bugün

nedendir bilmiyorum ama çevresinde pis bir yer olarak bilinen lokantadaki yemeklerin tadına doyum olmaması.

(bkz: pisliğin lezzet verme özelliği)
(bkz: sanayi köftecileri)
silik yazılarla cama 'arkadaş lokantası' ya da 'arslanlar köftecisi' tarzı yazılar yazmış, hijyenden nasibini alamamış yurdum gıda sektörünün tadına doyum olmaması durumu.

uğur dündar'a nanik yapıyoruz burdan...
kanat atkaya'nın tenya burgeri. iğrençliğine rağmen hastasıdır.
(bkz: içkisiz yiğit lokantası)
bu şekilde kamyoncu lokantaları vardır. pisliği müşterilerin ya da mekan sahibinin pis olduğundan değildir. asıl olan yemektir ve lezzetlidir; geri kalanlar ayrıntıdır, önemli değildir onlar için..
yumurtanın kabuğundan bir parçayı itinalı bir şekilde yumurtanın piştiği sahan ın içine düşüren lokantalardır. netekim batıl inançlarımız sınır tanımamaktadır söz konusu olan basit bir sahanda yumurtanın lezzeti olsa bile. nitekim halkımızın bu müthiş sağ duyusundan faydalanan uyanıklar her daim çıkmıştır ve çıkacaktır da kanımca
önyargılı olanlar için gidilmeden uyarı yapılarak götürülen yerdir..
artık temiz olum orası adamlar eldiven bile takıyorlar..ya iyiymiş tabi temiz olsunlar ne o öyle her yer sinek..artık içerde sinek yok onuda halletmişler
gidersiniz dürümünüzü alır afiyetle bir güzel mideye indirsiniz..doymuşsunuzdur..masalar temizdir gercekten,adamlar eldivenlidir filan önyargının kötü bir şey oldugunu düşünmeye baslarsınız..
iş para vermeye geldiğinde ise size etleri hazırlayan amca bey eldivenli bir şekilde kalemi alır tutarı yazar paranın üzerini kasadaki tüm paraları mıncıklayarak verir..
siz eldivenin yararını düşünürken etlerin oldugu camekanın içine doluşmuş sinekleri görürsünüz..çare onları daha içerde bir yere kapatma işlemiyle en güzel biçimde çözülmüştür..her sey güzel olduguna sorun olmadıgına göre temiz bir yerden temiz bir yemekle size afiyet olsun..
ankara'da gimat'ın orada bir çöp şişçi var istanbul yolunda, pis mi bilmiyorum - muhtemelen öyledir - ancak öyle bir şiş yapıyorlar ki ikinciyi istememek imkansız.
bu entryi okuyup da yerini bilenler varsa bi özel mesaj uzaklığındayım. *
dönerin ve köfte-ekmeğin 1 milyon olduğu mekanlardır. içeri girince ağır bir yağ kokusu duyulur.
otogar ve çevresinde ekmeğini kazanan işletmeler de örnektir bu hadiseye.
salaş mekan leziz tad ikilisi .
genellikte uzun yolda kamyon şöferlerin durduğu yerler.

yemekleri çok güzel yapıyorlar kuru fazulye, pilav ve et sote yenilmesi tavsiye edilir.
(bkz: 3 çeşit yemek 1 lira)
göz görmeyince gönlün katlanacağı mekan türü.
Düzce'nin merkezinde 2 tane köfteci var. mekan pisten ziyade biraz köhne, karanlık böyle kötü bir havası var ama köfteleri süper. hele köfte tuzu tam süper.
aşçıların "kendilerinden bir şeyler" kattığı lokantalar ve yemeklerdir.
kesinlikle doğru bir önermedir. hatta bunula ilgili bir hikaye şöyledir;

padişahın biri dışarda tebdil-i kıyafet mumbar dolması yer. yemek çok lezizdir. e padişah bu tabi, yemeği çok beğendiği için ustayı hemen saraya aşçı olarak aldırır. gel zaman git zaman padişaha mumbar dolması yapar bu adam. ama ne hikmetse o dışarıda yediği lezzeti bir türlü bulamaz padişah. nitekim aşçıyı yanına çağırtır; "yav şu mumbar dolması için aldık seni saraya, ama saraya geldin geleli aynı lezzeti alamadık" der. aşçı da dertlidir zaten, dayanamaz ve şöyle der; "padişahım ben önceden mumbarları kendin yıkardım. şimdi isa mumbar bana gelene kadar on kişi yıkıyor, tadının değişmesi bundandır"
genellikle dar gelirlinin ve öğrencilerin tercihine mazhar olan lokantalardır.

buraya takılan insanlarımız az çorba çok ekmek mottosunu bir sevgiliye sarılır gibi belinden kavramışlardır. mekan o kadar hoşa gitmese de semtteki en ucuz karın doyurulabilecek yerdir. 37 ekran televizyonu iki duvarın köşesinden yararlanılarak basit bir zekanın ürünü tahtanın üzerindedir. genelde sürekli aynı şarkıları çalan bir müzik kanalı açıktır. genel eğilime göre zaman zaman haberler de izlenebilir.

mekanın pis olduğunun farkında olan sadece siz değilsinizdir. çatal-kaşık getiren garson eleman çatal-kaşığın yanında peçete de getirir ki az sonra ağzınıza sokacağınız bu metal parçalarını silebilsesiniz. bu arada yeri gelmişken ağız silmek için konmuş ufak mor renkli kağıtlara kaşığını silen müşterilere lokanta çalışanları son derece kıl oluyor. mutfakta çalışan bir arkadaşımın küfrettiğini bile hatırlıyorum.

yediğiniz şeyler genelde aynı şeylerdir. az kuru az pilav ya da musakka-pilav-cacık. neden bu kadar emin olabiliyorum çünkü farklı şeyler yemek isteseniz bile ya yoktur ya da yeni bitmiştir. ama kuru hiçbir zaman eksilmez nedense.

öğrenci iseniz hayvan gibi ekmek yiyeceğinizin farkında olan garson ekmekten yana sizi öksüz bırakmayacaktır. bol karbonhidrat alacaksınız, korkmayın. tabi yan masada saç kavurma yiyen solgun gömlekli, göbekli kamyoncu lokantanın en yağlı müşterisidir. saç kavurma en elit yiyecektir burada.

yemeğiniz bitince kürdana abanıp öküz gibi dişleriniz karıştırmanız garsonlar arasında gülüşmelere neden olacaktır. unutmayın sadece kuru üstü pilav ve yanında da cacık yediniz ve bunun herkes farkında boşu boşuna kavurma yemiş havası vermek için götü kasmayın, rahat olun, yabancı yok.

hesap diğer lokantalardaki gibi öyle garson şık bir el hareketiyle çağrılarak istenmez. zaten üç kuruşluk şey sipariş edip 10 tane ekmek yedin davar. hesabı kalkıp kasaya giderek ödeyeceksin. ve en zevkli kısmı budur. hesap cüzidir çünkü. lokantadan çıktığınız da mide çeperlerinize yediğiniz ekmeklerin basınç yapması doyduğunuzun habercisidir. bir de sigara yaktınız mı bu öğün de kurtulmuş olur. bir dahakine allah kerim...
sadece türkiye'de değil genel olarak geçerli olan durumdur.

(bkz: demolition man)
Lezzetinin muhtemelen insanın psikolojisinden kaynaklandığını düşündüğüm lokantalar. Kamyoncuların uğrak yerleri mesela; adam zaten günlerdir yolda.. O arada ne yese adama leziz gelmeyecek mi?