bugün

ancak 2009 baharında gösterime girecek olan ben hopkins filmi.
9 ocak diye açıklanmış olan gösterim tarihini, sinemaların o tarihlerde fazla yoğun olması sebebiyle boş salon bulunamayacağı ihtimaline karşın ertelenmiştir.
müzikleri,konusu,oyunculukları ve senaryosuyla şahane bir film.kapitalist üretim ilişkilerinin insan ruhu üzerindeki deformasyonu denilebilir kısaca anlatılmak istenirse ama üç beş kelimeye sığabilecek bir film değil.ayrıca mihram ın kırmızı fon önünde elinde rakı bardağıyla dağıtmasıda bizlere çingeneler zamanında perhan ın malum sahnesini hatırlatmıştır. blöfler,şeytanlar,melekler ve paranın başrolde olduğu bu filmi izleyin.
uzun süre sonra sinemaya gitme kontenjanımı bu filmle doldurdum. özellikle beklediğim bir filmdi. süre itibariyle film biraz kısa olmakla beraber, filmin gayet başarılı bir yapım olduğundan söz edebilirim. öncelikle bilinmesi gereken film hakkında; entrikalı maceralı bir olay örgüsü değilde basit ve dar mekanlı bir konuya odaklanmış olması. şu an had safhaya ulaşmış kapitalist düzenin, yaygınlaşmış her türlü lüks tüketim malının ticaretinden çeşitli kişilerinin zamanında nemalanma aşamasına odaklanıyor sanki film. bunu da van-azerbaycan hattı üzerinden gerçekleştirmiş yönetmen. başroldeki mihram karakterinin film boyunca ruh durumunu ayrıntısıyla yansıtarak da filme artı bir değer katmış. yer yer diyaloglardaki orjinallik hemen kendini belli ediyor ve film durum komedisinden örnekler sunarak, bitmesi gereken yer de bizlere belli dersler vererek sonlanıyor. müzikler gayet başarılı, direk konuya etki edecek şekilde seçilmiş. kısaca başrolüne para temasını oturtan ve belli hedeflere giderken ideallerimizden ve çizgimizden ödün verebileceğimiz gerçeğini yüzümüze vuran bir film olmuş. fakat biraz daha olayların gelişme aşaması ( bu 2. bölüm oluyor daha çok) biraz daha uzun tutulup ilk dakikalardaki uzun sahneler çıkarılabilirmiş. sevabıyla günahıyla izlenmesi gereken bir film bence.
her rolün hakkını veren, sempatik adam tayanç ayaydın'ın başrolde oynadığı ben hopkins filmi.
oyuncularıyla zaten maça 1-0 önde başlayan bir film. zira genco erkal, melih düzenli, hakan şahin ve şenay aydın gibi isimler gözümüze çarpıyor.
film, kapitalist düzenin egemen olduğu dünya ticaretinin küçük bir kısmını ele alırken, yoksulluğun ve kısa yoldan zengin olma düşlerinin insanı değersizleştirmesine ve vicdanını yok etmesine de değiniyor.
film, en iyi film ödülü dahil 4 dalda altın portakal ödülünü kaptı.
ayrıca locarno film festivali'nde de en iyi erkek oyuncu ödülüne, güzel surat tayanç abimiz layık görüldü.

kısacası izlenilesi, kalite kokan başarılı bir film.
değerlendirme yapacak olursam;

oyunculuk: 10 numara
müzikler: 10 numara
senaryo: 10 numara

anlatılmak istenen kapitalist sistem, insan ilişkilerine çok iyi yansıtılmış. uzun süredir izlediğim en iyi filmlerden birisiydi. bazı sitelerde yorumları okudum da bu arada insanlar sadece filmi film oldukları için izliyorlarmış. bunu anladım. filmde anlatılmak isteneni değilde kendi anlamak istediklerini anlamayınca köpürmüşler. çok sağlam bir filmdi. eleştirebileceğim tek şey kısa olması.
politik sinema zevki olan insanlar için bir nirvana noktasıdır.
ingiliz ortak yapımı olmasına rağmen, bir türk filmi için fazla iyi anlatım ve fazla iyi afişe sahip filmdir.
bir saniyesinde bile sıkılmadan izlenir, tavsiyedir.
filmin en rahatsız eden yanı genco erkalın kötü oyunculuğu.

not: kimse süper oynamış diye gelmesin kafa atarım.
Yaşayıp gördüğümüz şeyler, film yapmaya gerek yoktu.