bugün

asıl açmak istediğim başlık tam olarak "hiçbir siyasi partinin seçim öncesi deprem önlemlerinden bahsetmemesi" olacaktı ama karakter sınırlamasına takıldı. bugün tüm zamanımı evde geçirdim, sabah uyanıp kahvaltımı yaptım, sonra televizyonun karşısına geçip yerel seçimler öncesi siyasi partilerin son atımlık kurşunu olan mitinglerini tvden takip etmeye çalıştım.

dikkatimi çeken önemli bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum.

bildiğiniz gibi türkiye deprem kuşağında bulunan bir ülke ve özellikle istanbul'da önümüzdeki beş sene içerisinde ciddi bir deprem beklentisi var. bunu bilim adamları götlerinden de uydurmuyor. ancak hiçbir siyasi parti, hiçbir propagandasında bu durumla ilgili alacağı önlemlerden bahsetmedi. sadece zemin etüdü yapılarak deprem mi beklenir? köprü, kavşak güçlendiriyorsun da istanbul'da milyonlarca ev var ve bu evlerin hemen hemen yüzde sekseni depreme hazır değil. bu duruma değinip seçim vaadi olarak bu evlerin güçlendirme çalışmalarının yapılacağını söyleyebilen ilk partiye yüzbinlerce oy kayacak. ama bizimkiler gelin görün ki birbirlerine bok atmaktan geleceğe dair hiçbir şey planlayamaz durumdalar. ben bugün bunu gördüm ve televizyonu kapatıp hepiniz aynı boksunuz diye söylene söylene müziğimi açıp kafa dinlemeye başladım.

17 ağustos 1999 depremini ve sonrasını izlemiş, yaşamış ve bununla ilgili yeterli önlemin alınmamasına ciddi derecede alınmış bir yurtdaş olarak sadece kızmakla yetinebiliyorum.

sanırım başlığı açarken karşılaştığım karakter sınırlaması, farklı anlamıyla siyasi partilerin karakter yoksunluğu olarak karşımızda ama bunun farkında mıyız onun farkında değilim.