören kompradorların bu tarzda başlıklar açmalarında büyük bir patlama olacak diye düşünmekteyim, marcuse hocamızında belirttiği üzere''güce biat eden mutlu tutsakların tek eylemsellik alanı; mutlu tutsaklığı yüceltecek değersizlikler alanıdır''
bu anlamda ülkem kompradorlarının devamlı olarak vatan-millet-sakarya şeytan üçgeninin ceza sahası içinde olgunlaşamayan ataklar içerisine girişmesi makul karşılanabilecek bir durumdur. Yunanistan daki direnişin kendisine hedef olarak biçtiği ve üzerine yaratıcı bir yıkıcılık ile gittiği tüm mekanizmalar ülkem kompradorlarının aramızda nefes alıp vermesini sağlayan mekanizmalardır,bu anlamda bu kompradorların ''yunanistan daki olaylar bir şekilde bastırılmalı,gerekirse askeri müdehale yapılmalı,bizim topraklarımıza sıçramamalı'' şeklindeki korku ve endişe dolu temennilerde bulunmaları beklenen bir temennidir,bu anlamda bu tür beklentiler beni hiç şaşırtmamakta.

özgürlük,eşitlik,hak,hürriyet gibi kavramlar bu tip kompradorlar üzerinde,sarımsağın vampirler üzerindeki etkisine benzer bir etki yapmaktadır,ölümüne korkmaktadırlar bu kavramlardan,zira kendileride kan emici bir familyanın has uşaklarıdırlar,kendi halkının üzerinden dişini çekmeyenlerin dişlerini ellerine vermektedir yunan halkı,ülkem kompradorlarınında korkusu bu yüzdendir,döt ve dişim elimde kalır korkusu. Bugün yunan halkı yaşamaya çalışmak için hayatta kalmaya çalışmaktadır,fakat kıyının bu tarafında insanlar hayatta kalmaya çalışmak için hayatta kalmaya çalışmaktadır. kantçı bakış açısıyla sanatsal bir formda irdeleyecek olursak amaçsız amaçlılık vuku bulmaktadır.

Bir tarafta yaşamı savunmak adına hayatta kalmaya çalışmak erdemliliğini yerine getirmeye çalışan ve bu erdemliliğin dalga dalga tüm dünyaya yayılması temennisindeki yunan gençliği varken, diğer tarafta yeryüzündeki her olayı asker ve pkk ikilemiyle püskürtmeye çalışan ülkemin güç fetişisti kompradorları var. bu kompradorların karşısına pi sayısı kadar dünyasal tezler koyun,bu kompradorların size antitez olarak sunabilecekleri tek püskürtme etkinliği asker-pkk lokalizasyonu olacaktır. iş,ekmek,barış,adalet gibi kavramlardan bahsettiğiniz anda da sizi şu tarzda ithamlarla yargılayacaklardır; dış mihrakların oyuncakları, vatan hainleri, ülke bütünlüğünü bozmaya çalışan serseriler..vs..

Bu tarzda bir başlığın açılmasını mümkün kılan dürtüyü ortaya çıkaran dürtüyü yunan gençliği yunan sokaklarında,caddelerinde,üniversitelerinde,liselerinde gerçekliliğe ulaşmak düsturu altında kana ve cana getirmektedirler,ortaya şimdiye kadar hiç görmediğimiz bir eserin çıkacağı gün gibi aşikardır, işte bu aşikarlıktır bu tarzda başlıkları sözlüğe taşıyan.

Ey komprador sen ne yaptın bu kirli savaşta şehit düşenler için, teröre ses çıkartmayan türk gençliği adı verilen populasyonun dışında olduğunun tek göstergesi güce biat ettiğini şüphe edemeyeceğimiz bir biçimde gözümüze sokman mı? yunan halkının ''kravatlı devrime hayır,devrim sokaklarda gerçekleşir'' şeklindeki evrensel dalga yaratma girişimine dair şiarının karşısına koyabileceğin tek alternatifin yine mi kan emicilik üzerinden şekillenen,şehit dediğimiz insanları ortalık mezesi gibi şekilsiz ve niteliksiz bir vasıfla ,afiyet olsun abiler,muhabbetiniz bol olsun repliğinin fon müziği yaptığı bir erdemsizlikle masanın üzerine bırakıp pusuya yatmak mı?

susanın karşısında susmayan olduğunu dillendiren sen vatandaş,ne yaptın? anlat bana linçleri,faili meçhulleri,polis abilerinin kazara olsa bile keskin nişancılıklarından ödün vermemelerini,iş,ekmek,adalet diyenin kafasında patlayan jopları..vb..var devamını sen getir mutlu tutsak.
(bkz: dostum biz apoletli soylemistik bunlar apolitik)
Ayrıca şunu eklemekte mümkündür; sen ülken emekçilerine terorist de, polis terörüne alkış tut,tecavüzcülerin sırtını sıvazla,işkenceyi görmemezlikten gelmedende öte bir tavırla işkenceyi statükonun devamlılığı için gerekli mutlak bir araç olarak gör,ırkımda ırkım,asil ırkım benim diye böbürlen,bu ülke meydanları 3 büyük kulübün taraftarlarına açılsın emekçiye kapatılsın de,din istismarcılarına çanak tut....tüm bunlara ses çıkarma,sonrada vatanın en bam teli olan asker kanı üzerinden tümcelerini sırala,ulan o girilmesi yasak olan meydanlara girebilme gayreti gösteren kaç ana-babanın çocuğu bu ülke dağlarında asker ya da pkk lı olarak ölmüştür bunu bilir misin sen? sen benim acılarıma ses çıkar bende senin acılarına ses çıkarayım çıkarcılığını yapan faşist borazancıların bilmedikleri şu; senin onlar için ses çıkarmıyorlar diye nitelediğin şehit askerler gün olur benim evimden çıkar,gün olur bir akrabamın evinden,gün olur komşumuzun evinden,gün olur bakkalımızın,kasabımızın,manavımızın evinden çıkar. ama bu ülkenin 85 yıllık özsel paradigmasının ürünü olan adaletsizlikler ve acılar 789000 km karelik her alanda yaşanmakta ve bir olasılık olarak değil,bir mutlaklık olarak yaşanmakta,peki hangi birisine ses çıkardın diye sorarlar adama.
Faşizan bi' görüntü oluşturmak istemeyen türk gencidir. Her daim savaşı, kargaşayı, kaosu değil Barışı düşünen türk gencidir. O bilir ki bu çözüm olsa yapacaktır ama o yine bilir ki bunlar çözümden çok kargaşaya yok açacak şeydir. O türk gencinin (güvenmese bile) başında devleti ve ordusu vardır. Kısacası o Protestoların provakasyona dönüşme ihtimalini gören gençtir.
ne yapsakta bu ülke nereye gidiyor iran mı olacağız ,ahanda ülke bölündü bölünecek diye vaveyla edenlerin pek bir sevdikleri bölme , ayırma ,gençleri galeyana getirme taktiklerinin bir başka versiyonu olan tanımlamadır.
(bkz: öff yine mi pkk muhabbeti)
80 ihtilaliyle birlikte türk gencini apolitikleştirme çabasının günümüzde fidan vermiş hatta ağaç olup kök salmış bir örneğidir...
her daim güdülmek ihtiyacı hisseden koyundan sadece fiziksel farkı bulunan varlık türü.
sesini çıkaranlara bir sürü etiket yapıştırıldığı için susmayı tercih eden, üç kuruşluk bünyelerin yapıştırdıkları etiketlerin hiçbir şeyi değiştirmediğini bilmeyen, alenen yapamasa da bezen gizliden destek veren, bu desteği hem sevindiren hem üzen gençliktir.

siyasi ya da ortalığı karıştıran şeylere genel olarak bulaşmak istemeyen kişi sayısı fazladır, saygı gösterir, kendine göre konuşur ya da susarsın.
ama pkaka terörü öyle bir şey ki bu damarı bozuklara en sakin insan bile kendinden beklenmeyecek tavırlar sergilerken birilerinin sabredebilmesi garip geliyor.
çünkü bu kıyımın mantıklı bir açıklaması yok, olamaz da.
bu konuda duygulara hakim olabilmek gerçekten çok ilginç.
ha şimdi sempatizanları ne diyorlar "internetten ülke savunan, tepki gösteren kişiler"
it kadar haysiyeti olmayan bu bünyelerin ne dediğinin bi önemi zaten yoktur ama ben diyorum ki "duygu ve vicdan"...
bilmezler ki.
bu başıbozuklar meydanı boş sanmasınlar, şu sahip oldukları rahatlığın sonsuz olmadığını anlasınlar.
konuş sen de kardeşim. bilsin herkes...
güncel Önemli Başlıklar