bugün

pkk'nın sinsi bir oyunla sol düşüncenin arkasına sığınıp ona zarar vermesidir.

sol düşüncenin terör ile anılması gibi bir görüntü ortaya çıkmıştır.
terörden öte bir kirlenmenin yaşattığı zarar vermedir. bir zarar, ziyanın olduğunuı herkes fark edebilir ama kürt hareketinin verdiği zarar kuramsal boyutta inceleneceği gibi pratikte de, türkiye işçi sınıfının güçlerini bör dönem harekete de geçirse, uzunca bir süredir yalnızca bölünmenin ve gericiliğin yayılmasında bir parametre olarak çıkması çok daha anlamlıdır. kuramsal boyutta ise marksizmi sınıfsal perspektifini ulusal perpespektifle yer değiştiren, ulusal sorunu marksizmle anlamayı değil, marksizmi ulusal sorunla anlama gibi sorunlara yol açmıştır. ama bunun tek sorumlusu pkk değil, aynı zamanda bünyesindeki demokratizm ve uvriyerizm hastalıklarını aşamayan türkiye soludur da. demokrasi, insan hakları, ulusal sorunun çözümü gibi söylemler iyi, güzel, hoş ama ne yazık ki siyaset açısından sol adına zerre kadar yarar getirmeyen ve onu iktidar bakış açısından koparan söylemler olmasında pkk'nin yeri ağır bir biçimde karşımıza çıkıyor.
zarar vermesi mümkün değildir .
zira aklı başında olan bir şahıs bilir ki sol düşünceyle pkk arasında hiç ilişki yoktur.
ilişki kuranlar zaten "çok zeki" kişilerdir .
onlar istediğini düşünebilir .
terörden öte hiç bişiye zarar vermeyendir..
sikmişim solu sağı..
insanlar ölüyor..bu insanlar ister marxist olsun ister faşist ister apolitik öldüler mi geri gelmiyorlar!
o yüzden , insanları öldüren terörden daha feci büşü bu solun zarar görmeyen hıyarlara ; "sol sağ insandışı varlıklar için miydi de biz bilemedik" diyorum..

höh lan sola zarar veriyomuş..nice insanın deldiği karaciğerine zarar verdiği kadar zarar vermedi pkk..tek pkk değil , stalin de zamanında yaptı hitler de , bifiil insan öldüren herkes de..insan canından daha büyük zarar mı var? ya da , insanlara rağmen insanlar için yapılan siktiri boktan ideolojilerin üstünde konuşmaya luzum mu var?
şurası çok açık, geleneksel solun dünya görüşü olan marksizmin sınıfsal perspektifi ile onu sürekli iğdiş etmeye çalışan ve sola akıl öğretmeye çalışan akımlara karşı solun vereceği cevapların çok önemlidir. kürt hareketinin temelinin ulusal bakış açısı olduğu bellidir. sorun bu bakış açısının toptan türkiye soluna empoze edilmesidir. ulusal sorunun kökeninde yatan burjuva kaynaklı eğilimler ile türkiye'de kürtler üzerindeki sorunun kimlik, ulus inşası üzerinden çok sınıfsal içerikli bir emek sorunu ile alakalı olması, sınıf bakış açısının eksikliğinde solun nerelere gidebileceğini özetliyor bize. bir yandan demokrasi söylemi ile sermaye ile ortaklaşan, diğer yanda ise ezilenlerin sesi olduğunu söylemek ve bunun iddiasında bulunmak bir noktaya kadar anlaşılsa da sol açısından bunun anlamı intihardır. solun tamamen buna endeksli yaşaması ve bu sorunun çözümünde klasik leninizm'in öncülük rolünü üstlenememesi de bir dizi kendi kaynaklı sorunuyla birlikte, dış etkenlerin varlıkları da önemlidir.

türkiye işçi partisi'nin içerisindeki ddko kaynaklı devrimci demokrat çizginin, 1974'te adını şu an hatırlayamadığım bir yazarın portekiz ile türkiye arasında ilişki kurması ile yeniden alevlenmesi ile türkiye solundan giderek kopması ve daha sonra ise reel sosyalizmin çözülüşü ile her ulusal harekette olabilecek sorunları işlemesi türkiye'de sol açısından büyük bir gerilemedir. diğer yandan bölgede emperyalizmin şu ya da bu bir biçimde elini güçlendiren, bu sorunu elinde bir kart haline getiren sağcı açılımların hesabının türkiye soluna kesilmesi de bir başka zarardır.

türkiye'deki geri kuramsal altyapı nedeniyle az gelişmiş marksizm anlayışının, entellektüel derinliğinin azlığından kaynaklanan öncülük edememe sorununu kabul etmesi zorunludur. üstelik devrimci önderlerin de bundan nasibini alması gerekmektedir. az gelişmişlik artık bir sorun olmaktan çıkmıştır, o halde eskinin hastalıkları aşılmalıdır. ulusun kaderinden çok devrimin kaderini tayin hakkı daha önemli gibi gözükmüyor mu sevgili solcular?
pkknın* faşist bir davar topluluğu oldugu düşünülürse pek de işe yaramayacak bir durum ortaya çıkar.**