bugün

aslında görüp görmemek çok önemli değildir. mesele inanmakla alakalı.
mustafa kemal ne diyor ? : ''beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kafidir.
olmayan ayrıcalıktır aslında. çünkü peygamber de herkes gibi insandır. ancak yaratanla iletişim kurabiliyordur. ki bu da kur-an'ı kerimdir zaten. en doğrusunu tabiki yaratan yüce allah bilir.
(bkz: kur-an ı kerim okumak)
onların seçkin kullar olduğuna delalettir. seçkin ve kutlu olmalarının bir önemli sebebi de belalara ve eziyete karşı peygamberlerin yanında dimdik durarak imanlarını korumalıdır.

ashab-ı kehf gibi doğrulardan sapmamak uğruna bir mağaraya kapanmaktır.

hz. peygamber (s.a.v.) ashabı gibi açlıktan karınlarına taş bağlasalar da tevhidden caymamalarındandır.

firavunun kendilerine müjdelediği dünya mülkünden vazgeçen sihirbaz olmaktır.

her ne kadar o mucizeleri görsem bende inanırdım deniyorsa da bunları yaşamak ve katlanmak, allah ın yolunda cihat etmek kolay işler değildir.
elbette ilahi bir adaletin gizemidir. aksi takdirde aynı mantıkla insan ben niye peygamber olmadım, cebrail benimle konuşsaydı ben de kuşkusuz çok güçlü bir imana ve maneviyata sahip olurdum der. fakat kalü bela vardır. yani insanlarınruh olarak yaratılmış olduğu ve allahın huzurunda olduğu kainat öncesi varoluş.

rivayet edilir ki peygamberimiz hz. muhammed ile ilk halife hz. ebu bekir' in ruhları kalü belada habibullah olma yarışında yarışan iki güvercin gibiydi. aralarında ancak bir kanat çırpışı mesafe vardı.

anlaşılması gereken onların aziz yaratılışta ve farklı olduğudur.
güncel Önemli Başlıklar