bugün

daha çok ilköğretim sürecinde yapılan;

(bkz: ben bu soruyu yapabilirim)
(bkz: ben biliyorum)
(uzun bir bekleme sürecinden sonra) (bkz: ewet o boku ben yedim)
(bkz: çişim geldi)

gibi çeşitli anlamlara gelen eylemdir..çok farklı şekilleri vardır..pısırıkça parmak gövdeye saklanarak kalkabilir,devasa bir şekilde göğe yükseltilebilir,sallanarak dikkati daha fazla çekmeye çalışılınabilir..

lisenin ilerleyen dönemlerinde ve üniversite başlarında yerine beş parmağın beşinin de açık olduğu el kaldırmaya bırakırken üniversitenin ilerleyen dönemlerinde herhangi bir yerin kaldırılmasına ihtiyaç yoktur..istediği gibi konuşur,tuvalete gidebilir ya da sınıfı terkedebilir öğrenci..
parmak atmaktan daha masum bir davranış biçimidir.
(bkz: parmak atmak)
ömür boyu bırakılamayacak çocukluk alışkanlığıdır. genel müdürlükteki seminerde 45 yaşına yakın insanların konuşmacıya soru sormadan önce yaptıkları fiildir. güldürmüşlerdir valla...

ayrıva baş kaldırmaktan daha masum bir fiildir.
bazen tribünlerde * parmağı futbolculara doğru göstermek gibi, hiç de tasvip etmediğmiz bir şekilde karşımıza çıkar.
öğrenci yavruların bi yandan da örtmenim örtmenim diye bağırarak yaptığı hareket.
öğretmenin sorusuna cevap vermek ya da ' kim benimle aynı fikirde ? ' sorusundaki fikrini belirtmek amacıyla yapılandır.
ilköğretimi geçtim anaokullarında bile uygulanan klasik disiplin modellerinden birisi artık. ilköğretimde çocuk yavaş yavaş kendisini disiplin etmeyi öğrenecek elbet. 40 dakika ders, 10 dakika teneffüs süresine bir şekilde alışacak. belki aklı oyunda iken sıkıla sıkıla oturmak zorunda kalacak saatlerce. dakikalar saniyeler uzayacak onun için. "şimdi okullu olduk, sınıfları doldurduk; sevinçliyiz hepimiz, yaşasın okulumuz" şarkısı bile cazip gelmeyecek artık. evet bütün bunlar sadece işin görünen kısmı. bir de sınıf içinde öğretmenlerin kullandığı taktiklere uyum sağlamak zorunda kalacak çocuk öyle değil mi? ne derse onu yapacak. robot gibi! iyi güzel de bütün bu sorumlulukların üzerine bir de sırf öğretmen kendini paralamasın diye konuşmak için parmak kaldıracak.

yahu çocuk onlar değil mi? bazı öğretmenlere bunu anlatamazsınız. kendi bildiklerini uygulamaya çalışırlar sürekli. çocukları anlamak yerine kendilerini onlara zorla anlatmaya çalışırlar.sonrasındaki tablo ise şudur: "tek tip öğrenci." yaratıclık yok, aktivite yok, canlılık yok, farklılık yok..vs.

anaokullarında hele, üç yaşındaki çocuğa hani parmak diyor öğretmen yahu. oysaki çalıştır kafanı, başka yöntemler bul. parmak kaldırmak başkasının sözünü kesmemeyi öğretebilmek için tek başına yeterli midir? değildir. bizler öğrenciyken parmak kaldırıp söz istedik de ne oldu sanki. lisede bile durum aynıydı. düşünün yani ergenlik dönemindeki genç hala başkasının sözünü kesmemeyi öğrenemiyor. kavrasa bile uygulamıyor; çünkü yaptırım var, zorunluluk var. ne olurdu? öğretmen sınıftan dışarı çıktığı vakit gürütlü patırtı kopardı anında. asıl önemli olan çocuğun bunu öğrenebilmesi; sadece kendisi için bunu öğrenebilmesi. gürültü yapmaktan korktuğu için değil. zaten parmağı havada olan çocuk "örtmenim örtmenim" diye bağırır, ayağa kalkıp sallar vs. bence geçerliliğini kaybetmiş bir yöntem bu.
efenim birde bunlarin "cevabını bilmediği soruya parmak kaldıran" tipleri vardir.
genelde örtmen parmak kaldirmayan ogrenciyi secip ayrı bir taktik uygulamaya çalışmaktadir.ama bu afacan örencimiz cevabini bilmedigi soruya tereddütsüz (kendinden emin halde) parmak kaldirip olaydan yırtmayı çabalar.örtmen başkasını kaldırınca "hocam yaa" der bi' de yalandan.

zira bu uyanık öğrenciden başka hiçkimse parmak kaldırmıyosa hiç de süpriz olmayan nahoş bir sonla biter bu tilkilik hikayesi.
zaten "öğretmenim" anlamına gelmekte olan eylemdir.

yıllarca bize böyle öğretildi, parmak kaldırıp "öğretmenim!" diye haykırdığımızda bu uyarıyla karşılaştık. ama oturduğumuz yerden üst üste "öğretmenim öğretmenim" dediğimizde uyarılmadık. ne yani? iki kere deyince olmuyor mu? kombo yapıyorum belki sana ne? ve biz, çocuk olmamızdan faydananlarca kandırıldık yıllar boyu. bok varmış gibi parmak kaldırdık durduk...
akabinde '' öğretmenim öğretmenim'' diye bağırıldğında asla ama asla söz hakkı verilmeyen öğrenci davranışı.
sessiz biçimde, aradğınız kişi benim ya da aradığınız cevap burada demek için yapılan bir harekettir. herkes parmak kaldırsa da bir kişiye söz verilir. zaten amaç da birey birey insanların kendini ifade etmesine imkan vermektir. ayrıca kim önce kaldırdı tartışmaları henüz dinmiş değildir.
bu eylem büyüdükçe evrimleşir. parmak kaldırmak zamanla el kaldırmaya dönüşür. o kadar da olsun amcası 20 yaşına gelmiş adam parmak mı kaldıracak.
"örtmenim, örtttmmeeenimmm!" nidalarıyla ve titreyen bir baş parmak birlikte gerçekleştirildiğinde öğrenmenin gıcık olduğu durum.
o "örtmenim"ler kesilmediği sürece o öğrenciye söz verilmez, söz verilemez.
öğrencilik bitti kurtulduk diye sevinirken, dolmuş kullandığın sürece yapmaya mahkum olduğunu farkettiğin kaçınılmaz hareket.
lisede hadi bilemedin üniversitede yerini el kaldırmaya bırakan hareket. şu anki eğitim sistemimizde 6'ya geçen çocukların birden hocam demeye başlamaları gibi bir dönüşüm, başkalaşım filan.