ozuru kabahatinden buyuk

bir kralın, soytarısına sorduğu ve tam manasını aldığı sorudur.
kral sorar "özrü kabahatinden büyük ne demek?"
soytarı da, "tamam açıklayacağım kralım" ama biraz süre...

bir gün kral sarayın merdivenlerinden yukarıya doğru çıkarken soytarı gelir arkadan krala okkalı bir pandik atar. kral birden zıplar. hiddetlenir. bağırarak sorar "sen ne yaptığını sanıyorsun!?"
soytarı da cevap verir, "kralım, özür dilerim, n'olur beni affedin, sizi kraliçe sandım!"

hatalı olduğu bir konuda özür dilerken daha büyük hatalar işleyen ya da hataları açık eden; diyarbakır'daki patlama için özür dileyen pkk gibi;

roj tv'de konuşan bozan tekin, "merkezi planlama değildi, yerel insiyatiflerin işi; askeri araç için düzenlenmişti, yanlışlıkla okul çocukları öldü, sivil kayıplar için özür dileriz..." dedi. bazı özürler kabahatin ve kabahatlinin sonunu belirler, umarım bu son patlama olur; bu durum kabahati ve kabahatliyi yaratanın kabahatlerini ise hiç ortadan kaldırmaz.

pratik olarak soyleki;

(padisah)-- tiz bana birini bulun! oyle biri olsun ki ozru kabahatinden buyuk olsun
(vezir)---Devletlum bulduk adami aha bu!

bir muddet sonra padisah namaz kilmaktadir, o esnada bulunan adam padisaha bir parmak atar, padisah birden hoplayarak arkasini donunce,

---aaa padisahim ben sizi sultanim sanmistim ozur!

-oglum sinava neden calismadin da boyle bos kagit verdin?
-bugun sinav oldugunu bilmiyordum..
gibi orneklendirilebilecek durumlar butunu..

(bkz: hüseyin çelik)