bugün

Buğdaygillerden, kökleri bol su içinde yetişen bir bitki.
uzak dogulularin ekmegi.
bunu bi de yagsiz tuzsuz pisirmiyorlar mi? sutun icinde haslayip suyunu corba olarak icenler bile varmis.. o nisbeten guzel oluyor ama galiba.
Bakıra çinko katılarak elde edilen sarı renkte bir alaşım.
bir orgu modeli. bir ters, bir duz seklinde orulur ve arkaya gecildikten sonra ise bu sefer ters orulen duz, duz orulen ters orulur. bu sekilde devam eder gider..
mısırdan sonra, patlatılarak yenebildiği keşfedilen tahıl ürünü. *
ingilizcesi brass.
Bakıra çinko katılarak elde edilen sarı renkli bir alaşım.
kabuklarından ayrılmadıysa (bkz: çeltik) denir.
diğer mutfaklarda olduğu gibi türklerin mutfağında da hatırı sayılır yeri olan tahıl çeşidi,dolmada enfestir,pilavı vazgeçilmezdir,sütlaçta ayrı bir hoştur,kısacası pirinç tanrı'nın insanlığa bir hediyesidir...
Ben nereden bileyim pirincin ne olduğunu?
Bilen kimdir , ben nereden bileyim?
Hiç bilmiyorum pirincin ne olduğunu.
pirinç kaça satılır, bir onu biliyorum.

(bkz: bertold brecht)
pirinç ülkesi

pervazlarda beliren ilk

bir erik yeşili gibi dağılan tepelere

güneş nasıl kayarsa

gölge-tarlaların üzerinden

kalem öylesine kayıyor pirinç kelimelerle

bu sabah yatağımın kenarında

bütün günahlarımın silindiğini gösteren

bir işaret buldum:

kayık şeklinde bir leğenin içinde

yüzen bahar dalları...

ah evet, uzak okuyucu,

günahların hatırlanmadığı bir yer olmalıydı

bizim için...



hiç kimsenin göndermediği

artık gönderseler de fark etmez çünkü yazdım

bundan sonra da göndermeyeceği

cam bir kutuda yüzen bir krizantem olmalıydı

evimizin önünden geçen beyaz boneli

Hollandalı bir kız olmalıydı

ki elindeki kumral köy ekmeği bana daima

güzel şeyler hatırlatır

veya ne bileyim ben sarışın spiral

bulut halinde saçlarıyla Rapuntzel

ya da her an bir çam ağacına dönüşüverecekmiş

duygusunu veren çünkü bordo flütünden daima

koyu yeşil ezgiler dökülür dökülürdü

bir Pan olmalıydı...

bizim için...





herkesin küçük bir bahçesi olmalıydı

üzerinde fikir teatisinde bulunabileceği saatlerce

mesela aramızdan biri bahçesinde gece yarısından sonra

enteresan bir durum gözlemişse hemen hiç çekinmeden

arkadaşlarını arayabilmeliydi

hareket eden cisimler üzerinde pembe mumlar

kendini gizlemeliydi

tam gece yarısı olduğunda birdenbire

Mona Lisa çalmalıydı...

gümüş kapların içinde bir tadımlık

yiyecekler olmalıydı...

ne kötü şimdi şu an dışarı baktığımda

sana bu derece yabancılaşmam...

o kadar yakındık ki...

ama işte şimdi elimi dışarı uzattığımda

yağmurun yağıp yağmayacağını kavramak dışında

sana dair hiçbir şey bulamıyor olmam

sana tutunamamam ki katiller bile geride

el izi bırakır, ne acı...

şu an üstümde sarı simlerle işlenmiş

lacivert kadife eşofman olmasından son derece

memnun olmama karşılık bütün bunları

ve başka birçok şeyi bırakıp

çiçekli ince elbiselerle

kafamda hasır üçgen bir şapkayla

sulak pirinç tarlalarında

seninle yan yana dolaşamayacağımızı

bilmek ne kötü...



ah senden bir işaret

en ufak bir işaret gelse...

ama belki de o zaman sen Napoli'ye, Sicilya'ya

hatta Korsika'ya gitmek isterdin de yine bu

pirinç tarlaları ideası suya düşerdi...

hatta hiç unutmam bir seferinde ikimiz

Mısır'a gitmek istemiştik de

ben kendimi Salzburg'da sense evde bulmuştun...

senin benimle hiç konuşmadığın günlerdi

sanki aramızda bir çatlak açılmıştı

Salzburg'da seni unuttuğum söylenemezdi

unutmadığım da...

hiçbir şey çözümlenemiyordu öncesinde de

sonrasında da geriye dönülmez haerketlerin...

ben şimdi Paris'te bir Çin lokantasında oyalanıyor

olsam da bu ancak gülünç bir tedavi, soytarılık

çünkü biliyorum hatta hepimiz biliyoruz ki

pirinç tarlaları projesi asla gerçekleşmeyecek

ve artık hiçbir şey eskisi gibi değil

olamaz da

seninle ayrıldığımız günden beri

bunun için yatak odalarımızda

başuçlarımızda su dolu bardakların yanında

mumların yanması gerekmiyor

artık sözcüklerle sonsuza dek

oynamak istemiyorum

bazan gri-mavi bulutların içinden

sessizliği yararak bir jet uçağı geçiyor

bu basit gibi görünen gerçeklik imajı birçok şeyi

bütün sözcüklerin ötesinde

birden açıklıyor sanki

bunu bilmek bana yetiyor..

(bkz: lale müldür)
efendim bilmeyenlere söyleyeyim nişastası olduğu gibi sütlaç denen tatlının ana maddesidir.
trakya ,çukurova ,samsun ve çevresinde yetiştirilir .sıcaklık ve nem ister .ayrıca sıtma hastalığı tehlikesiyle karşı karşıya olduğu için devlet kontrolündedir .
(bkz: basmati)
(bkz: jasmine)
(bkz: baldo)
kendindan ayrıca çorba da yapılır.
(bkz: pirinç çorbası)

yapılışı:

http://www.evyemegi.com/Corbalar/pirinccorba.htm
yüzde yüz fiyat artışı ile mutfağa girişi zorlaşan gıda... ve bazı şerefsiz iş adamlarının birkaç günde ceplerini suni zamla doldurdukları spekülasyon gıdası... sofraların vazgeçilmezi iken bugünlerde vatandaş kilosunu 5-6 ytl almak zorunda kalıyor...
tarım bakanının mükemmel çözümüyle fiyatındaki artmanın hiç zorluk çıkarmayacağı yiyecek.1-2 hafta pirinç almayın diyor kendileri.süper fikir lan almayalım.bizde artık 1-2 haftalığına pirzola,biftek vb et ürünleriyle idare edicez.o değil de şampanyanın yanına da en iyi pirinç gidiyordu o kötü oldu.
şu an elinde 200 bin ton pirinç bulunan bir spekülatör 150 milyon dolar kar elde etmiş.

pirinç fiyatları bundan sonra hiç düşmeyecekmiş. aksine sürekli bir artış olacakmış. bu tabi bir öngörü. tmo elindeki stokları piyasaya sürüyor ve satıyor. sonuçta ne oluyor? piyasa çapulculara kalıyor. yetkililere soruyorlar, neden sürekli artıyor pirinç fiyatı? diye. cevap: "dünya piyasalarındaki pirinç arzı yüzünden. bizden kaynaklanmıyor." deniliyor. iyi de kardeşim sen elindeki pirincin tamamına yakınını neden piyasaya sürüyorsun? sonra bahçeli'nin dediği gibi "partiye yakın birilerine önayak mı olunuyor?" sorusu sorulmaz mı?
son zamanların en popüler gıda maddelerinden birisi. geçmişte bu ülkede ne kuyruklar görmüştük* ama böylesi bir kuyruk daha önce hiç görülmedi. yıl 2008 ve ülkemizde insanlar 5 kg pirinç için kuyruğa giriyor. çok acı!..
su an turkiye ve bazi ulkelerde kitligi yasanan; cokta degerli bir besin kaynagi oldugunu dusunmedigim tahil urunu.
fakir afrika ülkelerinde sefalet ve açlık içinde yaşayan insanların bulabildikleri tek besin maddesi.
%150 gibi astornomik bir zam alan akabinde eski günlerdeki gibi kuyruk oluşturan allahın hikmeti.dünya fezaya çıktı çıkacak biz hala gıda kuyruklarından, terör olaylarından, laik mi değil mi gibisinden tartışmalardan kurtulamadık, kurtulamadık...
bundan sonra ''papaz her gün pilav yemez'' deyimi, ''papaz her gün pilav yiyemez'' olarak değişecek gibi görünüyor..
muhteşem bir besin...
sütle pişirildiğinde* daha da muhteşem oluyor...
misir dan sonra dünyada en cok üretilen tahil. ücüncü sirada bugday geliyor.
orta karar glisemik indeksiyle sindirim boyunca kontrollü bir şekilde insülin salgılanmasına neden olan, bu yönüyle vücut geliştirmeyle uğraşanlar için mükemmel bir karbonhidrat kaynağı olan besin maddesi.