bugün

kötü futbol oynayan bir takımın oyuncusudur.
yeşil sahada pas verecek arkadaş arayan futbolcu, hayatta zorda kalınca sığınacak bi liman arayan yalnız insana benzer.
ikisinin de hata yapması muhtemeldir. çünkü yalnız hissetmek kötüdür.
spiker bu futbolcunun düştüğü durumun öncesinde, mutlaka şunu söylemiştir;

(bkz: pas verecek arkadaşını aradı)
- zikindu 3 kişiyi geçtikten sonra pas verecek arkadaşını bulamadı. Rıdvan ne diyorsun bu işe?
+ gol olur.
muhtemelen ender gelişen osasuna atakları'ndan birisi içindedir...
pas verecek bir arkadasını buldgunda ona ' ne takımlarda oynadım ama pas verecek bir arkadas bulamadım taa ki seni tanıyancaya dek. iiki varsın iiki bizim takımın sag açığısın.' diyebilcek futbolcudur.
(bkz: yazık lan)
kendi kalesine gol atan futbolcudan sonra, haline en çok acınılası futbolcudur. çevresinde pas verecek bir arkadaşının olmamasının vermiş olduğu çaresizliğe mi üzülsün. pas verecek bir arkadaş bulamamasının akabinde kaptırdığı toptan sonra yiyeceği küfüre mi üzülsün. yoksa bu durumun getirdiği çaresizlikten dolayı geri pas yapıp yine seyirciden yiyeceği küfürler... off ya, kendi kalesine gol atan futbolcudan vazgeçtim. düzeltiyorum. bence en acınılası futbolcudur.
muhtemelen pas vermek istemeyen oyuncudur.

bahane olarak da pas verecek arkadaş bulamadığını öne sürmektedir. genellikle küçükken mahalle maçlarında karşılaşılan tiplemedir.
(bkz: araman yeter)
bir yandan koşar bir yandan ellerini havaya kaldırır. diğer bütün oyuncular dur bakalım ne zaman kaybedecek topu derken esas oğlan topunuzun amuaoyim diyerekten orta sahadan topa sinirle vurur. kaleci cenabet se gol olur değilse aut(out dan geliyor sanırım) yada avut yada avunt her neyse o olur işte .
yonja'ya bakmasını önerdiğim futbolcudur.
(bkz: aramaya inanmak)
fatih akyel' dir. pas verecek arkadaşını ya bulamıyordu yada işine gelmiyordu ki orta saha çizgisi civarına yaklaşınca allah ne verdiyse şişirirdi topu.
winnig eleven oynarken en iyi oyuncunuzla * kaleye doğru top sürerken gol olmayacağını bildiğiniz bir pozisyonda bir oyuncunuza pas vermek istersiniz, ancak oyuncuları bir anda beğenmezsiniz, oyuncular hakkında onun şutları kötü ama falsosu düşük, bunun şunun şut tekniği yüksek ama şutları isabetli değil felan diye kendi içinizde paradox yaratırsınız ve en nihayetinde kaleye çok fazla girersiniz bir defans oyuncusuna veya kaleciye topu kaptırırsınız. çok fazla düşünmemek lazımdır 40 metre den sonra yardıra yardıra şutlar çekilmelidir, bu sayede de daha güzel goller olmaktadır.
topa öylesine vurup gecer , topu ortalar ama ortada kimse yoktur.
baki ve servet hiç zorlanmazlar bu kounda mutlaka bulurla bir arkadaş. ha belki rakip takımdan olur ama arkadaş arkadaştır.
yalnızlığın bir diğer tanımıdır.
sahada onca kişi arasında yapayanlız kalmış oyuncudur. artık yapacak bir şey yoktur, iş başa düşmüştür. top çalımlarla kaleye kadar ulaştırılmaya çalışılır. sonucun hüsran olması muhtemeldir. ama atarsa ondan iyisi de yoktur.
son çare olarak kaleciye dönecek futbolcudur. tek arkadaşı, dostu kalecidir.
- pas ver!
- dur şunu bir geçeyim. hah!
- ulan pas versene !
- dur dur bu çok uzun boylu, kolay çalım yer. ahan da!
- bak bomboşum, pas ver!
- dur dur, tribünde arsenal' in antrenörü var, şunu da bir geç... ulan yandı ingiltere hayali!

maçtan sonra: 'pas vermeyi öğreninceye kadar kadrodışısın. '
"ulan şu dünyada pas verebileceğim bi arkadaşım bile yok be" şeklinde depresyona girebilecek futbolcudur.

(bkz: antisosyal futbolcu)
yalnızlık sebebiyle agresif olabilecek olan futbolcu.
alex arkadaşlarına baktı, pas verecek futbolcu bulamadı. kademede bilmem kim diye devam eden spiker repliği. o değil de, kademe ne?
cihan haspolatlı bunlara bir örnektir. her daim eller iki yana açıktır "napıcam la ben bu topu" tadında bakmaktadır insanların yüzüne, zaten bir kac saniye sonra topu en yakın rakibe teslim edip rahatlar.
rakibin çok iyi savunma yapmasıyla başlayan olaylar zincirinin ilk halkasıdır. son halkasında da top kaybedilir ve enfes bir gol yenir.